Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKA’daki tüm istihbarat birimlerinin üst kuruluşu olarak görev yapan Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün yayınladığı raporun Suriye bölümünde, YPG’nin PKK’nın Suriye milisi olduğu vurgulandı. Böylece YPG ile işbirliği içinde olan ve ona silahlar veren Amerika, aynı zamanda terör örgütü kabul ettiği PKK ile de çalıştığını itiraf etmiş oldu.

        Washington’da çalışan bir gazetecilerin hayat tarzı, çok okumak üzerine inşa edilmeli. Çünkü hemen her gün birçok birimden rapor ve analiz akmakta. Bilgiye dayalı ve dikkatli bir okuma yapıldığı takdirde, ayrıca uzman kaynaklarınız da bulunuyorsa gizli bilgilere giden kapıyı aralayabiliyorsunuz.

        Bence bu raporlar arasında en tarafsız gözleme dayananı, Amerikan istihbarat camiasının değerlendirmelerinden oluşan “global tehdit değerlendirmesi” raporu (Worldwide Threat Assessment of the US Intelligence Community).

        Bu yılki raporda Ulusal İstihbarat Direktörü olarak Daniel Coats’ın imzası da bulunuyor. Raporda dünyanın her bölgesi, kritik ülkeler bazında ele alınarak önümüzdeki günlerde Amerika’ya yönelebilecek tehditler analiz ediliyor. Ulusal güvenlik yazarlarının çantalarında sürekli taşımaları gereken türde bir belge bu.

        Normalde, Washington’da birimlerin ileride alacakları her türlü ulusal güvenlik kararında ilk başvuracakları belge bu olmalı; çünkü sahadan gelen istihbaratın ilgili birimlerce harmanlanarak sunulduğu bir rapor bu.

        TÜRKİYE

        Çok gizli tutulması gereken bölümlerde nelerin olduğu şu an bilinmiyor, ama kamuoyuna açılan bölümünde Türkiye, “Avrupa” genel başlığı altında 25’inci sayfada yer alıyor. Türkiye hakkında kısa ve öz şu analiz yapılmış:

        “Türkiye’nin IŞİD’e karşı Amerika’yla birlikte terör işbirliği büyük ihtimalle sürecek, ama Kürtlerin bölgeye yönelik amaçlarını engellemek de Türkiye’nin öncelikli dış politikası olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ülkeyi kutuplaştırıcı konuşmaları (belagat) sürecek; bu da ikili ilişkilerin ve bölgede ortak hedefler üzerine işbirliğimizin daha da gerilmesine yol açacaktır.”

        SURİYE

        Tahmin edebileceğiniz gibi raporun Ortadoğu bölümü çok daha uzun ve 20’nci sayfasında Suriye’yle ilgili şu tespitler yapılmış:

        - Esad rejimine karşı 7 yıldır süren isyanın sonunda gelinen noktada muhalefetin artık onu iktidardan düşürmesi ihtimali bulunmuyor. Esad’ın oluşturmaya başladığı askeri güç avantajını da muhalefetin aşması mümkün değil.

        - IŞİD’e karşı büyük kazanımlar olmuştur ve örgüt büyük darbe yemiştir. Ama buna rağmen örgüt, Suriye topraklarında gizli bir ağ nüvesine sahiptir ve bunu 2018’de tekrar canlanmak için kullanma amacındadır. IŞİD, mücadelesini 2018 yılında da sürdürme kararındadır.

        - Moskova’nın Esad’ı, kendisini zayıflatacağına inandığı bir siyasi anlaşmaya zorlaması mümkün görünmüyor. Bu ancak Moskova, Esad’ı güç kullanarak iktidardan düşürmeye karar verirse olabilecek bir şeydir. Esad barış görüşmelerine katılsa da kendi gücünü elinden alacak anlamlı bir siyasi anlaşmaya girmekten kaçınacaktır.

        - Rusya ile İran uzun vadede Suriye’de bulunmayı planlamaktadır. Ayrıca yeni askeri üsler oluşturma ve ülkenin yeniden inşası ile petrol ve doğalgaz çıkarma hakları için planlar yapmaktadırlar.

        - İran, Suriye’den geçen ve Lübnan’a kadar uzanan bir kara koridoru amacını sürdürmektedir.

        YPG

        - PKK’nın Suriye milisi olan YPG büyük ihtimale bir tür otonomi isteyecektir, ama bunun Türkiye, İran ve Rusya’dan tepki göreceği bekleniyor. (Raporun 21. sayfası.)

        - Yeniden inşa süreci en az 10 yıl sürecek ve en az 100 milyar dolar tutacaktır. Komşu ülkelerde 5 milyon göçmen vardır ve ülke içinde iç göçmen konumunda 6 milyon 300 bin kişi bulunmaktadır.

        POMPEO’YA NASIL ‘EVET’ DENDİ

        MIKE Pompeo’nun Dışişleri Bakanı olarak atanması, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde pazartesi gecesi Türkiye saatiyle 00.30’a doğru oylanmaya başlandı. Oylama öncesinde 11’i Cumhuriyetçi, 10’u Demokrat senatörden oluşan komiteden hayır oyu çıkmasına kesin gözle bakılıyordu. Ancak bir senatör, arkadaşının cenazesinde bulunduğu gerekçesiyle zamanında katılamayınca, daha da önemlisi aylardır Pompeo aleyhine konuşan ve hayır diyeceğini açıklayan Cumhuriyetçi senatör Rand Paul son anda oyunu değiştirdiğini açıklayınca işler karıştı.

        Sonunda 9’a karşı 11 oyla komite Pompeo’yu onayladı ve olumlu tavsiye kararıyla Senato’ya gönderdi. Orada onay vereceğini açıklayan Demokratlar nedeniyle de Pompeo’nun bakanlığı kesinleşti.

        Diğer Yazılar