Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİRKAÇ gündür Ankara’dayım. Her zamanki gibi verimli bir seyahat oldu gazetecilik açısından. Gerek siyasi çevreler, gerekse o çevreye yakın kritik isimlerle yaptığım görüşmeler neticesinde epeyce bir kulisle döndüm. Bunlardan birkaçını paylaşmak istiyorum bugün sizlerle. Mesela CHP Genel Merkezi’nde kulaktan kulağa yayılan ve başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere partinin üst yönetiminde son derece rahatsızlık yaratan, FETÖ’nün belediyeler imamı olarak bilinen Erkan Karaarslan mevzuu.

        Bilen bilir, yaklaşık 100 kadar belediyeye danışmanlık adı altında hizmet veren Karaarslan, 15 Temmuz sonrası FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla tutuklanmıştı. Ama 14 ay boyunca tutuklu bulunan bu şahıs, hangi gerekçe ve sebeple olduğu pek anlaşılmayan bir biçimde serbest bırakılmıştı. Ve davanın görüldüğü Mersin’de eylül ayındaki duruşmada, “adli kontrol ve yurtdışı çıkış yasağı” şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Karaarslan da diğer FETÖ’cü uyanıklar gibi yurtdışına kaçmıştı.

        Yurtdışına kaçtığı da daha önce tahliyesini veren mahkemenin değişen hâkiminin yeniden tutuklama talebi üzerine anlaşılmıştı. O günlerde bunun bayağı bir tantanası yapılmıştı ancak bu ve benzer olaylar o kadar fazla yaşandı ki açıkçası ben üzerine çok düşmemiştim. Yanlış yapmışım. Zira son Ankara seyahatimde öğrendim ki Karaarslan’ın hizmet verdiği 100 kadar belediye arasında CHP’li olanlar da bulunuyormuş. Bunlardan biri Aydın mesela. İzmir’in Bayraklı İlçesi, İstanbul’da Beşiktaş ve Bakırköy gibi birçok belediye de varmış.

        CHP Genel Merkezi’nde can sıkan husus da buymuş işte! Parti merkezinin yüksek katlarındakiler, CHP’yle alakası olmayan, CHP’ye yakın olmayan, hatta AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen Karaarslan’ın hangi referans ve kontaklarla CHP’li belediyelere danışmanlık hizmeti vermeyi başardığını konuşuyormuş.

        Güya Kemal Kılıçdaroğlu, bu isimle çalışmış tüm belediye başkanlarından bir izahat istemiş. Ne dediler ya da diyecekler henüz bilgi sahibi değilim ama CHP ile CHP’lilik ile hiç alakası olmayan Erkan Karaarslan’la kurulmuş ilişkinin izah edilebilmesi çok kolay olamaz bence!

        *********

        Ben yoruldum ey OHAL Komisyonu

        ARAYA Afrin Operasyonu girince gündemin alt sıralarına düştü KHK’larla görevinden alınan, ancak mağdur olduklarını iddia edenlerin başvuru yaptığı OHAL Komisyonu konusu. Birkaç kez üst üste yazdığım için 100 bin kadar insanın muhatap olduğu bu konuyla ilgili sürekli mektuplar, telefonlar alıyorum. Keşke elimden daha fazlası gelse ve mağdur olduğunu söyleyenlerin mağduriyetlerinin hızlıca çözümü için bir şeyler yapabilsem. Ama yok, yapabildiğim bu kadar işte.

        Dertlerini dinlemek ve arada bir de olsa OHAL Komisyonu’nu dürtmek... Her gün onlarcası geliyor ama dün Erkan Duvan adlı bir polisten aldığım mektup garip geldi. O nedenle bir istisna yapıp paylaşacağım aktardıklarını.

        17 yıllık memurmuş. Ankara’da Anafartalar Polis Merkez Amirliği’nde çalışırken 26 Nisan 2017 günü açığa alınmış. İddiasına göre FETÖ’yle tırnak ucu kadar bir ilişkisi yokmuş. “Ne ByLock var, ne Bank Asya’ya para yatırma, ne de başka bir şey” diyor. Ve şunu ekliyor: “FETÖ ile ilgili bağlantım olduğunu ispat eden, işaret eden herhangi bir şey olsaydı zaten hakkımda bir soruşturma açılırdı. Bir soruşturma da yok ama ben hâlâ açıkta bekliyorum. Ve nedenini de bilmiyorum!”

        Bilmiyorum, iddiası ne kadar doğru? Yani gerçekten de dediği gibi masum mu, değil mi? Ama bunların önemi yok. Önemli olan bir cevap verilmesi bu insanlara. Ayrıca çok haklı bir noktada. Eğer FETÖ ile varsa bir ilişkisi, o zaman adli bir soruşturma olmalıydı hakkında. O yok! Bu durumda gerçekten niye açıkta bu insan? Sebep ne?

        *********

        OLMADI BU CEVAP ABDÜLKADIR SELVİ

        “ANKETLERE göre, Afrin operasyonu AK Parti’nin oylarını yüzde 55’e çıkardı” diyen Abdülkadir Selvi ile aramızda başlayan polemik ne yazık ki seviyesiz bir noktaya doğru kaymaya başladı. İtirazıma cevap verdiği yazıda şahsen aradığım cevabı bulamadım. Selvi’nin iyi bir gazeteci olduğundan hiç şüphem yoktu, ama verdiği yanıt sayesinde öğrendim ki aynı zamanda iyi de bir demagogmuş!

        Ben “AK Parti anket yapmıyor” demedim. “Yapılan bu anketler Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a iletilmiyor” da demedim. Dediğim şuydu: “Yapılan hiçbir ankette, ‘Afrin Operasyonu AK Parti’nin oyunu yüzde 55’e yükseltti’ çıkarımına vardıracak bir soru yok, böyle bir sonuçla ilgili kimsede bir bilgi de yok!”

        Şimdi bunun cevabını vermek yerine, konuyu çarpıtıp dallandırıp budaklandırmaya ne gerek vardı! İtiraz noktam gayet net ve söylediğim şey de kolay anlaşılabilirken niye bu öfke sevgili meslektaşım Abdülkadir Selvi?

        ********

        Google’ın mucidi Abdülhamid!

        GARİP bir memleketiz vesselam... Her gün bambaşka bir polemikle karşı karşıya kalıyoruz. İlahiyatçı Nurettin Yıldız’ın asansörde halvet meselesini tam sindiremeden başka bir bomba da Sultan Abdülhamid ile ilgili geldi. Güler misin, ağlar mısın denilecek bir açıklama! Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Google’ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır” iddiasında bulunarak Türkiye gündemine oturdu.

        Abdülhamid’in imkânsızlıklardan dolayı gidemediği yerlerin fotoğraflarını çektirerek bunları izlediğini ve bir şeyler ürettiğini, dolayısıyla Google’ın ilk mucidi olduğunu savunan Sofuoğlu’nun bu savına ilişkin acayip makaralar yapıldı sosyal medyada. Dün de bir arkadaşım bana, Sofuoğlu’nun bu savına dair fantastik bir görsel yolladı. O kadar ilginçti ki sizinle de paylaşayım istedim...

        Diğer Yazılar