Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hiç unutamadığım anlardan biri de ilkokul yıllarımda rahmetli babaannem ile yaşadığım bir olaydı. Aslında o an Türk insanını ve Anadolu’nun ferasetini böylesine güçlü şekilde hissetmiştim.

        O yılları yaşayanlar bilirler. Sokakta oynardık biz genelde...Hatta yola büyük taşlardan kale yapar girişirdik topa. Akşam azarı yiyip de eve dönene kadar. O tarafta bir bakkal vardı. Bizi hiç olmazsa iki günde bir toplar, hikayeler anlatırdı. Şeker vermeyi de ihmal etmezdi ara sıra da olsa. Bu hikayelerin en başında da Atatürk gelirdi. Onun nasıl kötü biri olduğunu hatta dinsiz olduğunu bize anlatmaya çalışırdı.

        Ben bir gün eve gelince babaanneme söyleyiverdim bunu.

        Tabii durur mu Meryem hatun, hemen başına siyah çarşafını taktı aldı eline bastonu düştü önümüze ve daldı bakkala... Hala kulaklarımda çınlar “Sen onun kestiği tutmak olabilir misin, kurban ederim onun tırnağına seni” diyerek yaptı yapacağını. İlkokul mezunuydu ama saatlerce bana Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl zorluklarla kurulduğunu anlatmıştı.

        Allah rahmet eylesin. Gerçek bir Anadolu kadınıydı. Eminim onun gibi nice insanlar ailemizde, çevremizde bir şekilde hafızalarımızda. O malum bakkal da fazla durmadı taşındı gitti memleketten.

        Geçen gün kıymetli kardeşim Ümit Doğan’ın kitapları elime ulaşınca yine hatırladım bu olayı...

        Tarihi konularda yoğunlaşan Doğan, son dönemde önemli çalışmalara imza atıyor. Birbiriyle bağlantılı iki eserdi gelenler...

        Biri “Hurafeler” diğeri “İskilipli Atıf Gerçeği”...

        Hurafeler kitabı Atatürk’e yönelik kara propaganda çalışmalarına 20 başlıkta cevap niteliği taşıyor.

        Bazılarını kısaca bilginize sunayım:

        Hurafe-3: “Atatürk İngiliz ajanıdır!”

        Bu cümleyi seslendirenler genellikle Atatürk’ün Samsun’a çıkışı sırasında İngilizlerden vize almak zorunda kalmasını, ve mütareke yıllarında bir İngiliz istihbarat subayı olan Bennett’in “Mustafa Kemal İngiliz taraftarıdır” cümlesine dayandırdıklarını vurgularken bu iddiaları tek tek çürütüyor. Atatürk’ün o dönem İngiliz işgali altında olan İstanbul’dan nasıl bir stratejiyle vize alarak ayrıldığı anlatılıyor. Hatta sonrasında durum anlaşıldığında derhal geri dönmesinin istendiği ve dönmeyince Atatürk’e yönelik çok sayıda suikast girişimi belgeleriyle ortaya konuluyor. Bu suikastçıların arasında işte o Yüzbaşı Bennett de var.

        Hurafe-8: “Atatürk döneminde dini bayramlar bile bayram gibi kutlanmazdı!”

        Kitapta 1928 yılından 1938 yılına kadar olan gazete haberleri irdelenmiş ve gerek Ramazan gerekse Kurban bayramlarının giderek daha büyük coşku içerisinde kutlandığı ortaya konulmuş.

        Hurafe-15 “İskilipli Atıf şapka takmadığı için idam edildi!”

        Bu da Türkiye'de çok tartışılan bir konudur. Bazı tarihçiler bu iddiayı ısrarla savunurken kimi tv kanallarında bu iddiayı destekleyen belgeseller yapıldığı görülüyor. Gerçekten böyle mi? sorusuna Ümit Doğan İstiklal Mahkemeleri zabıtları ve diğer belgelerle cevap veriyor. Buna göre İskilipli Atıf, Şapka Kanunu kabul edilmeden bir buçuk yıl önce ’Frenk Mukallitleri ve Şapka" adında bir kitapçık yayınladı. Yukarıdaki iddia sahipleri çoğunlukla onun şapka kanunu geriye yürütülerek idam edildiğini, savunsalar da gerçeğin böyle olmadığı anlaşılıyor.

        Yani İskilipli Atıf Hoca’nın idamının bu kitapçıkla ilgisi yok, olmamalı da... Kitapta vurgulandığı üzere İskilipli Atıf kitap ilk tespit edildiğinde ceza almamış ancak dağıtımın yasaklanmasının ardından bile isyan bölgelerine gönderilmesi ve özellikle Teal-İ İslam Cemiyeti'ndeki milli mücadele karşıtı faaliyetleri sebebiyle idam edilmiş.

        Kripto Yayınlarından çıkan bu eserler Pazar tavsiyelerimiz arasındaki yerini aldı.

        Diğer Yazılar