Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Oray Eğin’in beni sokak yemeği savaşçısı ilan edip dalgasını geçmesine rağmen mücadelemi sürdürmeye kararlıyım. Kahvaltı etmeyi bir türlü öğrenememiş Amerikan insanı kendisine yeni ve parlak bir yemek fikri arıyor. Menemenimizi henüz çoğunluğu hiç bilmese de bu hedefe yavaş yavaş yaklaşıyorlar. Benim korkum bir Türk girişimci bunlara menemeni tanıtmazsa bunlar şu anda atmakta oldukları adımlarla kendi başlarına bir keşifte bulunacaklar ve menemenimize de ihtiyaçları kalmayacak. Bu yüzden eğer bir girişim olacaksa hedefe kilitlenip elimizi çabuk tutmalıyız.

        *

        Bu konuda şu anda neden paniklediğimi biraz sonra anlatacağım. Anlattığımda göreceksiniz ki şu andaki menemen paniğim sadece paranoyamdan kaynaklanmıyor. Korkum için gerçek nedenler de var.

        *

        Daha önce yazdım biliyorsunuz, burada insanlar özellikle kahvaltı denilince şöyle şeyler yapabiliyorlar. Yağda kızartılarak pişirilmiş bazı un mamullerinin üzerine şekerli su koyup ek olarak şeker ekiyorlar ve bunu da kahve eşliğinde hızla yiyorlar. Tuzlu bir şeyler bulmak gerçekten de zor. Bunu tercih edenler genellikle fırında ısıtılmış bir un mamulünün üzerine bolca tereyağı veya krem peyniri koyup bunu yutuyorlar. Burada bolca derken bir şeyi açıklamalıyım. Normal insanlar ekmeğin üzerine genelde insanlık tarafından bol olarak görülen miktarda yağ veya peynir sürdüklerinde bu genelde iki üç kaşık olur en fazla değil mi? Ancak Amerika’da insanlar bunu yaptıklarında ortalama kilolarca malzeme ekmek üzerinde oluyor. Adamlarda az kavramı hiç yok. Bu yüzden sinemalarda da patlamış mısırı kovayla veriyorlar sonra bunun içine zeytinyağını benzin koyma pompasına benzer bir aletle döküyorlar. Damarlarında sorun olan insan bunu yediği an oracıkta ölüp kalır. Zaten ölüyorlar da. Anlık haz için ölümü bile göze alabiliyorlar.

        *

        Tabii durum böyle olunca insanda yemek zevki, tat duygusu fazla gelişemiyor. Bunlar barbalarınki düzeyinde kalabiliyor. Bazı yerlerde omlet var tabii ki ama omletin içinde o kadar lüzumsuz maddeyi bol koyuyorlar ki sonunda omlette yumurtayı bulmak bile zor olabiliyor. Şimdi bu midesi tok ama yemek zevki aç insanlar yeni bir lezzet arayışındalar. Ben bu ülkeye menemeni anlatmamız gerekiyor diye yazdığımdan bu yana bu yönde bilinçsiz bazı adımlar da atmaya başladılar. Vegan sandviç denilen bir yeni ürün şu anda New York’ta çok popüler. Poğaçaya benziyor bu, biraz içine de çeşitli sebze koyuyorlar ve bunları halk pek beğendi. Burada çay içme adeti pek yok gerçi onu da tırmandırmaya uğraşıyorlar ama kahve hâlâ kral. Bu yeni poğaça benzeri ürün kahveyle pek uyumlu değil ama yine de tuttu çünkü ahali kahvaltıda mutlu olmak ve güne iyi başlamak peşinde.

        *

        Ben bu arayışın sonunda bunların kendi başlarına bizden yardım almadan menemeni bulmalarına varacağından korkuyorum. Nitekim bir girişimci çıktı ve vegan-egg sandviçi yaptı. Bu şu anda New York’un en çok konuşulan en popüler fast food ürünü halinde. Yani daha önce tarif ettiğim sebzeli poğaça benzeri şeyin içine bir de çırpılmış yumurta katmışlar. Menemene bir adım kaldı yani.

        *

        Acaba diyorum ki bunlara menemeni bizim gibi yedirmek yerine belki menemeni sandviç içinde sunmak daha doğru taktik olabilir. Pita bread bu iş için çok uygun ve her yerde de bol var burada. Yunanlılar ve Türkler bu pidenin içine döner doldurup sattılar bugüne kadar şimdi biz bunun içine menemeni koyup satsak… Yemin ediyorum hem yapan zengin olur hem de kültürümüzü tanıtmaya adım da atarız. Ben bir deneme yapıp bundan bir adet Oray’a zorla tattıracağım. Biraz snoptur ama vatani görev için yiyeceğini de sanıyorum. Menemen sandviç kavramımız bu. İlk yapandan bir telif ücreti talebim de olmayacak, söz veriyorum.

        Diğer Yazılar