Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Alman Psikiyatr Alois Alzheimer, kendi adını verdiği bu hastalığın yüzyıl sonra dünyanın gündemindeki en önemli hastalıklardan biri olacağını muhtemelen bilmiyordu. Özellikle son 30 yılda değişen dünyanın yeni yaşam biçiminin tetiklediği Alzheimer’ın, insan ömrü uzadıkça hem görülme sıklığı hızla artıyor hem de aynı yaş grubundaki insanlarda eski yıllara göre görülme oranı yükseliyor. Alzheimer günümüzde artık orta yaş kuşağının bir kâbusu.

        BEYNİN İNSÜLİN DİRENCİ

        Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyen, sinsi giden bir hastalık. Beyin sinir hücrelerinin harabiyetiyle başlar. Önce kısa süreli unutkanlıklar ortaya çıkar, sonra günlük işler aksar, psikoloji bozulur, içine kapanıklık başlar. Hasta ne yaptığını ve kimliğini hatırlamaz, giderek günlük işleri yapamaz, yatağa bağımlı kalır. Alzheimer hastalığına yol açan asıl neden, beyinde amiloid plak birikimidir; buna bağlı sinir iletisi bozulur, bu da ilerleyici bir şekilde beyin hücrelerinin ölümüne neden olur.

        Son yıllarda yapılan çalışmalar, Alzheimer’ın beyin insülin direnci sonucu başladığını öngörmekte. Gerçekten insülin direncinin ön planda olduğu Tip 2 diyabette de benzer şekilde pankreasta amiloid tipi bir madde birikimi olur. Bu nedenle Amerika’da Brown Üniversitesi’nde Dr. La Monte, Alzheimer’ı “Tip 3 diyabet” olarak nitelendirmekte. Dr. La Monte’nin teorisine göre, beyinde insülin direnci gelişimi nedeniyle beyin ve sinir hücrelerine yeterli glikoz giremez, hücre beslenmesi bozulur, hücrede yağ yıkımı artar ve amiloid plaklar olmaya başlar, sonuçta hücre kaybı ile hafıza fonksiyonları bozulur.

        GELECEK KUŞAKLAR İÇİN TEHLİKE ÇANLARI

        Alzheimer, yeni dünya düzeninde yaşlanan kuşağın kâbusu. Özellikle yüksek teknolojinin başladığı ülkelerde hızla artıyor. Bugün Amerika’da 5.5 milyon, dünyada 36 milyon Alzheimer’lı olduğu ve bu sayının gelecek yıllarda çok daha fazla artış göstereceği tahmin edilmekte. Yapılan çalışmalar, 65 yaşına kadar bu hastalığa yakalanma oranı % 5 civarında iken 80 yaşından sonra % 40’lara çıktığını gösteriyor. Ünlü bilim dergisi The Lancet, 2011 yılında Alzheimer’ı tetikleyen en önemli 7 faktörü yayınladı:

        1- HAREKETSİZ YAŞAM: Alzheimer’da en yüksek risk faktörlerinden biri. Kapalı ortamda uzun saatlerini hareketsiz geçiren kişilerde risk oranı % 80 artıyor. Yeni yüzyılın yüksek teknolojiyle hepimizin hayatına getirdiği hareketsiz yaşam, ileride pahalıya patlayacak gibi.

        2- MUTSUZLUK VE DEPRESYON: Psikolojik duygu durum açısından değerlendirme yapıldığında, mutsuz ve depresyonda olan kişilerde Alzheimer, iki kat daha yüksek. Aksine mutlu bir yaşamı olanlarda bu risk çok daha düşük.

        3- YETERSİZ ZİHİNSEL AKTİVİTE: Yeterli eğitim düzeyinde olmayanlarda ya da zihinsel aktiviteyi yeterli kullanmayan, kitap okumayan, giderek yaşamdan uzaklaşan kişilerde Alzheimer riski % 60’lara çıkıyor.

        4- DİYABET: İnsülin direnci, beyin hücrelerindeki glikoz alımının bozulmasına, hücre beslenmesinde yetersizliğe yol açar. Alzheimer riskini % 40 artırdığı söyleniyor.

        5- OBEZİTE: Orta yaşlarda kilolu olan kişilerde, ileri yaşlarda Alzheimer riski % 60 oranında fazla. Şişmanlık, insülin direncinin hem nedeni hem de sonucu. Bu nedenle riski artırıyor.

