Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bundan 3 yıl önce Mecidiyeköy’deki bir inşaatta yere çakılan asansörde 10 işçinin hayatını kaybettiğini kimse unutmadı. Ne var ki bu ülkede yaşanan ne ilk, ne de son asansör kazasıydı; devamı geldi...

        Sanayi Bakanlığı, 2015 yılında yaptığı denetimlerde mevcut asansörlerin yüzde 30’dan fazlasının güvenlik riski taşıdığını belirledi. Yeni yönetmelikler çıkardı.

        Asansör güvenliği, konforu, teknolojisi, denetimi alanında mevcut durumumuz dünden daha iyi olmakla birlikte; yine de Avrupa’da son 3 yılda ortaya çıkan asansör kazalarının yüzde 70’i Türkiye’de meydana geliyor.

        Piyasa açısından bakarsak, Türkiye her yıl yüzde 10’un üzerinde büyüyerek şirketlerin iştahını artırıyor.

        1933 yılı Eylül ayında Hollanda Kraliçesi Wilhelmina’nın emriyle asansörlerin güvenlik seviyesini artırmak için Liftinstituut belgelendirme ve denetim firması kuruluyor.

        1956 yılında Hollanda’da tekel haline gelen şirket, ilk yurtdışı ofisini 2002 yılında Türkiye’de açıyor.

        Son 15 yılda Türkiye’de yüzlerce yerli asansör şirketinin ürününü belgelendiriyor, “Asansör Yönetmeliği” kapsamında sertifikalandırıyor.

        Böylelikle Türkiye’deki asansör üretimi, AB pazarına ihracat imkânı yakalıyor.

        2013 yılında da asansör danışmanlık firması Liftinstituut Solutions kuruluyor. Hollanda şirketi aynı yıl Türkiye’de de ofis açıyor. Türkiye Bölge Müdürü olarak da Süleyman Özcan atanıyor.

        2016 yılında şirketin cirosunu yüzde 36 oranında artıran Özcan’a, Dubai ve Suudi Arabistan da bağlanıyor.

        AVRUPA’NIN 3 KATI ASANSÖR SATILIYOR

        Liftinstituut CEO’su Marco Waagmeester ve Özcan ile şirketin Amsterdam’daki merkezinde buluştuğumuzda, resim ortaya çıkıyor.

        Waagmeester, yeni yapılan şehir hastaneleri dahil Türkiye’deki büyük projelerin çoğunda olduklarını söylüyor.

        Özcan; metrolar, havalimanları, hastaneler, kuleler ve AVM’lerle pazar büyürken, insan hayatının ucuzlamasına dikkat çekiyor.

        2000’li yılların başında Türkiye’de yılda 20 bin ünite asansör satılırken bugün sayı 30 bin üniteye kadar çıkmış.

        Türkiye, dünyanın üçüncü büyük asansör pazarı. Dünyada yıllık asansör satışlarında 500 bin üniteyle ilk sırada olan Çin’i, Hindistan takip ediyor. Türkiye’nin iş hacmi, Avrupa’nın tamamından 3 kat büyük.

        Ortadoğu ve Uzak Asya ile birlikte dünyada artan kentleşme hızı, asansör piyasasını büyütüyor.

        Türkiye’de satılan asansörlerin yüzde 30’u yabancı, diğerleri yaklaşık 2 bin yerli firma tarafından üretiliyor. Pazarın büyüklüğü yılda 600 milyon Euro’ya ulaşıyor. Danışmanlık şirketi Liftinstituut Solutions Türkiye’nin yıllık cirosu ise 3 milyon Euro civarında.

        Dünyada asansör ve yürüyen merdiven sektörünün toplam büyüklüğü 142 milyar dolara ulaşıyor. Bunun 31.9 milyar doları 10 büyük sanayi grubu, 61 milyar doları ise yan sanayi ve yerel firmalar tarafından gerçekleştiriliyor.

        ‘YÜZDE 63’Ü KIRMIZI ETİKETLİ: KULLANILAMAZ’

        Türkiye’de toplam 350-400 bin ünite asansör bulunduğunu söyleyen Özcan, “Asansör firmalarının neredeyse yüzde 99’u, asansör yönetmeliği kapsamında yetkilendirilmiş kuruluşlar. Bu kuruluşlar; asansörleri tasarlayıp, monte edip, test ve kontrol edip piyasaya arz ediyor. Gelin görün ki, bakanlığımızın yayınladığı son sektör raporuna göre 2016 yılında A Tipi Muayene Kuruluşları’nın kontrol ettiği asansörlerin yüzde 63’ü, yani kontrol edilebilenlerden 189 bin 539’u kırmızı etiketli, yani ağır kusurlu ve güvenli değil” diyor.

        Peki yüzde 37’si tam güvenli mi?

        Özcan bu soruya, “Bakanlığımızın yayınladığı son sektör raporuna göre kontrol edilen asansörlerin sadece yüzde 22’si yeşil etiket almaya hak kazanmış, diğerlerinde ise kullanılmasına engel oluşturan güvenlik zafiyeti saptanmış” yanıtını veriyor.

        Denetlenen asansörlere kırmızı, sarı ve yeşil renkte etiket yapıştırılıyor. Kırmızı etiketli asansörlerin, risk taşıdığı için hiçbir şekilde kullanılmaması gerekiyor.

        Dünyada 12 milyonda bir olma ihtimali üzerinde durulan asansör kazalarında, Türkiye’nin açık ara önde olmasının tek açıklaması var: Binalara asansör ruhsatı veren ilçe belediyeleri, ilgili kontrol kurumları düzgün çalışmıyor.

        Asansör güvenliğini kapsayan kriterlerde boşluk oluşturuyorlar.

        Diğer Yazılar