Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yeni Amerikan yönetiminin Türkiye ile potansiyel gerginlik noktalarının ve olası diplomatik çatışma alanlarının öncelik sıralamasını çıkarmak için bazı kaynaklar ile yazışıp konuşuyorum.

        Herkes gibi ben de Amerika ile ilk karşı karşıya geleceğimiz bölgenin Suriye’nin kuzeyi olacağını düşünürken, uzmanların konuşmalarında Türkiye bağlamında sıkça Somali’nin adı geçmeye başladığından dikkatlerimizin genelde fazla çevrilmediği Afrika kıtasında Amerika’nın Türkiye ile çıkarlarının nasıl çatışabileceğine/çakışabileceğine bakmaya başladım.

        STRATEJİK BAKIŞ

        ABD’nin Suriye’nin kuzeyi ve PYD ile bağlantıları Türkiye’nin en önde gelen ulusal güvenlik sorunu olmayı gayet tabii ki sürdürecek ama yeni Amerikan yönetimine hazırlanan insanların ABD’nin Türkiye ile ilişkilerine çok daha geniş ve global bir perspektiften bakmakta olduklarını bilelim.

        *

        Biden’ın, Trump döneminde ABD’nin global prestijinden ve gücünden çok kaybettiğini düşündüğünü söyleyen, yeni başkanın nasıl düşündüğünü bilen çevreler Biden yönetiminin ABD’ye global hakimiyet imkanlarını yeniden açmak için çalışacağını söylüyorlar.

        Bu uzmanlara göre Amerika’nın global güç yarışı ve hakimiyet savaşında Afrika kıtasının önemli bir yeri var. Amerikan devletinin ilgili birimlerinde Afrika’da artan Çin gücü ve bunun ABD açısından orta ve uzun vadedeki anlamı üzerine çalışılıyor ve bu bölgede verilecek bir hakimiyet savaşında Türkiye’nin konumunun ne olabileceği de düşünülüyor.

        TÜRKİYE'NİN STRATEJİK VİZYONU

        Bu aşamada dış politikadan zorunlu çıkıp iç politikaya kısa süreliğine de olsa dönmek zorundayım. Muhalif çevreler uzunca süredir Türkiye yönetimine özelikle bazı ülkelere yapılan ekonomik ve askeri yatırımların anlamını sorup duruyorlar.

        Muhalif çevreler Türkiye’nin Katar ve Somali gibi ülkelerde ne işi olduğunu sorguluyorlar ve bu ülkelerle kurulan ilişkinin temelinde gizli tutulan amaçların olması gerektiğini ima ediyorlar.

        Gerçekten de Türkiye uzunca bir süredir örneğin Somali’ye hem ekonomik hem de askeri yatırımlar yaptı. THY bu ülkeye düzenli uçuşlar başlattı ve Türkiye’nin dünyadaki en büyük elçiliklerinden bir tanesi bu ülkeye açıldı. Orada kurulan askeri üste Türk askerleri eğitim veriyor ve hatta Somali ordusunda Türkçe konuşan bir birlik bile oluşturuldu.

        Bu tür konularda muhalefetle yönetimin anlamlı bir diyaloğu bulunmuyor ve belki de bu nedenle muhalefet Türkiye’nin bu adımlarına bir türlü anlam veremiyor.

        Şimdi Amerika’daki kaynaklardan aldığım son bilgiye göre Türkiye’de muhalefetin anlayamadığını yeni Amerikan yönetimin anlamaya başladığını gösteriyor.

        Biden yönetimi Amerika’nın yeniden oluşturacağı global güç yolunda Türkiye’nin de önemli bir rolü olabileceğini düşünüyor.

        STRATEJİK TÜRK ÜÇGENİ

        Beyaz Saray’ı yakında devralacak yeni yönetim şu anda Afrika ve Ortadoğu’daki hamleleriyle Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'nda stratejik bir üçgen oluşturmuş Türkiye ile ilgili yürütülecek stratejiyi konuşuyor.

        Bu stratejik üçgen Sudan, Katar ve Somali arasında kurulduğundan yönetimin Katar ile ilişkisinin anlamını sorgulayanların konuya bir de buradan bakmalarının yararı var sanıyorum.

        O ÜÇGEN STRATEJİK BİR KOZ OLACAK

        Gayet tabii ki Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdidi Suriye’nin kuzeyinden beklemesi değişmeyecek çünkü yeni ABD yönetimi bu bölgede bir Kürt devleti oluşturma projesinden vazgeçmediği gibi neokonların yönetimde artan gücüyle birlikte bu yönde yeni adımlar da atacak.

        Bu aşamaya gelindiğinde Türkiye’nin bugüne kadar bazı Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde atmış olduğu diplomatik ve askeri adımları elinde ilerde stratejik koz olarak kullanma ihtimalinin olacağı düşünülüyor. ABD’nin Somali ve diğer ülkelerde hedeflediği stratejik amaçlarını daha rahat gerçekleştirebilmesi Türkiye’nin işbirliğine bağlı olabilir düşüncesi var yeni yönetimde. Eğer o noktaya gelinirse Türkiye’nin kuzey Suriye’de adım atacak ABD’ye karşı elindeki Kızıldeniz ve Basra Körfezi'nin etkin kontrolü kartını devreye sokmasının sırası gelebileceği de düşünülüyor yeni yönetimde yapılan beyin fırtınalarında.

        ABD’NİN TÜRKİYE'YE GLOBAL BAKIŞI

        Anlayacağınız Amerika’nın yeni yönetimi Türkiye’yi ele alırken sadece Suriye bağlantılı olarak tek boyutlu değil, global düzeyde çok yönlü bir strateji çerçevesinde düşündüğü sinyallerini veriyor. Türkiye’nin de bunu görüp çıkarlarına uygun stratejiyi yine global düşünerek buna uyumlu oluşturması gerekiyor.

        Diğer Yazılar