Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Siyasal sistemlerin ilerleyişi ya da değişimi çoğu zaman teorik/yasal bir çerçevede gerçekleşir ve hem de irdelenir. Ancak sahada meydana gelen örnek olaylar ve çevre koşullarının etkisi, zamanla sistemlerin inşasında iyi ya da kötü rol oynar. Siyasal iktidar mücadelesinde darbeler, devrimler, ihtilaller kadar önemli hale gelen bir başka boyutta yeni teknolojilerin sınır tanımayan bir etkileşim ağı sunmasıdır.

        Bu temel yaklaşıma dayalı olarak 10 Ocak'ta erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini gerçekleştiren Kırgızistan'da dikkatimi çeken bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istedim.

        Hatırlarsanız Ekim ayında ülkenin başkenti Bişkek'te protestolar olmuş ve olayların büyümesi üzerine Cumhurbaşkanı Ceenbekov istifa etmek zorunda kalmıştı. Orta Asya'nın böylesine stratejik bir ülkesinde daha önce iki kez olduğu gibi bir devrim daha yaşanmıştı...

        Ardından geçici Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Sadr Japarov erken seçimlere katılma gerekçesi ile istifa etmişti. Ve yapılan seçimde galip geldi.

        Aynı gün ülkenin yeni hükümet sisteminin ne olacağı sorusu da halka soruldu. "Parlamenter sistemle devam mı?", "Başkanlık sistemi mi?" sorusuna seçmenler başkanlık yönünde "evet" dediler.

        Tüm bu sürecin merkezindeki isim olan yeni Cumhurbaşkanı Japarov, 2017 yılında girdiği hapisten çıkarak bu süreci yönetmişti. İşte o ilginç detay da burayla ilgili.

        Kommersant Gazetesinden iki muhabir seçimden hemen sonra Japarov'la bir röportaj yaptılar.

        Muhabirler "Dört ay önce hapisteydiniz ve şimdi başkanlık konutunda sizinle konuşuyoruz. Bunun sırrı nedir?" diye sorunca Japarov, ilginç bir detayı paylaşıyor.

        "Aslında uzun zamandır bu iş için çalışıyoruz. Ve dört ayda değil daha fazla zamanda ulaştık bu sonuca. 2017’deki seçimlere hapiste olduğum için katılamadım. Ama sadece hapiste oturup, sosyal ağlar aracılığıyla insanlarla iletişimi başardım”

        Elbette bunun hapiste nasıl mümkün olduğu da sorular arasındaydı. Japarov’un bu soruya da cevabı netti:

        "Yasal olarak bunu yapamazsınız, ama biz buradan bir çıkış yolu bulduk. Üç buçuk yıldır sıradan insanlarla doğrudan temas haline geçmeyi başardım. Önce arkadaşlarım Facebook, Instagram'da gruplar oluşturdular. Whatsapp'ta 50'den fazla grup oluşturdum, biliyorsunuz bir grup 256 kişiyi barındırabilir. Bu gruplar aracılığıyla Kumtor (ülkenin en önemli altın madeni) ve diğer çalışmalarım hakkında bilgi yaydım. Üç buçuk yılda nerdeyse tüm ulusa böyle ulaştım…İnsanlara buradan yardım ettim ama suçlulara değil. Hapishanede, günün 24 saati özgür bir adamsın. Çok boş zaman var. Devrimi hapisten böyle yaptım.”

        Gerçekten de Japarov'un hapisten çıkmasıyla birlikte çok sayıda taraftarı inanılmaz bir hızla organize oldular ve beklenmeyen bir dönüşümü gerçekleştirdiler. Bahsedilen sosyal medya çalışması tek belirleyici olmasa da kapalı bir sistem karşında kontrol edilmesi zor bir alan yarattığı anlaşılıyor.

        Medya özgürlüğü ya da buna yönelik eleştiriler dikkate alındığında ise Japarov'un yaşam öyküsündeki bu güncel örnek, sosyal medya ve dijital teknolojilerin siyaset ve toplumsal hayatta nasıl bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor.

        Diğer Yazılar