Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        JOHN F. Kennedy öldürüldükten sonra Amerika’da ve dünyada neredeyse bir komplo teorisi endüstrisi kurulmuştu. Hemen herkes amatör komplo teorisyeni olmuş ve asıl katilin Lee Harvey Oswald’dan başka biri veya birileri olması gerektiğini iddia eden birçok fikir ortaya atılmıştı.

        Suikast hakkında birçok kitap yazıldı, çok sayıda film ve belgesel yapıldı.

        Hayatını bu işi gerçekten çözmeye adamış insanlar bile var.

        Anlayacağınız Kennedy suikastı, 20’nci yüzyılın “paradigmatik”, yani “söylemleri belirleyen komplo teorisi” olmuştu.

        Ancak paradigmatik, komplo teorisi olma tahtını galiba Las Vegas’taki katliama bırakacak gibi görülüyor.

        Olaydan sonra herkes bunun sadece akıl sağlığı olmayan ve ölmeyi göze alan sorunlu bir insan tarafından yapıldığını söylüyordu. Hatta DEAŞ’ın katliamı üstlenmesine rağmen kimse buna inanmıyor gibiydi.

        Ancak olayın yaşandığı yerin bağlı olduğu Clark bölgesi şerifinin hayli uzun süren basın toplantısını baştan sona dikkatle izleyenler (ben de dahil), bu olayda birçok şüpheli yön bulunduğunu ve gizli kalmış esrarengiz boyutlarının olduğunu düşünmeye başladık.

        Öyle görünüyor ki şimdi de Vegas katliamının arkasında gerçekten kimin olduğunu bulmaya çalışacağız.

        Çünkü şerif dedi ki, katliamı yapan kişi sonunda silah yüklü arabasıyla kaçmaya çalışacaktı.

        Odada ona yardım etmiş bir veya birkaç kişinin olması mümkün ve belki onlar tarafından öldürülmüş de olabilir.

        Adamın hayatında karanlık dönemler var. Ve o dönemlerde bazı örgütlerle bağlantı kurmuş da olabilir.

        Şerif, şüphe yaratan daha çok şey de söyledi ama sadece bunlar bile biz komplo teorisyenlerini heyecanlandırmaya yetiyor.

        ***

        Eller eller

        ŞU anda Türkiye’nin ruh halini en iyi anlatan şarkı (paradigmatik şarkı) herhalde “Bir gece ansızın gelebilirim” olmalı.

        Eğer Amerika’da Türkçe şarkı dinlenseydi, burada da Yıldırım Gürses’in “Eller eller” şarkısı olurdu bu.

        Amerika’da Trump’ın ellerinin nasıl da küçük olduğu yolundaki söylemin nasıl çıktığını ve bunun Trump’ı nasıl sinirlendirdiğini daha önce anlattım.

        Gece komedyenlerinin en önemli malzemesi bu.

        Kitapçıda gezerken kasada satılan ve “Trump’ın elleri (gerçek boyut)” yazan, fotoğrafta da gördüğünüz bu küçük plastik ellere rastladım.

        Kapadokya

        WASHINGTON’da günüm, birbiri ardına alınmış randevularla geçiyor.

        Bir sonraki randevum için zamanım vardı. Hava da artık daha erken kararıyor, kendimi içinde kahve dükkânı bulunan bir kitapçıya attım.

        İçim sıkılıyordu. Bu nedenle okumak için seyahat dergilerini toparladım; bunun içimi biraz açacağını düşünüyordum.

        Nitekim bir sürpriz geldi. Sayfaları karıştırırken birden THY’nin Kapadokya temalı bu tam sayfa ilanını gördüm.

        Sevgili dostum Basın Müşaviri Yahya Üstün, yurtdışındayken THY’yi görmenin kendisini heyecanlandırdığını söylemişti. Aynen bana da öyle oluyor.

        THY uçaklarını, dergilerde THY reklamlarını görünce de heyecanlanıyorum, içim coşkuyla doluyor. “Türkiye’nin prestijinin her konuda aşağıya çekilmesine çalışıldığı bu dünyada iyi şeyler de oluyor. Ülkemizin kalitesini vurgulamak için uğraşan insanlar da var” diye düşünüyor ve gururlanıyorum.

        Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un “Türkiye’yi dünyada daha görünür kılma” kararı aldığı bir dönemde THY’nin yaptığı kampanyanın önemi daha da artıyor.

        Başta THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı olmak üzere tüm yönetimini, Türkiye için yapmakta oldukları güzel işler nedeniyle kutluyorum.

        Diğer Yazılar