Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bilirsiniz aslında tam tersidir bu atasözümüz…

        Esası; “Kadının fendi erkeği yendi!”dir…

        Genel olarak kadınların erkeklere göre oldukça kurnaz olduklarını anlatmak için kullanılır bu söz.

        Kadınların zekasıyla erkekleri alt edebileceğini, üstünlük sağlayabileceğini ifade eder.

        Ama bu günlerde o söz terse döndü.

        Hemen her kesimden milyonlarca kadının sahiplik ettiği ve iptal edilmesin diye uğruna canhıraş mücadele verdiği İstanbul Sözleşmesi bir gece yarısı kararnamesi ile feshedildi.

        Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin önlenmesi amacından gayrı bir amaca hizmet etmeyen mutabakat, başını Ayasofya Baş İmamı Mehmet Boynukalın gibi figürlerin çektiği bir grubun; “Bu sözleşme ile Türkiye’de eşcinsellik kavramı kabul ettirilmeye çalışıyor. Bu sözleşme kadının değil, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel) bireylerin hakkının, hukukunun savunmasını yapıyor. Bu sözleşme Türk Aile birliğini tehdit ediyor. Bu sözleşme derhal iptal edilmeli” itirazları ciddiye alınarak yırtılıp atıldı…

        Yani bu kez imamın fendi kadını yendi!

        Hem de öyle böyle bir yenilgi değil yaşanan…

        Düşünün ki…

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızlarından Esra Albayrak'ın kurucusu olduğu Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın ise Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu KADEM bile; "İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz!" diyerek imamın fendine yenik düşüldüğünü aleni bir biçimde itiraf ettiler.

        REKLAM

        Geçmiş olsun…

        Sadece kadınlara değil tabii…

        Tüm ülkeye geçmiş olsun.

        TBMM’den onay alınarak imzalanmış uluslararası bir sözleşmenin, gece yarısından sonra imzalanan bir kararname ile çöpe atılması sadece kadınlar için değil, tüm Türkiye için çok acıklı bir sondur çünkü.

        Maalesef AK Parti destekçisi görünümündeki sınırlı ama radikal bir kadın düşmanı ve çağdışı kesim, yaptıkları demagojik ve çarpıtmaya dayanan kampanyayla aralarında Emine Erdoğan, Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve Esra Albayrak gibi isimlerin de bulunduğu milyonlarca kadının şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadelesinin ürünü ve garantisi olan İstanbul Sözleşmesi'nin feshini gündeme taşıdılar ve ne yazık ki başardılar...

        Ancak sözleşmenin iptalini sevinç çığlıkları ile zafer sarhoşluğu içerisinde karşılayan o malum güruh şunu bilmeli ki…

        Biz kadınlar bu hiçe sayılmayı asla unutmayacağız!

        Bir kenara mutlaka not etsinler bu dediğimi…

        Bugün bir imzayla yok edilmesini sağladıkları “İstanbul Sözleşmesi” mutlaka bir gün milyonların imzasıyla yeniden yürürlüğe girecek ve “Aile birliğimizi tehdit ediyor, ailemizi yok edecekler!” yalanları eşliğinde çığırtkanlık yaparak iptal ettirmeyi başardıkları için zafer sarhoşluğu içerisinde olan her kim varsa…

        Bir gün o sözleşmeyle yaşamayı paşa paşa kabul edecekler!

        Yani eninde sonunda yine de atalarımızın sözü gerçek olacak ve kadının fendi galip gelecek ve kadının mücadelesine gölge düşüren her kim varsa da…

        Yenilecek kardeşim…

        *

        NOT: Biraz izin zamanı...

        Diğer Yazılar