Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İsrail’in bugünkü Amerikan Yönetimi’ni nasıl içten fethetmiş olduğunu anlamadan Türkiye ile Amerika arasında yaşanan sorunların temelinde gerçekten neyin yattığını ve ABD Hazine Bakanı’nın neden özellikle Türkiye’yi hedef almış olduğunu anlayabilmek mümkün değil. Bu yazıda anlatacaklarım ulusal güvenlik yazarı dostlarım ve diğer kaynaklarımla yapmış olduğum uzun sohbetlerden ve bazı makalelerden almış olduğum notlara dayanıyor. Detayları çok olan ama önemi detaylarda olan bir yazı bu, sonuna kadar okursanız Türk-Amerikan ilişkilerinin bugünkü durumu hakkında gerçeklerin net bir resmini çıkaracağınızı umuyorum.

        Casuslar alemi

        - Trump başkan seçildikten bir süre sonra FBI’ın karşı istihbarat biriminin (counter intelligence unit) başkan yardımcısı Bill Priestap, Jared Kushner’e bir brifing verdi. Yönetimdeki birçok ismin ve özellikle Kushner’in çeşitli ülke istihbarat servislerinin hedefi olduğunu söyledi ve özellikle İsrail’in faaliyetlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

        - Kushner yönetimde İsrail ile ilişkileri koordine etmekle görevli olduğu için bu ona özellikle iletilmiş olabilir ama yönetim içindeki birimler daha Obama öncesinden İsrail’in ABD’de artan casusluk faaliyetlerinden rahatsızdı. Hatta Obama öncesinde bazı alt düzey neokonlar İsrail lehine faaliyetleri konusunda yönetim tarafından uyarılmış ve bazıları korkup çifte vatandaşlıkları bulunan İsrail’e de kaçmışlardı. Yani FBI yetkilisi o gün genel bir sorundan bahsediyordu. O kaçanlar bugünlerde Washington’a geri dönmeye başladılar, yeni durumun anlaşılabilmesi için bunun da bilinmesi lazım.

        Mossad Washington’da

        - Obama Yönetimi’nden hiç hazzetmeyen İsrail Başbakanı Netanyahu Trump daha yemin bile etmeden daha önce hiç görülmüş olmayan bir şey yaptı ve Mossad’ın başı Yossi Cohen’i gizli görevle Washington’a gönderdi. Cohen’in görevi İsrail’in Washington Büyükelçisi Ron Dermer ile birlikte yeni yönetimde yer alacak isimlerin İsrail yanlısı şahinler olmasını sağlamaktı.

        Kushner bağlantısı

        - Nitekim bunu Kushner ile ortak çalışarak başardılar da. Aynı zamanda ABD vatandaşlığı da bulunan Netanyahu Amerika’ya özel işleri için geldiğine Kushner’in babasının New Jersey’deki evinde kalacak ve Kushner’in eski odasında uyuyacak kadar da aileye yakındı.

        - 2013’ün şubat ayında İsrail’in Amerika’daki halkla ilişkilerini yapmakta olan Johnny Daniels adlı işadamı Trump’a gidip İsrail seçimlerinde Netanyahu’ya destek verecek bir video mesajı yayınlamasını istedi. O da buna uydu ve video çekildi. Sonradan Netanyahu aynı şeyi Trump’ın desteklenmesi için perde arkasından yaptı. İsrail’in Amerika’da etkili olduğu tüm Yahudi baskı grupları Trump’dan yana tavır almışlardı.

        - O günlerde İsrail’in kafasında ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması meselesi ön sıralarda yer almıyordu bile. En önem verdikleri konu İran tehditiydi. Bu yüzden Amerikan yönetiminde yer alacak isimlere önem veriyorlar, İran konusunda şahin olanların yönetimde yer alması için çalışıyorlardı.

        Kumarhane patronu

        - Bu aşamada devreye yıllardır karısı Miriam ile birlikte hayatının tek amacını Kudüs yapmış olan Sheldon Adelson devreye girdi.

        - Sheldon Adelson,Trump ve ona yakın isimlerin Cumhuriyetçi Parti’de etkili olmaları için resmi kayıtlara göre 92 milyon dolar harcamıştı. Las Vegas’taki Sands kumarhane-otelinin de sahibi olan milyarder Sheldon İsrail için sınırsız para harcayabiliyordu. İsrail’de Hayom adlı bir gazetesi de bulunan Sheldon, İsrail iç politikasının da içindeydi ve çoşkulu bir şekilde Netanyahu’yu destekliyordu.Trump ile Netanyahu arasında bağlantılar da kuruyordu.

        - Sheldon Adelson, Trump ile bir dizi toplantı yapmaya başladı. Yine kendisinin olan Las Vegas’taki Venetian Otel’de buluştular. Sonra New York’ta Trump Tower’da da bir toplantı yapıldı. Toplantıların tek bir gündemi vardı. Adelson, Trump’ı Kudüs’ün İsrail için önemine ikna etmeye uğraşıyordu ve buna destek verirse İsrail’in Ortadoğu’da ABD’nin önünü açağını söyluyordu. Bunlar olurken İsrail bir yandan da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği ile de Washington’daki bağlantılarını sıkılaştrıyordu ve bu ortaklığın yeni Ortadoğu planı Kushner’in de katılımıyla ortaya çıkmaya başladı.Trump’ın ilk dış gezisi bu yüzden Suudi Arabistan’a oldu, orada geleneksel savaş dansı yapıldıktan sonra Katar’a ambargo kararı açıklandı.

        Kudüs kararı

        - Trump’ın oy tabanı olan evanjelistler üzerinde büyük etkisi olan Adelson bunu da kullanarak sonunda Amerikan elçiliğinin Kudüs’e taşınmasına Trump’ı ikna etti. Bu kararı duyunca Adelson’ın karısı Miriam’ın ağladığı da belirtiliyor.

        Adelson ve İsrail’in en tuttuğu yönetimdeki isimlerden bir tanesi Hazine Bakanı Steven Mnuchin’di. Nitekim Kudüs’e elçiliğin taşınmasının İsrail’de kutlandığı törene katılan Amerikan heyetinin başında Hazine Bakanı Mnuchin vardı. Adelson ve karısı Miriam da oradaydı. Kushner ile hep birlikte izlediler töreni.

        Ve Türkiye devreye giriyor

        Elçiliğin Kudüs’e taşınmasına dünyada en sert ve ilkeli tepkinin Türkiye’den gelmesine Mnuchin ile Adelson’un çok şaşırdıkları Washington’da biliniyor. Bunlar bunun öcünü zamanı geldiğinde Türkiye’den alacaklarını Washington’da her yerde söylemeye başladılar.

        Washington perde arkasında İsrail’in bulunduğu ittifak zaten bir süredir bölgemizde Amerika’nın istediğinden farklı davranan ve sadece kendi çıkarları ne gerekiyorsa onu yapan Türkiye’den rahatsızlardı. Türkiye’yi kendi planları önünde bir engel olarak görüyorlar. Kudüs olayı da zaten var olan tepkilerin patlamasına yol açtı ve bugünlere gelindi. Şimdi Hazine Bakanı Mnuchin’n hedefinde yine Türkiye var ve Trump ile onun arkasında yine Sheldon Adelson duruyor.

        Not: Bu yazıya çalışırken okuduğum makaleler arasında Adam Entous’un (‘The enemy of my enemy’ New Yorker, 18 Haziran) özel bir yeri var.

        Diğer Yazılar