Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        OKUMUŞSUNUZDUR muhakkak. Dün çok güzel bir söyleşi vardı Habertürk’te. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gazetemizden Kübra Par’a konuşmuş. Muharrem İnce’nin aday gösterilme nedeni ve anons edilme şekli dahil hemen her konuda sorulan suallere yanıtlar vermiş ancak bir konuyu pas geçmiş. O da İnce’nin kaybetmesi durumunda CHP’nin geleceği ne olacak konusu...

        Söyleşi genellikle İnce’nin kazanması üzerinden yapılmış. Doğru olan bu ama kaybetmediye bir olasılık da vardır her zaman. Ve dolayısıyla ben o söyleşide İnce’nin cumhurbaşkanlığını kazanamaması durumunda Sayın Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir pozisyon alacağını okumak isterdim.

        Tamam... Eğer cumhurbaşkanı olursa, tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağını ve partilerüstü olacağını, asla partisinin genel başkanlığı görevini üstlenmeyeceğini İnce de zaten sık sık dile getiriyor. Yani bu bilinen bir şey!

        Bilinmeyen, kazanamazsa ne olacak?

        Bence Kemal Kılıçdaroğlu, partisi adına cumhurbaşkanı adayı olmuş ve gösterdiği performansla partisinin birkaç adım önüne geçmiş İnce’nin kaybetmesi durumunda nasıl bir tavır alacağını şimdiden açıklamalı. Ben biliyorum aşağı yukarı yanıtını, ama yine de Kemal Bey, “Biz arkadaş, dost olduğumuz için ona öyle hitap ettim” dediği Muharrem İnce’nin hakkını teslim edip “Gel bakalım Muharrem! Al bu koltuk artık senindir! Ananın ak sütü gibi helaldir!” mi yoksa, “Kaybettin Muharrem... Bir dahaki cumhurbaşkanlığı adaylığını bekle. Şansını bir de orada dene” mi diyecek?

        Sizce hangisi?

        Hadi bana yazın n’olur:))

        ***********

        HAYVANLAR ÂLEMİ SANA ÇOK ŞEY BORÇLU YAVRU KÖPEK!

        HAYAT çok garip... Çok tuhaf... Öyle olaylar vardır ki ansızın yaşanır, okkalı bir tokat gibi yapışıverir ve bir anda büyük küçük herkesin aklını başına getirir. Tıpkı Sakarya’da yavru köpeğin başına gelen acı olay gibi. Patilerinin tamamı ve kuyruğu kesilmiş halde acı içerisinde kıvranırken bulunan ve İstanbul’da bir veterinere götürülen o küçük köpeğin hayata veda etmeden önceki son bakışı nasıl dağladı hepimizin yüreklerini değil mi? Ve önce sosyal medyada yayılan, sonra tüm medyanın sahiplendiği küçük zavallı köpeğin başına gelenler bugüne kadar düşünülmeyen neleri düşünmeye vesile oldu!

        Demiyorum tabii ki, “İyi ki o köpek bu olayı yaşadı” diye... Keşke yaşamasaydı ama gerçek şu ki onun yaşadığı o acının toplumda yarattığı infialle birlikte hayvan hakları ve hayvanlara şiddet konusunda acayip bir aydınlanma oldu. Ben de kafamda günlerdir o yavru köpeğe yapılan kötü muamelenin fotoğrafıyla yaşıyorum. Ama bir yandan da kendi kendime, özellikle sokak hayvanlarına yapılan kötü muamelelere kör olan gözleri, sağır olan kulakları ve duygusuz olan kalpleri açtırdığı için o yavru köpeğe minnettarlığımı dile getiriyorum. Hem insanlık adına hem de tüm hayvanlar âlemi adına...

        Diğer Yazılar