Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Barış Pınarı Harekatı başladığı andan itibaren dikkatimi çeken en önemli konulardan biri Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın sessizliği konusuydu.

        Ülkesinin kuzeyinde olup biten ve tüm dünyanın dikkat kesildiği söz konusu operasyona dair Esad’ın en ufacık bir açıklamada bulunmaması açıkçası tuhaf geldi.

        Ve gazetecilik refleksi gereği bu mevzunun peşine düştüm.

        Elbette ki bu sadece bir duyum ama kaynaklarımın güvenilirliğine olan inancımdan hareketle bir bilgiyi sizlerle de paylaşmak istiyorum.

        Sanırım çoğunuz Christiane Amanpour’un kim olduğunu biliyorsunuzdur.

        İran asıllı, uluslararası şöhrete sahip, ödüllü ve son derece cesur bir haberci olarak bilinen CNN International’ın programcısı Amanpour’un bugünlerdeki tek gayesinin Esad’la dünya çapında ses getirecek bir yayına imza atmak olduğu öne sürülüyor.

        Esad’la yapılacak bu röportaj özellikle Rusya ve İran için taktik belirleyici olacak.

        Esad’ın bu operasyonu “işgal” olarak tanımlayacağı herhangi bir cümlenin haklı gerekçelerle yaptığımız operasyonu savaşa dönüştürme olasılığını da dikkatlerden kaçırmamak gerekiyor.

        Akıl vermek haddime değil ama bence Türkiye bu olası röportaj öncesi diplomatik bütün gücünü devreye koymalı! Çünkü bu harekatın güvenlik ve terörle mücadele gerekçesi tartışmasız bir gerçektir. Buna rağmen bu harekatın askeri, sosyolojik ve toprak bütünlüğü olgularında büyük riskler taşıdığını da akıllardan çıkarmamak lazım. Bölgede karakol kurma amacı taşıyan süper güçlerin kurguladığı teşkilat tuzaklarını yenmek için militer çözümlerin dışındaki alternatiflerin de acilen kullanılması bir zorunluluktur. Hangi parti, siyaset veya tandanstan olduğunu gözetmeksizin eski- yeni tüm kıymetli diplomatların, askeri ataşelerin, arabulucuların samimiyetle göreve çağrılması... Ve üniter devletler üzerinden Esad’la üst seviyede acil diyalog kurularak en güvenli çözüm olan seçilmiş Suriye Hükümeti’yle masaya oturarak Türkiye’nin lehine olacak politikaya bir an evvel geçiş yapılması lazım...

        *

        Trump’ın bu ayarsızlığının nedeni ne?

        Sabah kalkıyor ve gece uyuyuncaya dek sadece Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı operasyonla ilgili değil… ABD ve dünyanın diğer ülkeleri ile olan ilişkileri, politikaları, sorunları ya da bunların çözümleri ile ilgili habire tweet basıyor Başkan Trump!

        İşin bir komik yanı bu!

        Yani koskoca ABD Başkanı’nın tüm politik görüşlerini Twitter gibi bir mecra üzerinden dünya kamuoyu ile paylaşması…

        Diğer komik yanı ise tutarsızlığı…

        Hayretle ve dikkatle takip ediyoruz kendisini… Ve heyecanla tabii… Çünkü çoğu zaman adamın bir önceki tweeti ile sonraki ile birbirine tamamen zıt oluyor.

        Bunun nedeni elbette ki Trump’ın iç siyasete dair kaygıları.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da geçtiğimiz günlerde ifade ettiği gibi Trump böyle yaparak hem kendi tabanını yokluyor hem de muhaliflerini idare etmeye çalışıyor.

        Amerika ve siyasetini çok yakından takip eden kaynaklarım da farklı düşünmüyor ve şu eklemeyi yapıyor:

        “Bu tutarsız ruh hallerinin tek nedeni yaklaşan seçimlerin yarattığı panik! Ona oy kazandıracak en önemli siyasi müttefiki Lindsay Graham’a rağmen seçimi kazanması mümkün değil artık! Bunu biliyor ve görüyor ve işte bu sonucu değiştirme gayesiyle var gücüyle saçmalıyor…”

        Bu arada şöyle bir istihbari bilgi de verdi kaynağım.

        Donald Trump’ın bölgedeki askeri gücünü sözde azaltırken… Diğer yanda ise operasyonlarını gizli yürüten CIA’i devreye soktuğunu iddia ediyor.

        Diyor ki; “CIA Başkanı Gina Haspel’le görüşmesini saklamayarak aslında Graham/Pompeo ikilisine üstü örtülü “Merak etmeyin ABD asla çıkmayacak o bölgeden! Bir biçimde varlık göstereceğiz” mesajını verdiği gibi aynı zamanda CIA’in gayri resmi eylemlerine karşı olan Obama politikasının zıttını yaparak, kendi Evangelist tabanının da ağzına bir parmak bal çalıyor!”

        Doğru olabilir söyledikleri ama sonu ne olacak bu işin?

        Evet. Belki bu yolla baskılara bir süre daha direnecek Trump ama ürkütücü olan şey şu: Herkese mavi boncuk dağıtma gayesiyle izlediği bu yol eğer bir gün tıkanırsa... Yani gerek kendi seçmenini gerekse muhaliflerini artık tatmin edemeyeceği bir noktaya ulaşırsa ne yapar?

        Yüzde yüz Türkiye’yi daha da zora sokacak başka bir oyuna geçer!

        Ne olur bu yeni oyunu şimdiden tahmin etmek elbette ki zor ama bence adeta pimi çekilmiş bir bomba gibi bir sağa bir sola dönen bu adamla ilgili Türkiye çok ama çok temkinli hareket etmeli…

        Yanılıyor muyum?

        Diğer Yazılar