Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yazı konularımı değiştirdiğim son 6 aydır yazdığım denemeler, fotoğraf sanatından resme, sinemadan edebiyata birçok farklı konuda bağlantıları bulmak ve bunları anlamlandırma çabası gerektirdiğinden, hayli fazla ve yoğun okuma kaçınılmaz oldu. Okumak hayatımın en önemli parçası bırakın parçası olmayı hayatımın ta kendisi olduğundan Alberto Manguel’in ‘A History of Reading’ kitabı belki de kendi yaşamıma bir anlam verme çabamın bir sonucu olarak ilgimi çekti. Bu kitabı aslında başka bir yazının konusu olarak düşünüyorum çünkü Alberto Manguel'i tanıyınca onun bir başka çalışması başta sadece adının ilginçliği ile de olsa ilgimi daha da çekti.

        Kitabın adı ‘The Dictionary of Imaginary Places’ (Hayalde Var Olan Yerlerin Ansiklopedisi)

        Adından belli olduğu gibi yazar tarih içinde düşünürlerin, yazarların hayallerinde icat etmiş oldukları yerlerin ansiklopedik bir dökümünü yapmış

        Tahmin edersiniz ansiklopedide var olan maddeler arasında Atlantis, Xanadu, Shangri-La, Orta Dünya, Ütopya, Wonderland, Freedonia gayet tabii ki varlar. Ayrıca Jurassic Park ve Salman Rushdie’nin Sea of Stories’ine ve Harry Potter’in dünyasına da maddeler ayrılmış.

        Maddelerin her birinde bu hayali yerlerin oluşturulma süreci ve oraların içinde yaşayanların hayatları ve davranış biçimleri detayıyla anlatılıyor. Ansiklopedi'de ele alınan hayali yerlerle ilgili 200 harita da bulunuyor. Edebiyatta fantezi türün meraklıları için ve tabii ki düşünürlerin hayal dünyalarının coğrafyasını keşfetmek isteyenler için nefis bir kaynak bu.

        REKLAM

        Hayal dünyalarının yazarları arasında bu çalışmada öne çıkanlar Oz eseri ile Frank Baum, Wonderland ile Lewis Carroll, Ütopya’sı ile Thomas More, Narnia’sı ile C.S.Lewis yanı sıra Cervantes, Jonathan Swift, J.R.R. Tolkien, Edgar Rice Burroughs, Rabelais ve Sir Arthur Conan Doyle da bulunuyor. Bence bu kitap okumayı seven herkesin kütüphanesinde bulunması gereken nefis bir eser.

        Arjantinli olan bu yazarın ansiklopedisi bana Borges’i ve onun ‘Babil Kütüphanesi'ni çağrıştırdı. Acaba Arjantin’in havasında suyunda yazarını hayal dünyalarıyla uğraşmaya çeken bir yan var mıdır bilemiyorum ama Borges’e geçmeden önce bu türde birkaç farklı çalışmaya saygı selamı yollamak istiyorum.

        Klasik bir çalışmadan başlayalım; Thomas Carlyle var olmayan bir filozofun yine var olmayan hayali çalışmasının hem değerlendirmesini yaptığı hem de hayali yazarın biyografisini anlattığı Sartor Resartus adlı çalışmasıyla, benim başlıkta 'Hayalet Kitaplar' diyerek biraz popülarize etmeye çalıştığım türe ciddi bir açılım yapmıştır. Borges, Thomas Carlyle’ın bu çalışmasına hayrandı ve içeriğinin hemen tamamının ezberinde olduğunu söylemiştir.

        Bu bağlamda Philip Grove’un ‘The Imaginary Voyage in Prose Fiction’ (1941), (Kurgusal Düzyazıda Hayali Bir Yolculuk) kitabını en azından hatırlamadan geçmek olmaz.

        Alberto Mangulle’nin ansiklopedi çalışmasında bilim kurgu ekolünde yer alan hayali dünyalar bulunmuyordu.

        Bu konuda eksiklik duyabilecek okuyuculara önerim Pierre Versins’in ‘Encyclopèdie de l'Utopie, des Voyages Extraordinaires et de la Science-Fiction (Ütopya Ansiklopedisi, Olağanüstü Yolculuklar ve Bilim Kurgu) (1972) olacak.

        Şimdi kısa saygı duruşu aramız bittikten sonra Borges’in büyülü dünyasını düşünmeye geçebiliriz.

        SONSUZ KÜTÜPHANE

        REKLAM

        Borges sonsuz kütüphanesini şöyle tanımlıyor: Altıgen duvarlardan oluşan odalarında her yanda beşer uzun raftan toplam yirmi beş raf, biri dışında duvarların hepsi raflı. Açıktaki kenarlardan biri dar bir geçide, ilk geçidin ve ötekilerin tıpkısı bir başka dehlize açılır. Geçidin sol ve sağ yanında iki küçücük hücre vardır. Birbirinin aynı olan odaların hepsi birbirine bağlı.

        Birbirine geçmeli sonsuza kadar uzanan altıgen odalarının dediğim gibi duvarlarının her birine beş raf düşmektedir; her rafta genel düzenleri aynı, otuz iki kitap bulunur; her kitap, dört yüz on sayfadır; her sayfa kırk satırlık, her satır da yaklaşık seksen siyah harflidir.

        Borges kitaplarının hepsi de 410 sayfa olacağını söylediği kütüphanenin o güne kadar yayınlanmış ve ilerde yayınlanması muhtemel bütün kitapları ve onların bütün diğer yıl baskılarını barındıracağını, bunu bir tür cennet olarak düşündüğünü söylüyor.

        Ama bu düşünülen cennetin düşünüldüğü gibi o kadar da cennet olmadığı bellidir çünkü var olan ve gelecekteki bütün kitapları ve onların her ayrı baskısını içeren bu kütüphanenin aslında tam da bu özelikleri nedeniyle bir işe yaraması mümkün değildir.

        Kimsenin orada istediği kitabı bulabilmesine imkan yok. Sonsuz kütüphanenin enginliği nedeniyle orada aslında bir bilgi kaosu vardır. Bu kaos nedeniyle insanlar çaresizliğe düşüp bir şekilde düzen oluşturmak için hurafelere inanmaya başlarlar. Kütüphanenin bilgi kaosunu azaltmak amacıyla ‘oto sansürü’ amaçlayan mezhepler bile oluşur.

        Çaresiz insanlar bütün kütüphaneyi kendilerine anlaşılır kılacak tek bir kitabın olduğuna inanmaya ve kütüphanenin birbiri içine geçmiş altıgen odalarının sonsuzluğu içinde o aslında var olmayan kitabı aramaya başlarlar.

        Borges, aslında herkes ve her bilgi bir büyük bütünün parçası olduğundan ve o bütünün tümünü kimsenin tam bilebilmesi, kendisi de o bütünün bir parçası olduğundan, mümkün değil diyor bu hayal gücü müthiş kitabında. Bütün gayretlerimize rağmen acaba evrenin sonuçta bilinmezliğini mi anlatmaya çalışıyor Borges…. Maalesef evet galiba öyle.

        Benim hayalet kitaplar diye adlandırdığım hayaller dünyasında yaptığımız bu kısa gezintinin sonunda sadece bilinmezliğe gelebilmiş olmamız tabii ki acıklı ama bu konuda yapacak bir şey de yok galiba.

        Diğer Yazılar