        6- YÜKSEK TANSİYON: Yapılan araştırmalar, erken yaşlarda tansiyonu yüksek olan kişilerde ileri yaşlarda Alzheimer riskinin iki kat yüksek olduğunu göstermiş.

        7- SİGARA: Tütün kullananlarda Alzheimer riski % 60 daha fazla. Sigara hem beyin damarlarının tıkanmasına, hem de içindeki bazı maddeler beyin ve sinir hücreleri üzerinde toksik etkiye neden oluyor.

        KORUNMAK İÇİN NASIL BESLENMELİ?

        Yapılan çalışmalar, Alzheimer’dan korunmak için doğru beslenmenin çok önemli olduğunu göstermiş.

        Bir grup araştırmacı yaptığı çalışmada, Tip 2 diyabet olmasa da kötü beslenmenin beyne zarar verdiğini ortaya çıkardı. Araştırmada bir gruba 4 hafta yağ-şeker oranı yüksek bir gıda programı verilirken, diğer grup yağsız ve şekersiz bir rejimle beslendi. 4 hafta sonra yüksek yağ-şeker ile beslenenlerde insülinin yükseldiği ve beyin omirilik sıvısında beta amiloid miktarının arttığı gözlenmiş.

        Diyetle alınan antioksidanların, sebze, salata ve ot tüketiminin beyin açısından koruyucu olduğu bilinmekte.

        Balık tüketimi ve Omega 3 alımının ağırlıkta olduğu Akdeniz diyeti, beyin sağlığını koruyucu en iyi beslenme modeli.

        B ve E vitaminleri başta olmak üzere A, C ve D vitaminleri yeterli demir, iyot ve çinko alımının beyin nöronlarında oksidatif stresi azalttığı, hücre aktivitesini güçlendirdiği ortaya çıkmış.

        Buna karşılık rafine karbonhidratlar, özellikle şeker ve şekerli gıdalar, beyaz un ve unlu gıdalar, doymuş ve trans yağlar ile aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durmak gerekir.

        Ağır metal içeren bazı deniz ürünlerine, yüksek alüminyum içeren ürünler ya da pişirme tekniklerine dikkat etmek gerekir.

        ÖNLEMENİN 8 ŞARTI

        1. Zihninize sürekli egzersiz yaptırın ve aktif tutun: Kitap okuyun, bulmaca ve problem çözün, yazı yazın. Zihinsel aktivitenin yüksek olması, Alzheimer’ın en önemli ilacı.

        2. Sosyal olun, yalnız kalmayın: Fırsat buldukça dostlarınızla buluşun, ortak yemekler düzenleyin, seyahate çıkın, gülün, sohbet edin.

        3. Hobileriniz konusunda uzmanlaşın: Hobi dostlarınız olsun. Çalışıyorsanız işinizi mümkün olduğu kadar sürdürün, zorunlu olmadıkça kendinizi emekliye ayırmayın.

        4. Akdeniz tipi beslenin: Yemeğe önce büyük bir salatayla başlayın; zeytinyağlı sebzeler, balık, otlar sofranızdan eksik olmasın. Katı hayvani yağlardan, şekerli, tatlı beyaz hamurlu gıdalardan uzak durun. Kilo almayın, ideal kilonuzu muhafaza edin.

        5. Her gün açık havada yapabildiğiniz kadar yürüyüş yapın: Açık hava beyin hücrelerinin oksijenlenmesini artıracak, yürüyüşler kan şekerinin hücreye girmesini kolaylaştıracak ve insülin direncini azaltacak. Alzheimer’ın oluşumunda beyin hücrelerindeki insülin direncinin rol oynadığını unutmayın.

        6. Diyabetliyseniz diyabetinizi sıkı kontrol altında tutun: Sihirli formül; üç aylık şeker ortalamasının (HbA1C) % 7’nin altında olması. Bu düzey, yüksek kan şekeri için kritik sınır.

        7. Erken yaşlarda yüksek tansiyon bulunduysa tedaviyi aksatmayın: Bu önemli bir risk faktörü. Tansiyon ilaçlarınızı düzenli kullanın. Dikkat edeceğiniz en önemli nokta, tansiyonunuzun 130/80 mm’nin altında olması.

        8. Sigarayı bırakın: Sigara beyin hücrelerinin oksijenlenmesini bozuyor, içindeki toksik maddeler sinir hücrelerini tahrip ediyor. Sigarayı, tütünü, nargileyi, pipoyu kendinizden uzak tutun.

        Diğer Yazılar