Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçtiğimiz bir haftada Kazakistan için 30 yıllık bağımsızlık sürecinin en zor günleri yaşandı. Geçmişte lokal gerginlikler, protestolar olsa da bu ölçüde bir kaos hiç yaşanmamıştı. Her şeye rağmen bazı bölge ülkelerine göre Kazakistan, kendine özgü demografisi ve kültürel dokusuyla bu vb tehlikelere karşı belirli direnç alanları kurabilmişti. Kimi yorumlarda ülke ekonomisi tek sebep olarak gösterilse de karşı karşıya olunan fotoğrafın başka renkleri olduğu kısa zamanda görülecektir. Bununla birlikte özellikle 2015 yılından beri radikal bazı grupların bazı yerlerde daha görünür olmaya başladığına yönelik tehlikelere dikkat çekiliyordu. (Bkz.”Büyük Bozkırın Yükselişi...”)

        Olayların bu boyutlara varmasında söz konusu tehlikelerin ne ölçüde kendisini gösterdiği güvenlik mekanizmasının irdelediği detaylardan biri. Eğer kanıtlar güçlü olursa Orta Asya için yeni ve belki de ortak bir güvenlik stratejisi yeniden güncellenmesine sebep olacaktır.

        Kazakistan'ın istikrarı ve iç bütünlüğü açısından kritik olan bu hususun yanında olası güç mücadelesinin yaşananlardaki sebep/sonuç ilişkisi kimi iddialara rağmen hala net olarak görülemiyor. Şüphesiz önümüzdeki günlerde daha açık işaretler ortaya çıkacaktır. Bir de uluslararası arka planına bakmak gerekiyor ki Kazakistan’ın başarıyla uyguladığı çok yönlü dış politikasının bundan nasıl etkileneceği irdelenmeli. Geçmişte yaptığı pek çok üst düzey görev dikkate alınırsa Cumhurbaşkanı Tokayev bu konuda güçlü bir hafıza...

        Şu an olaylar kontrol altında. Ancak ülkedeki gerginlik sürüyor. Maddi ve manevi yaraların sarılması zaman alacak. Bu sabah itibariyle gözaltına alınanların sayısı 8200 dolayında. 1300’den fazla yaralı olduğu açıklanırken ölü sayısı şuan net olarak bilinmiyor. Bir haftalık kaosun ekonomide de olumsuz etkileri oldu. Ülke genelinde 1270 işletme ve en az 3 milyar dolarlık zarar olduğu ifade edilmekte.

        Beklendiği üzere Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev dün önemli açıklamalar yaptı. Kazakistan halk fonu adıyla kamu ve özel sektörün oluşturacağı bir bütçenin yoksul kesimlere destek için kullanılacağını söyledi. Kamu görevlilerinin halkla iletişim kurarken dikkatli olmasını istedi. Gelir artırıcı ve işsizliği azaltıcı tedbirlerin öne çıkacağını belirtti.

        Bu arada yeni hükümet parlamentoda onaylandı. Hükümetin yaş ortalaması 45 ve ülkede bir süredir devam eden gençleştirme süreci hızını artırıyor. Yeni atamalar tedrici bir kadro değişikliği yapılacağını açıkça gösteriyor. Ülkenin yönetim sistemine göre halkın seçtiği cumhurbaşkanının yanı sıra parlamentodan güven almak zorunda olan başbakan ve hükümeti de bulunuyor. Parlamentoda hakim parti iktidardaki Nur-Otan Partisi. Partinin Genel Başkanlığı bir süre önce Nazarbayev tarafından mevcut cumhurbaşkanı Tokayev’e devredilmişti.

        Cumhurbaşkanı Tokayev’in işaret ettiği iki önemli boyut vardı. Birincisi "yurtdışı destekli terörist saldırılar", ikincisi de "istihbarat teşkilatındaki belirgin zafiyet". Bu doğrultuda ülkenin önemli isimlerinden mevcut istihbarat teşkilatının başındaki isim, Karim Masimov önce görevden alındı sonra da vatana ihanet suçlamasıyla tutuklandı. Bu önemli, zira daha önce başbakanlık, güvenlik konseyi başkanlığı yapmış bir isim. Ancak dünkü konuşmasında sayın Tokayev merak edilen bu detaya girmedi. Şu an için netleşen tablo, olayların tek bir merkezden ve organize şekilde büyüdüğü yönünde. Aynı anda 10’un üzerindeki yerleşim biriminde gerçekleşen eylemlerden bahsediliyor.

        2 Ocak'ta ülkenin güneybatısındaki Mangistau bölgesindeki Janözen ve Aktau kentlerinde patlak veren ve LPG zamlarının protesto edildiği eylemler 24 saat içerisinde ülkenin güneydoğusundaki Almatı şehri başta olmak üzere Atyrau ve Aktobe (batıda), Uralsk (kuzeybatıda), Çimkent ve Kızılorda (güneyde), Karaganda (kuzeydoğuda) ve hatta başkent Nur-Sultan'ın görüldü. Gerek güvenlik güçlerinin müdahalesi gerekse kendiliğinden eylemlerin sonlandığı bölgelerin varlığına rağmen Almatı’daki çatışmalar daha da derinleşti.

        Biraz daha detaylı bakıldığında Almatı şehri üzerinden özel bir çalışma yapıldığı da anlaşılıyor. Güvenlik güçlerine yönelik saldırıların yanı sıra, bölge valilikleri, gözaltı merkezleri, stratejik bazı tesisler, bankalar, TV kanallarına eş zamanlı saldırılar oldu. Ambulans ve itfaiye ekiplerinin çalışması da engellendi. Eski başkent Almatı, Kazakistan için İstanbul’a benziyor. Ülkenin kültür ve ticaret merkezi. Nüfusun yoğun olduğu ülkenin güney kısmını çok çabuk tetikleyebilecek bir yer. Buranın kontrolden çıkması durumunda güney/kuzey hattı kırılabilirdi. Rus nüfusunun önemli bir kısmının kuzeyde olduğu dikkate alınırsa bunun etnik çatışmaya uzanan bir senaryoyu beraberinde getirebileceğini ileri sürmek mümkün. Böyle bir aşamaya gelinseydi bu kez KGAÖ'nün barış gücü şeklinde değil de doğrudan Rus askerlerinin konuşlanması işten bile değildi.

        Kazakistan büyük ve tarihi bir tehlikeyi bertaraf etmiş gözüküyor. Fakat ülkede taşların yerine oturması, siyasal, sosyal ve ekonomik güç dengelerinin istikrara kavuşması için yeni hükümetin atacağı adımlar çok önemli olacak.

        Diğer Yazılar