Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son zamanlarda sağlık alanında mobbing olaylarının arttığına dair medyada sıkça haberler çıkıyor. Çalışan üzerinde ağır psikolojik baskı oluşturarak işini, kariyerini tehlikeye atan mobbingin giderek yaygınlaşması çok endişe verici.

        Sağlık alanında mobbing, üç farklı alanda, hastanelerde sağlık ve sağlık merkezlerinde, ilaç ya da sağlık sektöründe ve başka iş kollarında olup da diyabet gibi bir kronik hastalığı olan çalışanlarda yoğunlaşıyor.

        Bir süre önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. Selim Bağlı’yı ziyaret ettiğimde “İşyerinde Psikolojik Taciz” isimli bir kitap hediye etti. Sosyal Güvenlik Kurumu Mobbingle Mücadele Komisyonu tarafından hazırlanmış bu kitap çok ilginç ve önemli.

        Yazıda bu kitaptan birçok alıntı yaptım ve tüm çalışanlara bu kitabı mutlaka okumalarını öneriyorum.

        MOBBİNG NEDİR?

        Mobbingle ilgili birçok tanım var ama bunların içinde en güzeli Carroll M. Broadsky’nin.

        Broadsky diyor ki: Mobbing başkalarını yıpratmak, eziyet etmek, engellemek amacıyla tekrarlanan ve süreklilik gösteren, yöneldiği birey üzerinde baskı yaratan, korkutan ve yıldıran davranışlardır.

        Mobbing, genel olarak İskandinav ülkelerinde kullanılan sözcük ama bu sözcük farklı ülkelerde farklı deyimler ve isimlerle kullanılmakta.

        İngilizce konuşan ülkelerde mobbingin karşılığı “bullying”. Bu kavram, “Daha güçlü bir kişi ya da grup tarafından daha zayıf kişi ve kişilere yapılan ve sürekliliği olan psikolojik veya fiziksel baskı” anlamında.

        İş yerinde yaşanan negatif davranışların psikolojik taciz olarak kabul edilmesi için belli bir süre (en az 3 ile 6 ay süreli) sistematik olarak tekrarlanıyor ve sonuçları önceden hesaplanarak bu hedefe yönelik olarak ısrarla sürdürülüyor olması gerekir.

        İş yerindeki psikolojik taciz, başka deyimle duygusal bir saldırı olarak sistematik bir şekilde uygulandığında, kişiyi çaresiz, umutsuz ve yılgın ruh haline itiyor. Daha sonra da dayanma gücünü yok edip kendi iradesiyle işten ayrılmasını zorlayan bir süreç şekline dönüşüyor.

        Mobbing uygulayan kişiler, genellikle elindeki güce dayanarak farklı maskelerle bazen iyi polis, bazen kötü polisi oynayarak çoğu kez mağduru koruyormuş gibi izlenim vererek mağdurun eline yasal bir dayanak ya da şikâyet konusu olabilecek bir koz vermeden baskı ortamı oluşturuyor.

        MOBBİNG EN ÇOK NASIL YAPILIYOR?

        Psikolojik taciz yöntemleri çok çeşitli ama genel olarak çok uygulanan yöntemlerden bazıları:

        Göreviyle ilgili olmayan ya da deneyimin olmadığı başarısız olacağı işler vermek. İşte yeterli çabayı göstermemekle suçlamak, kişinin performansı hakkında ağır ithamlarda bulunmak. Ağır iş yüklemek ve makul olmayan sürelerde işin bitirilmesini talep etmek. İşle ilgili düşüncesini açıklamasına izin vermemek. İş arkadaşları ile iletişim kurmasını engellemek, izole etmek. Hakkında söylenti yaymak ya da dedikodu yapmak. Uzmanlık alanının çok altında ya da çok üstünde işler vermek. Kişisel veya fiziksel özellikleriyle alay etmek. Kontrol dışı tepki göstermeye teşvik etmek. Ruh sağlığı hakkında imalarda bulunmak şeklinde uygulanıyor.

