Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Azerbaycan’daki temaslarımız sürerken dün Parlamentoya önemli ve anlamlı bir teklif sunuldu. Sanırım ilk kez burada paylaşıyorum. Akşam saatlerine doğru ülkenin gündemindeki konulardan biri buydu. Kararın hukuki yönünden daha çok siyasi ve diplomatik yönü daha önemli Azerbaycan için… Elbette tek başına okunmamalı ama yine de sembolik ve mesaj veren bir yanı olduğunu düşünüyorum.

        Buna göre Meclisin onayına sunulan karar 1918’deki Müslüman doğunun ilk demokratik cumhuriyeti ile 1991 yılında yeniden bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Cumhuriyetini tarihsel ve kavramsal açıdan tam anlamıyla bütünleştirme hedefi taşıyor.

        Zira halen 28 Mayıs (1918) Azerbaycan’da Cumhuriyet Günü olarak kutlanmakta. 18 Ekim 1991 ise SSCB’nin dağılmasının ardından ülkenin resmi olarak Bağımsızlık Günü…

        Şimdi parlamentonun alacağı kararla 28 Mayıs Bağımsızlık Günü olurken, 18 Ekim Bağımsızlığın Berpası (Korunması/ayakta tutulması) olarak değiştirilecek.

        Dün biz de Azerbaycan Devlet Televizyonunda katıldığımız yayında bunu irdeledik.

        Küçük bir teknik değişiklik gibi gözükse de Azerbaycan yönetimi bu kararla iki önemli hususu gündeme getirmiş oluyor.

        Birincisi Azerbaycan Cumhuriyeti 1991’de birdenbire çıkmamıştır ortaya. Zaten 103 yıl önce bağımsız idi. O devirden sonra (1920) bağımsızlık yitirilmiş ve 1991’de yeniden kazanılmıştır. Hatta 1918’den önce de vardır…

        İkincisi siyasi ve diplomatik... Bu tarihsel bütünlüğün resmi olarak bir kez daha kayıt altına alınmasıyla Zengezur bölgesindeki hak iddialarına yeni bir boyut daha kazandırılmaktadır. Nitekim o tarihte Zengezur hala Azerbaycan’ın toprağıdır. Yani bu güncelleme “Dağlık Karabağ” diyerek yeni bir çözümsüzlük süreci isteyenlere Azerbaycan’ın hakkı olan toprakları bir kez daha hatırlatılıyor…

        Azerbaycan Dağlık Karabağ'da "statü" propagandasına karşı kararlılığını ortaya koyuyor.

        Atatürk, Bakü ve Turan Yazgan...

        Atatürk, Bakü ve Turan Yazgan...
        0:00 / 0:00

        Azerbaycan’ın başkenti Bakü gerçekten çok özel bir şehir... Modern ve geleneksel bir arada, içiçe...

        Herkesin mutlaka buraya gelmesi lazım.

        Tabii öncelikle şu uçak bilet fiyatlarına bir düzen vermek gerekiyor. Türk Lirasındaki gelir kaybı burada görülebiliyor. Azerbaycan para birimi Manat... Şu an 1 Manat 5.2 TL düzeyinde. 2015 yılında yaklaşık 3 TL idi.

        Bakü şimdilerde bir başka...

        Her yanda Türkiye bayraklarıyla karşılaşıyorsunuz. Dilimiz, zihnimiz, duygu dünyamız daha da bir yakınlaşmış birbirine.

        Karabağ zaferinin ardından bir başka gurur verici gelişmeye şahitlik ettim.

        Hayatını Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine, Türk Dünyasının işbirliğine adamış olan merhum Prof. Dr. Turan Yazgan hocamızın 1992 yılında kurduğu Atatürk Lisesi'ni yeni yerlerinde ziyaret ettim. Bir üniversite yerleşkesini andıran görünümüyle "Keşke Turan hocamız da görebilseydi..." dedirten türden. Şimdi oğlu Közhan Yazgan yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Közhan bey kaliteyi artırmak için yoğun çaba gösteriyor.

        Kapıda okul müdiresi Eylem hanım ve genç öğretmenlerimiz karşıladı bizi. Hepsi de pırıl pırıl. Her yanda Atatürk'ün resimleri, İsmail Gaspıralı sözleri, Köktürkçe yazılar ve Türk tarihine ilişkin her şey var... Ayrıca yerleşkenin girişinde büyükçe "Karabağ Azerbaycan'dır" yazısıyla içerisi giriyorsunuz.

        REKLAM

        50 derslikte faaliyetler sürerken her geçen gün ülkede bir marka okul haline geliyorlar. Siyasetin dışında ve üstünde kalmaya gayret ediyorlar. Lekesiz, şaibesiz bir kurum...İnanın hiç kolay değil kısıtlı imkanlarla bu noktaya gelebilmek.

        En çok dikkatimi çeken detaylardan biri de öğrencilerin büyük bölümü Türkiye’de okumak istiyor. Hedeflerinde Türkiye'de iyi bir üniversitede okumak var. Buna uygun bir eğitim süreci de geliştiriliyor. Siyaset dışı ve ötesi bir kurum.

        Türkiye Türkçesi ile eğitim verilirken İngilizce de öğretiliyor. Çocukların hepsi anadili gibi konuşuyor Türkiye Türkçesini..

        1992 yılından bu yana 30. Yıl kutlamalarına hazırlıklar başlamış bile...

        Başta rahmetli Turan Yazgan olmak üzere bu sürece katkısı olan herkesi yürekten kutluyorum.

        Diğer Yazılar