Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GÜN boyu siyasetin ve dış politikanın detaylarıyla yatıp kalkan Washington, akşamüstü rahatlama vakti geldiğinde ise bu dünyaya özgü dedikodularla çalkalanıyor.

        Akşamüstü buluşmalarının ve iş yemeklerinin son favori konusu, “Ne olacak bizim Rex Tillerson’un hali?” sorusuyla özetlenebilir.

        Washington’daki dış politikayı takip eden elit gazetecilerin hemen hepsi, Tillerson’un gelmiş geçmiş en kötü Dışişleri Bakanı olduğu konusunda hemfikirler.

        Son dedikoduya göre, Tillerson kendi görev alanı olması gereken dış politikayla ilgili Trump’ın yaptıklarını ondan direkt değil, Savunma Bakanı James Mattis’ten öğreniyormuş.

        Bu Washington’un “siyasetçi, bürokrat ve gazeteci kavimleri”nin herhangi birinin içinde yer alan ve birbiriyle konuşan herkesin bildiği bir gerçek.

        Başkan Trump sanki bu durum halk tarafından da bilinsin diye bir tweet attı ve “Bizim Tillerson, Kuzey Kore hakkında kendi kendine yanlış işler yapmaya çalışıyor, ama ne yapılacağını ben ve Mattis daha iyi biliyoruz” demişti.

        “Artık diplomasiye yer yok, onlarla Savunma Bakanlığı’mız ilgilenecek” demek isterken yine Tillerson’a bir yara açmıştı.

        İKİ KADIN

        Bütün bunlar olurken Tillerson’un başı iki kadınla da dertte.

        Biri ABD’nin Birleşmiş Milletler Temsilcisi Nikki Haley.

        Onun bir süredir Trump’la Dışişleri Bakanlığı, yani Tillerson’un koltuğu için konuştuğu biliniyor, hata bunun gerçekleşmesinin an meselesi olduğu da söyleniyor.

        Öyle ki Trump, eğer Mattis dışında biriyle dış politika üzerine konuşacaksa tercihi Tillerson’u değil Nikki Haley’i aramak oluyor.

        YENİ MARGARET TUTWEILER MI?

        İkinci kadın ise Tillerson’un Özel Kalem Müdiresi Margaret Peterlin.

        Washington’un pek de dedikoducu olan kavimleri, Peterlin’in ikinci bir Margaret Tutweiler olayı olacağını konuşuyorlar.

        James Baker eskiden Dışişleri Bakanlığı yaparken Margaret Tutweiler adlı fazla tanınmayan ve dış politika deneyimi olmayan bir kadını çok tutmuş, kollamış ve onu yardımcısı yapmıştı.

        Tutweiler’a birçok olanaklar da sağlayınca Washington’un dedikoducuları hemen bazı yakıştırmalar yapmış ve bu sözleri tekrarlaya tekrarlaya kendileri de inanır hale gelmişlerdi.

        Şimdi ikinci bir Margaret Tutweiler olayı denilerek Tillerson ile Peterlin arasında da böyle bir çağrışım yapılıyor.

        Tillerson da sanki bu yakıştırmaların daha fazla yoğunlaşmasını ister gibi Margaret Peterlin’i her yere beraberinde götürüyor.

        Hatta New York’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump’ın görüşmesinin başında Tillerson ile birlikte Margaret Peterlin de vardı.

        Washington’un dedikoducu kavimleri buradan bir skandal çıkmasını bekliyorlar.

        Potansiyel var ama çıkıp çıkmayacağını hep birlikte göreceğiz.

        Benim de kavimdeki diğer insanlar gibi aynen keyifle beklediğimi, çok da masum olmadığımı varsayabilirsiniz.

        Diğer Yazılar