        Örnekler çoğaltılabilir ama bunların içinde en sık uygulanan yöntem, (bu en çok kurumlaşmış köklü kuruluşlarda yapılıyor) mağduru olur olmaz eften püften herhangi bir konuda kendi alanında bulunan çalışma arkadaşlarını şikâyet ettirtmek. Bu şikâyetle ilişkili mağdur hakkında soruşturma açmak ve onu yıldırmak için yasal olarak yapabileceği en ağır cezayı vermek.

        Bu yöntemle mobbing uygulayan kişi hem kendi personelini koruyan, hem kurumunu savunan bir rol üstlenerek mağdur üzerinde yaptığı mobbingi yasal bir zemine oturtmak ve amirlerinin takdirini kazanarak bir taşla birden fazla kuş vuruyor.

        DİYABETLİ HASTAYA MOBBİNG YÖNTEMLERİ

        Kronik hastalıkları genellikle yaşam boyu süren bir hastalık. Bu nedenle de hastaların düzenli ilaçlarını almaları, sağlık kontrollerini yaptırmaları gerekiyor. Bu da genel olarak kimi patronların ya da yöneticilerin çok hoşlanmadığı bir durum.

        Kronik hastalıkların en tipik örneği diyabet. Özellikle gençlerde sık görülen diyabet tipi olan Tip 1 diyabetli hastalar en çok mobbinge uğrayan grup.

        Tip 1 diyabetli günde 4 -5 kez insülin kullanan, özel diyete ihtiyaç duyan grup. Bu gençlerin önüne önce işe girerken camdan duvarlar örülüyor.

        Eğer giriş formunda diyabetli olduğunu bildirmişse çoğu kez başvuru bir gerekçe olmadan olumsuz yanıtlanıyor. Bu nedenle çoğu diyabetli genç diyabetini bildirmiyor.

        Eğer bir şekilde işe girmişse işverenlerin bir bölümü bu gençlere günlük tedavi programını uygularken, insülin yaparken diyet yemeği ihtiyacı olduğunda engel çıkarıyor ya da işle ilgili her sorunda hastalığını yüzüne vuruyor. Hastalığı ile dalga geçiyor.

        Çoğunlukla da bu davranışlar hastalığını bahane ederek kariyer planlarına set çekilmesi ya da istifaya zorlama noktasına kadar gidiyor.

        MOBBİNG AŞAMALARI NASIL İŞLİYOR?

        Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayınladığı kitapta bu süreç beş aşamalı olarak tanımlanıyor.

        Anlaşmazlık aşaması: Mağdurun yaptığı küçük bir hata veya yaşanan olumsuz bir olay ile çatışma kişiselleştirilir.

        Saldırganlık aşaması: Bu aşamada psikolojik saldırılar, psikolojik tacizler başlar.

        Kurumsal güç aşaması: Yönetim konuya dahil edilir ve söz konusu negatif döngüde işin içine dahil edilir ve kurban, örgütlü ve kurumsal bir güçle baş etmek zorunda bırakılır.

        Tanımlanma aşaması: Bu aşama önemlidir; çünkü kurban; ‘zor’, ‘asi’, ‘muhalif’, ‘öteki’ veya psikolojik sorunları olan biri olarak tanımlanır. Yönetimin yanlış yargısı ve taraflı tutumu, söz konusu negatif döngüyü hızlandırır.

        İşine son verilme aşaması: Bu olayın sarsıntısı, travma sonrası stres bozukluğunu tetikler. Kovulmadan sonra, duygusal gerilim ve onu izleyen psikosomatik hastalıklar devam eder. Bu aşamada mağdur bu sürecin etkisini sadece işyerinde değil, özel yaşamında da yaşamaya başlar.

        BİR MOBBİNGCİNİN GENEL ANATOMİSİ

        Bu konuda araştırmalar yapan Davenport ve arkadaşları mobbingi alışkanlık haline getiren kişilerin özelliklerini çıkarmış.

        Antipatik kişilik özellikleri sergilemesi: Genellikle kendi itibarlarını yükseltmek ve ihtirasları uğruna, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmezler. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Daima güçlü olma isteği içindedirler.

