Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EĞER Guinness Rekorlar Kitabı’nda New York-İstanbul uçuş tarihini erteleme sayısı konusunda bir rekor bekleyişi varsa, hayatta bu boşluğun illa dolması gerekiyorsa, bunu artık benim doldurduğum ve bu dalda aşılması son derece güç bir rekor kırdığım söylenebilir. Herkes benimle iftihar edebilir. Yakında gazeteye gideceğimden, kısa süre sonra bu hayata veda edecek olan Allah onu başımızdan ebediyen eksik etmesin Genel Yayın Yönetmenim Selçuk Tepeli bile iftihar edebilir benimle.

        Her “Washington’u biraz bırakıp İstanbul’a gideyim” dediğimde önemli şeyler oluyordu. Ya Türkiye’den birileri geliyor ya da Trump personelini değiştiriyor veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşuyordu. Ben de bu yüzden gelişimi hep erteliyordum. Rana da yanında kaldığım için son ayını sürekli hayal kırıklığı yaşayarak geçirdi.

        RANA’YA FENALIK GELDİ

        Martın başındaki evlilik yıldönümümüzde Rana bana “biraz ayrı yaşamamızın daha iyi olacağını” söylediğinde bu teklifi hemen kabul etmek yerine ona nedense sebebini sormuştum. “Restoran güzel, ortam gayet iyi, şaraplarımız gelmiş, sen nelerden bahsediyorsun hiç dikkat ettin mi?” diye sordu. “Evet ettim” dedim. O sırada ben her kadını mutlaka etkilemesi, hatta tahrik etmesi gereken son derece ateşli ve romantik bir konuyu, İdlib’deki dinamikleri, oradaki güzel insanların yaptıklarını ve bunun olası sonuçlarını anlatıyordum evlilik yıldönümümüzde.

        Rana’nın benden biraz uzak durmak istemesi de bundan kaynaklanıyormuş; hiç durmadan Suriye’den bahsetmem artık ona fenalık geçirtmiş. Bunun ben de farkındaydım aslında; neredeyse 1 yıldır “Suriye konusu Washington’da nasıl ele alınıyor?” diye uğraşıp duruyorum. Ben de kendimden fena halde bunalmış durumdayım.

        İtiraf etmeliyim ki Washington’a atanmadan önce Ortadoğu pek sempatiyle baktığım bir yer değildi. Hatta bu coğrafyada yer aldıkları söylenen bazı ülkelerin yerini, ortalama 20 bin kilometrelik bir yanlışla tahmin edebiliyordum. Şu anda da bölgeye büyük sempatim olduğu söylenemez ve ülkelerin yerini hâlâ tam bilemiyorum, ama ne yapalım ekmek parası, uğraşacağız bu konuyla.

        Yeri gelmişken milliyetçileri, yani Türkiye nüfusunun tümüne yakın bölümünü kızdıracak bir itirafım da olacak. Türkiye’de bulundukları söylenen bazı illerin de yerini yanlış tahmin ediyorum. Ama Washington’dan kesin dönüşümden önce koşullara tam uyum sağlayabilmem, yani milliyetçi olabilmem için bu konudaki eksikliğimi gidereceğim.

        Şimdi ise daha modern, daha medeni şeyler düşünmem, biraz mizah yazmam ve İstanbul’u görmem gerekiyordu. Washington’dan (Suriye’den) biraz uzaklaşırsam bunun terapi olacağını düşündüm ve Amerika’nın Suriye’den çıkacağını Türk medyasından öğrendikten sonra bir süreliğine kaçmaya karar verdim.

        Hele “ABD’nin yerini Fransa dolduracak” gibi absürt bir gelişme olunca hemen uçağa atlayıp geldim. Münbiç’te ABD ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesi ihtimali de ortadan kalkacağına göre Washington’da bir süreliğine olmamak için hiçbir neden kalmamıştı.

        MİZAH YAZACAĞIM

        Türkiye, Fransa’yla karşı karşıya kaldığı takdirde bu Fransız askerleri 15 dakika içinde silahlarını bırakıp Paris’teki stajyer komilik görevlerine döneceklerine göre içim de rahattı. (Bu Fransız köylülerini hayatta en iyi, Allah onu ebediyen başımızdan eksik etmesin Selçuk Tepeli tanır. Ben onu öldürmeden önce TSK ondan brifing alsa iyi olabilir aslında. Ama komutanlara tavsiyem, onu dinlerken sakın gözlerine bakmayın; çünkü dikkatiniz dağılabilir. Ben bir defa yanlışlıkla baktığımda az daha absürt düzeye ulaşmış olan şaşılığım kendiliğinden şok etkisiyle tedavi oluyordu.)

        Kendisine ruhsal sakinlik terapisi yapmak için İstanbul’a gelebilen, bu ortamın kendisine sakinlik verdiği bir adamın ne kadar aşırı hasta olduğunu umarım tahmin etmişsinizdir. Sırf bu yüzden izin yapıp 15 gün yazmamak yerine biraz mizah yazacağım. Mizahı hem özlemişim, hem de yazmadığım takdirde intihar etme olasılığım son derece büyük. Döndükten sonra Washington nasıl olsa daha da karışacak, iş çok olacak. Biraz enerji depolayayım.

        Diğer Yazılar