Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün Karabağ’da yine çatışmalar yaşandı. Laçin-Kelbecer-Ermenistan sınır hattında yaşanan çatışmalar Ermeni askeri unsurlarının bu hat üzerindeki kimi yüksek tepelerde mevzilenme girişimleriyle başladı. Laçin koridorundaki dengeyi de bozabilecek bu hamleler karşılıklı olarak çatışmaların her an artabileceği bir fotoğrafı gözler önüne seriyor.

        Oysa iki ülkenin yeni bir görüşme trafiğinin başladığı ve hatta Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin konuşulduğu bu süreçte "Yeni bir çözümsüzlük dalgasıyla karşılaşılabilir mi?" sorusu gündeme geliyor.

        Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın “Azerbaycan'ın Laçın koridorunda tek taraflı yasal rejimi değiştirme girişimi kabul edilemez.” şeklindeki açıklaması ise esasında Ermenistan’ın yıllar boyu sürdürdüğü çözümsüzlük haliyle fiili neticeler elde etme yaklaşımının bir yansıması olarak görülebilir.

        Nasıl ve neden mi?

        Bugün Şuşa’nın kuzeyi, Hocalı kasabasının güneyinde yer alan Hankendi merkezli bu arazi çözümsüzlüğün ateşini yakacak en önemli sorun alanıdır. Savaş sonrası Ermeniler tarafından boşaltılan ve Azerbaycan kontrolüne geçen Ağdam, Kelbecer, Laçin ve Şuşa illerinin sınır hattında her an bir çatışmaya müsaitlik meydana getirmektedir.

        REKLAM

        Zira Azerbaycan tarafının yaklaşımına göre 44 günlük savaşın ardından Dağlık Karabağ’ın statüsü sona ermiştir. Bir coğrafi alan olarak ifade edilse de bu arazi de Azerbaycan’ın işgal edilen bir parçasıdır. Bakü’ye göre bundan böyle sadece Karabağ adlı bir topraktan ve onun bütünlüğünden söz edilebilecektir.

        Buna karşın anlaşılan o ki, Ermenistan tarafı ise Dağlık Karabağ’ın statüsünü devam ettirmek ve hatta orta vadede birtakım yöntemlerle buranın resmi bir statüye kavuşmasını sağlamayı hedeflemektedir.

        İşte tam bu noktada çözümsüzlük ateşini daha da hararetli hale getirecek Laçin Koridoru’ndan söz etmek gerekmektedir. Yaklaşık 5 km’lik derinlikteki bu ulaşım hattı 10 Kasım’daki ateşkes anlaşması ile 5 yıllığına Rus Barış gücü askerlerinin gözetimine verilmiştir. Anlaşmanın 4-6 maddesine göre Rusya Federasyonu barışı gücü, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin çekilmesiyle eş zamanlı olarak bölgeye konuşlandırılmıştır. Barış gücünün bölgedeki varlığı 5 sene olmakla birlikte sürenin bitimine 6 ay kala tarafların itiraz etmemeleri halinde otomatik olarak 5 yıllık periyodlarla uzayacaktır. Bu hat üzerinde yen bir güzergah için de 3 yıllık bir sürede üçlü mutabakat gerekmektedir.

        Maddeye bakılacak olursa kesin ve nihai bir çözümden ziyade Rusya’nın mevcut durumunun devamı bir öncelik olarak konuşlandırılmış gözükmektedir. Eğer öyle olmasaydı Laçin koridorunun da Hankendi’nin de akıbeti için daha belirli bir hedef ve zamanlama ortaya konulurdu ya da nihai anlaşma için masaya oturulmuş olurdu.

        Aslında Azerbaycan tarafının bir süredir bu açmazları tespit ederek diplomasi sahasında belirli bir stratejiyle duruşunu göstermeye çalıştığı söylenebilir. (1) Toprak bütünlüğü ilkesinden hareketle Dağlık Karabağ statüsüyle ilgili tehlikeleri ortadan kaldırmak, (2) Nihai anlaşma metnini ortaya çıkarmak ve Ermenistan’ı masada tutmak…

        Avrupa Birliği nezdindeki yeni temaslar ve Laçin koridoruna yönelik kaygıların daha net biçimde seslendirilmeye başlanması Azerbaycan tarafının bu stratejiyle uyumlu parçaları sayılabilir.

        Dünkü çatışmalarla ilgili Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamadaki şu ifadeler önemlidir: “Azerbaycan Cumhuriyeti, üçlü mutabakatın aksine, Rusya Federasyonu barış güçlerinin geçici olarak konuşlandığı Azerbaycan topraklarında Ermeni silahlı kuvvetlerinin ve yasadışı Ermeni silahlı gruplarının varlığının bir tehlike olmaya devam ettiğini defalarca belirtti. Bu bölgelerin askerden arındırılması, Ermeni birliklerinin oradan tamamen geri çekilmesi ve yasadışı Ermeni silahlı unsurlarının silahsızlandırılması kesinlikle gereklidir.”

        Dolayısıyla Karabağ’da çözümsüzlük evresine geçilmemesi için ya da nihai çözüme hızlı ve soğukkanlı varılmazsa sadece Ermenistan’ın değil Rusya’nın da buradaki tutum ve varlığı 5 yıllık süreye yaklaşıldıkça daha da çıkılmaz hale gelecektir.

        Diğer Yazılar