        Ayrıcalıklı ve vazgeçilmez olduklarına inanmaları: Örgüt hiyerarşisinde kendilerinin güç uygulama ayrıcalığına sahip olduklarını düşünürler. Gerilimden beslenirler ve stresli bir kurumsal iklim arzu ederler.

        Narsist kişiliğe sahip olmaları: Narsist kişilik korktuğu kişileri kontrol altında tutmak için elindeki gücü kullanmaya kendini yetkili gören, gerçekten ziyade gösterişli hayal ortamında yaşayan, kendini sürekli diğer insanlardan üstün gören bir tutum ve davranış bozukluğu içindedirler.

        Kendi kurallarını şirket politikası haline getirmeye çalışmaları: Yıldırmayı ve silikleştirmeyi bir politika olarak benimseyen bu kişilerin temel amacı başkalarını baskı altına almak olduğu için itaatten, disiplinden ve korkudan yana tavır çizerler. Sürekli kuralları hatırlatırlar ve yeni yeni kurallar koyarlar. Kendi kurallarını kurumsal norm olarak gördükleri için bu normlara uymayanları disiplinsizlikle ve isyankârlıkla suçlarlar.

        EN ÇOK KİMLERE MOBBİNG YAPILIYOR?

        Psikolojik tacize maruz kalma riski, tüm iş yerlerinde ve tüm kültürlerde herkes için geçerli.

        Leymann yapılan araştırmalara göre mağdurların kişilik yapıları arasında ayırt edici özellikler olmadığını, bu riskin herkesin başına gelebileceğini söylüyor.

        Bununla birlikte mobbing riski bulunanları üç farklı grupla toplayabiliriz.

        Birinci grupta; üstün başarılı, yetenekli, kariyer geleceği açısından yöneticinin kendisine tehdit olarak gördüğü kişiler yer alıyor.

        İkinci grupta; yöneticinin grup normlarına uygun olmadığını düşündüğü, aykırı giyim ya da davranış sergileyen kişiler yer almakta.

        Üçüncü grupta; kişiliği zayıf, özgüveni düşük, savunmasız, ezilmeye yatkın kişiler yer almaktadır.

        İş yerinde mobbing uygulamalarının en tehlikelisi birinci grup. İş yerinde üstün başarılı yetenekli insanların daha az yetenekli yöneticileri tarafından güç kullanılarak taciz edilmesi, yıldırılması, istifaya zorlanması, iş yerinin geleceğinin tehlikeye atılması anlamına geliyor.

        İkinci grupta, yöneticisinin normallerine göre hareket etmeyen, toplumsal normlardan farklı düşünen, farklı hareket eden, farklı giyinen, farklı cinsel tercihleri olan insanlara yapılan mobbing bu ülkede temel hak ve insan özgürlüklerine yapılan saldırı anlamında ciddi toplumsal sonuçlar doğurabilecek bir davranış biçimi.

        Üçüncü gruptaki; özgüveni az, daha naif ve zayıf kişilikli insanlara yapılan mobbing ise güçlünün istediği zaman zayıfı ezebileceği, dağ kanunlarının geçerli olduğu bir iş yeri ortamı olduğu anlamına gelir.

        SONUÇ

        Asıl önemlisi, mobbing ortamının olduğu bir işyeri iletişimsizliğin, güvensizliğin ve adil olmayan çalışma koşullarının daha önemlisi liyakatın ve adaletin olmadığı bir ortam anlamına gelir.

        Mobbing, iş yeri barışının ve performansının içten içe yıkan bir uygulama olarak engellenmesi, mutlaka sorunların üzerine gidilmesi ve yok edilmesi gereken bir patolojik durumdur. Mutlaka engellenmelidir.

        Sosyal Güvenlik Kurumu'nda kurulan mobbing izleme komisyonu ülkede bu tür çağ dışı sorunların aşılması için çok önemli bir adım.

        Özellikle diyabetli hastalara yönelik mobbing için Türkiye Diyabet Vakfı çalışmalara başladı.

        Diğer Yazılar