Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye’nin acil bir ekonomi kurtarma planına ihtiyacı olduğu bariz. Bence bir diğer bariz olan nokta da nasıl bir plan oluşturacağımızın ipucu Atatürk’ün yürütmüş olduğu ekonomik kurtuluş mücadelesinde tüm yönleriyle mevcut olması.

        Oradan da esinlenerek ben Türkiye’nin mevcut ekonomik durumundan ancak planlı programlı devletçi politikalar ile kurtarılabileceğine inanıyorum. CHP henüz kapsamlı bir ekonomik program açıklamamış olsa da, gerek Kemal Kılıçdaroğlu arada bir yaptığı ekonomiye dair konuşmalarıyla, gerekse ekonomi konusunda deneyimli parti yöneticileri de verdikleri mesajlarla gerçek kurtuluş yolunun ne olduğunu bildikleri mesajını veriyorlar.

        Anladığım kadarıyla ana muhalefet partisi cumhuriyetin ikinci yüzyılının başında birinci yüzyılın başında olduğu gibi vereceği ekonomik kurtuluş savaşında kendisine kılavuz olarak Atatürk ekonomi modelini almayı düşünüyor.

        Ben sadece bunun doğru olacağını değil ülkemizin bundan başka bir çaresi olmadığını da düşünüyorum.

        CHP tek başına yönetime gelecek olsaydı uygulanacak ekonomi modelinde sorun olmayabilirdi. Ama biliyorsunuz ki CHP siyasi strateji olarak bence çok da doğru olan bir karar verdi ve altılı masa çerçevesinde diğer partiler ile işbirliği içinde hareket etme kararını aldı.

        Şimdi asıl sorun eğer iktidara gelme olasılığı olursa altılı masanın nasıl bir ekonomi modeli üzerine anlaşacaklarının veya anlaşıp anlaşamayacaklarının henüz belli olmamasında.

        "Yönetimi şimdiki iktidardan kurtarmak asıl amacı için her sorun bir şekilde aşılır" diyenlerdenseniz ben aynı fikirde değilim çünkü ekonomi politikasının aşağıda vereceğim nedenlerden dolayı altılı masa içinde sorun hatta sert tartışmalara bile yol açacağını düşünüyorum.

        Altılı masada asıl sorun hangi liderden gelecek

        Altılı masada asıl sorun hangi liderden gelecek
        0:00 / 0:00

        Eğer benim tahmin ettiğim gibi CHP planlı programlı bir devletçi kalkınma politikası önerirse bunun altılı masada İyi Parti başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi başkanı Temel Karamollaoğlu açısından büyük sorun yaratacağını sanmıyorum.

        İyi Parti ideolojik açıdan devletçi politikalara karşı olmaz diye düşünüyorum.

        Temel Karamollaoğlu, Turgut Özal döneminde parlamış bir bürokrat olsa da Devlet Planlama Teşkilatı’nı çok iyi tanıyan bir eski bürokrat olarak CHP ekonomi politikasına son analizde destek vereceğini sanıyorum.

        Altılı masa olası ekonomi kurtuluş planı üzerine tartışma açıldığında ben asıl sorunun Demokrat Parti başkanı Gültekin Uysal ve DEVA başkanı Ali Babacan’dan gelmesini bekliyorum.

        Bunun nedenlerini iki başkanı da ayrı ele alıp anlatacağım ancak öncelikle ikisinin devletçi politikalara ideolojik antipatileri olacağını ve bunun tarihi nedenleri olduğunu düşünüyorum.

        CHP’nin devletçi ekonomi politikalarına bu ideolojik itiraz cephesini aşmayı başarıp başaramayacağını bekleyip göreceğiz.

        Ali Babacan sorun çıkarır mı?

        Ali Babacan sorun çıkarır mı?
        0:00 / 0:00

        Ali Babacan’ın ekonomiyi çok iyi bildiğine eminim. Hem biliyor hem de ekonominin teknik yönetimi açısından hayli yetenekli de.

        Ancak onun ekonomi bilgisi ağırlıkla piyasanın işleyişlerini iyi ve bilgili takip etmeye bağlı. Bu teknik temel onun piyasa koşullarına öncelik vermesine ve teorik açıdan piyasalara bir müdahale anlamına gelebilecek plan ve programlara itiraz etmesine neden olması ihtimali var.

        Gerçi CHP Atatürk döneminde uygulanan politikaları kendisine örnek alırsa o dönemden örnek alacağı planın ‘emredici’ değil piyasaya yol gösterici plan olması ihtimali büyük. Bu Ali Babacan’ın son analizde karşı çıkacağı bir şey olmaz bence.

        Bir de şu sorun var. Ali babacan bu ülkede ekonomi bakanlığını başarıyla yapmıştı ama onun şu anda düşündüğü kapsamlı bir model olup olmadığı net belli değil. Kendi bakanlığı döneminde global düzeyde gidilecek ülke arayışında olan sermaye yani para vardı (onun döneminde dışardan gelen para miktarının 600 milyar dolar civarında olduğu hesapları da var) bunlar Türkiye’ye de gelince ekonomiyi yönetmek nispeten daha rahat olmuştu. Ali Babacan ekonomiyi hangi modelle yönettiğini anlatmadı sadece o işleyişi iyi bir teknisyen olarak iyi koordine etti. Eğer CHP zamanı geldiğinde yol gösterici bir plan ile programlı devletçilik modeli önerirse buna karşılık hangi modeli önereceğini Babacan bir an önce formüle etmeli. Örneğin Babacan tarım sektörünü nasıl ve hangi model çerçevesinde kurtarmayı düşündüğünü topluma net açıklamalı ilerideki tartışmaların daha sağlıklı olabilmesi için.

        Demokrat Parti meselesi

        Demokrat Parti meselesi
        0:00 / 0:00

        AK Parti yönetiminin Atatürk ve onun devletçi politikalarıyla problemleri olduğu malum, bu partinin iktidarı döneminde ekonomi bakanlığı yapmış olan Ali Babacan’ın bu ideolojik tepkiyi bugüne taşıyacağını sanmıyorum.

        Demokrat Parti'nin ideolojik tavrı ise tarihi nedenlerle daha keskin olabilir. Bu köşede daha önce de anlattım. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Atatürkçü teknokratlar ülkenin sanayileşmesinin sürebilmesi için 'ivedili sanayi planı'nı hazırlamışlardı. Demokrat Parti iktidarı bunu uygulamak yerine ABD'den hiç gerek yokken dış yardım alabilmek için bu planı ABD onayına sunulmasını zorladı ve bu ret edilince tarıma ve altyapıya öncelik veren bir başka model uygulandı. Günümüz Demokrat Parti'nin tarihi kökenlerine tamamen sahip çıkacağını sanmamakla birlikte bunun olması ihtimali de var ve bu da olursa CHP ile arasında sert tartışmalar olması ihtimali bulunuyor..

        Diğer Yazılar