Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne yazık ki ülkemizde kulüpler düzeyinde gelir getiren sadece 2 spor branşı var. Futbol, ve onun neredeyse 15'de 20'de biri kadar olan basketbol. Bunlar dışında bireysel sporların bazıları sporcuya gelir getirebiliyor. Lakin işin gerçeği şu ki takım sporlarında gerek yayın hakları geliri; gerek uluslararası turnuva gelirleri; gerek kombine-bilet satışları gerekse ürün satışları gibi konularda futbolun yanına yaklaşabilen yok. Müessese takımları olmasa voleybol da olmaz. İyi ki varlar ve yatırıma devam ediyorlar. Basketbolda yıllar evvel Beslen, Şekerspor, Eczacıbaşı, Tofaş gibi önemli şirket takımları vardı. Bir dönem Telekom iddialı idi. Geçmişten günümüze yatırımı kesmeyen hatta artıran bir tek Efes kaldı.. Efes de sadece Türk basketboluna yaptığı katkılarla değil, Avrupa'da gururumuz olmasıyla da artık ülkenin sevgilisi haline geldi. Bugün günümüz ekonomik şartlarında köklü şirketlerin dahi sponsorluk maliyetlerini düşürdükleri bir ortamda futbol dışı branşlara kulüplerin ceplerinden karşılıksız para harcama dönemi bitmişti. Bir de bunun üzerine Covid-19 salgınıyla beraber gelen daralma eklenince futbol dışı branşların yaşama şansı çok azaldı.

        Gelir üreten tek mekanizma olan futbol, derneğe para aktarır, dernek de amatör branşa para verir.. Bu zamana kadar bu şekilde gelen sistem artık devam edemez. Nitekim G.Saray 2. Başkanı Abdürrahim Albayrak hafta sonu katıldığı TV programında bu durumun sinyalini verdi. Amatör branşları kapatmaktan bahsetti. Küçülme kaçınılmazken, yayın geliri dahi ödenmiyorken başka şubelere para aktarma devri süremez.

        Bu dönem sona erdiğinde amatör diye adlandırılan branşların hepsinin de yeniden açılacağına ihtimal vermiyorum. Çok isteyen kulüplerin diğer branşları da A.Ş yapmaları ve keselerini ayrı tutmak kaydıyla yeni yapılanmaya gideceklerini tahmin ediyorum. Ne yazık ki ülke sporunu genel olarak iyi bir dönem beklemiyor.

        Diğer Yazılar