Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün İran-Azerbaycan arasında yaşanan gelişmeleri ve Tahran’ın olası hedeflerini yazmıştım. Öyle anlaşılıyor ki; Karabağ Savaşı kimi ülkeler nezdinden yeni bir evreye taşınmak isteniyor. Bunlardan biri de öteden beri Ermenistan’a destek veren Fransa…

        Ama olası senaryo daha da büyük!

        Cumhurbaşkanı Aliyev'in "Artık Dağlık Karabağ değil sadece Karabağ adını kullanalım." sözü bir şifredir esasında...

        Son olarak Paris Belediye Başkanı ve yeni Cumhurbaşkanı adayı Anne Hidalgo “Bence de Dağlık Karabağ tanınabilir…” şeklinde sosyal medya paylaşımı yaparak sürece dahil oldu. Paris’in ilk belediye başkanının hedefi sadece ülkesindeki 700 binin üzerindeki Ermeni vatandaşın desteğini almak mı?

        Evet bu da bir gerekçe ancak konu yeni değil.

        Aslında Hidalgo uzun zamandır bu anlayışla devam ediyor. Savaşın başladığı 2020 Ekiminde 173 belediye başkanının Macron hükümetine yaptığı çağrıda başı çekmişti. Bazı senatörleri de dahil ederek savaşta Ermenistan’ın desteklenmesi gerektiğini açıklamışlardı. Yine ateşkes anlaşması sonrası 18 Kasım’da Büyükşehir Belediye Konseyi aldığı bir kararla, Fransa’nın “Dağlık Karabağ”ın bağımsızlığının tanınması talebiyle Fransız Dışişleri Bakanlığı’na bir mektup göndermişti.

        Ancak Hidalgo’nun dünkü paylaşımının altında bir başka detay yatıyordu. Çıkışını dayandırdığı bir makale önemliydi.

        REKLAM

        Bernard-Henri Levy’in Kasım 2020’de yazdığı “Fransa Dağlık Karabağ’ı tanıyabilir” başlıklı makaleyi yeniden hatırlatıyordu.

        Levy sıradan biri değil… Libya’da, Suriye’de, Irak’ta ve hatta Bangladeş’te kendisini gösteriyor. Fransa'nın 2011'de Muammer Kaddafi'ye yönelik askeri operasyonunda önemli rol oynamış ve geçen yıl Misrata ziyareti Libya'yı karıştırmıştı. Libya hükümeti, Levy'in ülkeyi ziyaretine ilişkin soruşturma başlatmıştı. Yahudi asıllı Levy aynı zamanda İsrail dengesinin en etkili operasyon merkezlerinden birisi kabul ediliyor.

        Peki Levy makalesinde ne öneriyordu?

        Azerbaycan ve Türkiye’yi Ermenistan’a soykırım yapmakla suçluyor ve Türk SİHA’ları ile Suriye’deki savaşçılar iddiasını gündeme taşıyor. Geçen hafta İran da bu konuyu gündeme getirmişti. Ardından Fransa’nın Dağlık Karabağ’ı tanımasının diğer Avrupa Birliği ülkelerinde bir meşruiyet alanı oluşturacağını hatta böylece bazı uluslararası kuruluşların da garantörlüğünün sağlanacağını vurguluyor.

        Rusya'yı da eleştirirken Putin'in istediğini aldığını ifade ediyordu bu yazıda...

        Tam bu gelişmeler yaşanırken Ermenistan Başbakanı Paşinyan’dan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e “Görüşmeye hazırım” mesajı geldi. Ancak bir küçük detay daha vardı. Özellikle AGİT Minsk Grubunun çabalarının altı çiziliyor ve yeniden devreye sokulması öneriliyor.

        Kim var bu grupta? Aslında geniş üyelik sisteminde Türkiye de var. Fakat Eşbaşkanlar sistemi yürütüyor ve o ülkeler ABD, Fransa, Rusya...

        Bu arada ABD'nin Azerbaycan Büyükelçisi Lee Litzenberger’in “iki ülke arasında çözülmemiş kimi sorunlar olduğu” açıklaması Ermeni basınına yansıdı.

        Şimdi çok dikkatli olunması gereken bir başka aşamadadır Karabağ konusu…

        Şuşa’yı göstererek Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ arazisinde geri adım atmasını sağlamaya yönelik bir dizi uluslararası girişim olduğu izlenimi ağır basıyor. Özellikle Nahçıvan Koridoru için oluşturulan komisyonun Mart ayından beri tıkanması bu yeni yol haritasının bir ürünü olarak sayılabilir.

        Elbette bu oyuna gelinmemeli ve Dağlık Karabağ için geri adım atılmamalıdır. Değilse bölgedeki kazanımlar zaman içerisinde farklı bir güzergaha girebilecektir.

        Diğer Yazılar