Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birçok yazar ve düşünür Amerika’da bir bölünme ve iç çatışma ihtimalinden söz ediyor.

        Evet bir bölünme var ama sanıldığı gibi bu bölünmenin nedeni siyah-beyaz ekseninde, yani ırk düzleminde değil.

        ABD’nin asıl bölünme nedeni eğitim düzeyi farklılığından kaynaklanıyor.

        Amerika beş ay sonra tarihinde ilk kez sonucunu cahiller ile okumuşlar arası mücadelenin belirleyeceği bir seçime gidiyor.

        *

        Tabii cahiller ile okumuş nüfus arasındaki ayrım daima vardı bu toplumda. Ancak iki ana parti de Trump öncesinde bu iki kesimi birden kapsayacak bazı adımları atabiliyorlardı.

        Şimdi Trump bilinçli bir şekilde cahillerin başkanı olmaya oynamaya başladı ve üniversite eğitimlileri bilinçli bir şekilde karşısına alacak adımlar atabiliyor.

        Ve her toplumda olduğu gibi az eğitimlilerin üniversite okumuşlardan sayılarının Amerika’da daha fazla olduğundan Trump bu tavrının kendisine seçimi kazandıracağını düşünüyor.

        *

        Amerikan siyasi yaşamını sosyolojik açıdan en sağlam izleyen dergi olan The Atlantic’de 7 kasım 2018 de Adam Harris imzasıyla ‘Americans divided by education’ başlıklı bir yazı yayınlandı. Bunda Amerika’daki bölünmenin nasıl eğitim seviyeleri ile belirlendiği rakamlar ile kanıtlandı ve bunun siyaset açısından anlamının ne olduğu irdelendi.

        REKLAM

        *

        ABD’de yaşanılanlar ciddi bir bölünme ve Trump beş ay sonraki seçimde değişmediği takdirde Amerika’yı sonunda cidden bölebilecek kadar ciddi bir problem. Çünkü Trump başkanlık makamının Amerika’nın tümünü kapsayacak adımlar atmasını engelliyor. O makamı açıkça az eğitimlilerin başkanı olarak, toplumu bölme yönünde konumlandırıyor.

        *

        Beyaz seçmenlerin üniversite eğitimi almamış olan yüzde 54’lük kesimi Trump’ı destekliyor. Buna karşılık üniversite eğitimi almış beyaz nüfusun sadece yüzde 38’i Trump’a destek veriyor.

        Bir Maris anketine göre üniversite eğitimi almamış beyaz nüfusun yüzde 55’i Trump’ın başkanlığında yaptıklarını onaylıyor. Üniversite eğitimli beyaz kesimin ise sadece yüzde 39’u bu onayı veriyor.

        Bu rakamların ortaya döktüğü toplumsal dinamiği destekleyip güçlendiren bir başka çalışma da var. Public Religion Research 1950’li yıllardan bu yana Amerikalılara şu aynı soruyu her yıl soruyor: "Siz Amerikan kültüründe ve yaşam biçiminde işlerin iyiye mi yoksa kötüye gittiğini mi düşünüyorsunuz?" her yıl tekrarlanıp sorulan soru işte bu.

        2018 yılında sorulan soruya verilen cevaplar Amerikalıların yüzde 50’sinin işlerin iyiye gittiğini yüzde 47’sinin ise daha kötüye gitmekte olduğunu düşünüyor.

        İşlerin daha kötüye gitmekte olduğunu düşünenlerin sayısı yükseliyor ve bunların ağırlığını eğitim düzeyi düşük olanlar oluşturuyor.

        Görüldüğü gibi toplum bu konuda da tam ortadan ikiye bölünmüş durumda.

        *

        Trump göründüğü kadar aptal değil en azından içgüdüleri ile yükselen trende oynamayı biliyor.

        Onun meşhur siyasi sloganı olan ‘Amerika’yı tekrar büyük yapalım sloganındaki vurgu ‘tekrar’ kelimesinde. Çünkü üniversite okumamış kesim Demokrat Parti eğilimli, iyi üniversitelerde okumuş elitlerin toplumu yıllardır kötüye götürdüğünü düşünüyor. Onlar sağ düşünceli güçlü bir başkanın yönetiminde Amerika’nın ‘tekrar’ eskiden olduğu gibi güçlü olacağını düşünüyorlar.

        REKLAM

        *

        Trump’ın popülist içerikli mesajları eğitim seviyesi düşük olan ve liberal büyük şehirlerin banliyölerinde ağırlıklı yaşamakta olan kesimine yönelik ve hep de hedefini buluyor.

        Liberal kuşaktaki büyük şehirleri banliyölerinden kuşatıyor Trump. Ve bu banliyölerdeki en büyük gücünü de buralardaki kadın seçmenden alıyor. Banliyö kadınları Trump’ın mesajlarını kolay kabul edebiliyorlar.

        Liberal kuşak dışındaki muhafazakar kuşaktaki şehirlerde ise Trump dindarlardan aldığı destek ile zaten güçlü.

        Bu sosyolojik durum nedeniyle göstericilerin üzerine asker sürmek veya gösteriler sürerken Beyaz Saray'dan çıkıp elinde İncil'le poz vermek için karşıdaki Lafayette Parkı'ndaki göstericileri temizletip kilisenin önünde elinde İncil'le ile poz vermek gibi bana absürt gelmekte olan davranışları popülist içgüdü ile düşünülmüş onun kemik seçmenine iyi gelen mesajlar olabiliyor.

        Ivy Leauge diye tanımlanan güçlü, Harvard, Princeton gibi üniversitelerden mezun olmuş toplumun elitleri istedikleri kadar ciddi analizler yapsınlar, istedikleri kadar ekonomi darbe yediği için ve Trump virüsle mücadele etmekte başarısız olduğundan artık seçilmesinin imkanı olmadığını söylesinler, Trump sadece içgüdüsüyle bağlantı kurmuş olduğu seçmeni sayesinde yeni seçimde tekrardan kazanabilir. Benim 'Amerikan gotiği' olarak tanımladığım o seçmen gerçek Amerika'dır çünkü.

        Bu acı bir gerçek hem benim için hem de ABD toplumu için acı bu ama gerçeklerden kopmadan düşünmek de gerekiyor daima.

        *

        Son olarak İstanbul’daki çarşamba yemeği dostları grubundaki iyi eğitimli arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Gönlünüz yine Trump’ın kazanmamasından yana, bu defa kazanamayacağını da düşünüyorsunuz buna eminim. Son seçimde yanılmıştınız ve aramızdaki iddiayı ben kazanmıştım. O iddiadan kazandığım kitaplar kütüphanemin en değerli varlıkları arasında. Bu defa da bir iddiaya hazırım kütüphaneye yeni kitaplar gelmesi lazım bilmem anlatabiliyor muyum?

        Diğer Yazılar