Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sıfır gümrük uygulayarak Müslüman ülke dayanışması gösterdiğimiz Bosna - Hersek’ten katlanarak artan un ithalatı, özellikle Marmara Bölgesi’ndeki yerli un sanayiine sıkıntılı günler yaşatıyor. Bosna-Hersek’ten 2015 yılında 2 bin ton olan un ithali gümrüklerin sıfırlanması ile 2016 yılında 60 bin tona çıktı. Bu yılın ilk 6 ayında ise geçen yılın rakamı yakalandı. Sene sonuna kadar ithalatın 150 bin tona, 2018 yılında da 300 bin tona çıkacağı hesaplanıyor.

        Bu rakamlar, Marmara’da 10-15 fabrikanın üretimine denk düşüyor. Bosna-Hersek’te ihracatın artmasıyla yeni fabrikalar açılmaya başlanmış. Türkiye’den bir un sanayicisinin de Bosna’da kapalı olan bir fabrikayı uzun dönemli kiralayarak, fason üretim yaptırdığı iddia ediliyor. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu ve Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, “Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba pazartesi günü (yarın) Türkiye-Sırbistan Tarım Forumu’na gidiyor. Heyetten ayrılıp Saraybosna’da konuyu görüşeceği bilgisini aldık” diyor. Bosna-Hersek’le ekim ayında revize edilecek Serbest Ticaret Anlaşması (STA) kapsamında da konunun ele alınması bekleniyor.

        YABANCI YATIRIMCIYA GİTTİ

        Türkiye’de un fabrikaları kapasite fazlalığından dolayı birer, ikişer kapanıyor. Un sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 45’e kadar gerilemiş. Şu anda 670 tesis un üretirken, 2003 yılında bu sayı 1200 kadarmış. Bu arada pazar dengeleri de değişiyor. En büyük 10 un fabrikasının pazar payı yüzde 6’dan yüzde 13’e çıkıyor.

        Singapur merkezli Interflour şirketi 2012 yılında, Ankara’da un fabrikası satın aldı. 2015 yılında da İngiliz yatırım fonu Mediterra Capital, İzmir’de Söke Un’u satın almıştı.

        BUĞDAY EKİM ALANI DARALDI

        Un; 2016 yılında 3 milyon 570 bin ton ihracatla, 1 milyar dolar döviz kazandıran bir ürün. 2015 yılında 2 milyon ton ihracattan, 970 milyon dolar döviz geliri oluşmuştu. Üretim ise 20 milyon 600 bin tondu.

        Buğdayda ise 2017 yılında 3 bin 600 ton ve 1.1 milyar dolar ihracat hedefleniyor. Türkiye 2016 yılında 3 milyon 500 bin ton buğday ithalatı için 1 milyar dolar ödemişti. 2016 yılında 20 milyon 100 bin ton buğday ürettik. Türkiye’nin un üretimi tüketime yetiyor. 1-1.5 milyon ton da fazla veriyor. 15 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanı 7.3 hektara düşmüş olsa da verimlilikten dolayı üretim gerilememiş.

        Samsun merkezli faaliyet gösteren Ulusoy’un 2’nci kuşak yöneticisi; “Gerçek bir Anadolu aslanıyız. 81 ilin 68’ine fatura kestik. 2014 yılında halka açılan ilk un şirketiyiz. İlk un fabrikamız 1989’da Samsun’da, ikincisi 2003’te Çorlu’da kuruldu. Samsun OSB’de 32 milyon lira yatırımla, 2018’in ilk yarısında açılacak fabrika ile toplam 900 ton olan günlük buğday işleme kapasitemiz, 1500 tona çıkacak. Ulitaş Tarım şirketimiz, Çorum Alaca’da 42 bin ton kapasiteli lisanslı depoculuk yapıyor. Yozgat Sorgun’da da 16 milyon yatırımla 60 bin ton depolama kapasitesini devreye alıyoruz. 2006 yılında 60 milyon lira olan ciromuz, 2016 yılı sonunda 1 milyar 160 milyon liraya ulaştı, bu yıl da 1.5 milyara çıkarmayı hedefliyoruz. Geçen yıl 43 milyon dolar olan un ihracatımız, bu yıl sonunda 50 milyon dolara çıkar. İSO 500’de 398’inci firmayız” diyor.

        Un fabrikalarının, Anadolu’da kiremitle birlikte ilk sanayileşme adımı olduğunu hatırlattığımda da, yaptığı araştırma sonucunu paylaşıyor: “Kiremit fabrikası olan 20’den fazla un sanayicimiz var...”

        Dünyaya satılan her 4 kilo unun, 1 kilosunu ihraç eden Türkiye’nin; 6-7 kuşak devam eden un şirketleri olacak mı dersiniz... 12 bin yılın hatırına!

        ‘GÖBEKLİTEPE’YLE BAĞI KESMESEYDİNİZ’

        Buğday, insanlığın 12 bin yıl öncesini tarihleyen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’den dünyaya yayıldı.

        Buğdayın evrimi sağlıklı gıda tartışmasını alevlendiriyor.

        Dekar başına 300 kilo verim alınan, 42 kromozomlu buğday tüketiyoruz. Beslenme uzmanlarının önerdiği siyez buğdayı 14 kromozomlu ve dekar başına 100 kilo üretilebiliyor. En büyük beyaz un üreticilerinden Ulusoy’a “Beyaz ekmek tüketmeyin” tezini soruyorum.

        “Kişi başına 110 kilo ekmek tüketiyoruz. Ekmek grubunda tüketilen unda düşüş olurken, hazır unlu gıdalarda artış var. Esmer ekmek tüketimimiz yüzde 5 seviyesinde” diye yanıtlıyor. 18 Ağustos’ta bu köşede okuduğunuz “Kişi başına 333 turist düşen köy” yazıma, Göbeklitepe kazılarına 20 yıl başkanlık eden, 2014’te kaybettiğimiz Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in çalışma arkadaşı ve eşi Çiğdem Köksal Schmidt’ten gelen katkıyı da çok önemsiyorum:

        “Onların lavantası varmış, Örencik Köyü’nün Göbeklitepe’si var. Klaus 2006’da yeni yol yapılıp, köyden geçen yol iptal edildiğinde; köyü Göbeklitepe’den koparmayalım diye çok mücadele etti ama dinletemedi.”

        Diğer Yazılar