Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olma konusunda netleştiğini ve bu yönde aksiyon aldığını söylemem sanırım yanlış olmaz.

        Çünkü gerek kendisinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar gerekse yakın kurmayları olarak bilinen isimlerin açıkça; ”Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur” söylemleri meseleyi doğruluyor.

        Partinin genel merkezinde de hemen herkesin Kemal Bey’in aday olacağı fikrinde birleştiği kesin gibi.

        Nereden biliyorum bunu?

        Elbette ki yaptığım görüşmelerden.

        Biliyorsunuz…

        Geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde neden kazanma olasılığının olmadığına dair iki yazı kaleme aldım.

        Çoğunluk destekliyordu ancak desteklemeyen daha doğrusu tezimi doğru bulmayanlar da oldu.

        Onlara göre Türkiye artık o eski Türkiye değil. Dolayısıyla da benim; “Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde sosyolojik farklılığı geçmişte olduğu gibi rakipleri tarafından mutlaka kullanılacaktır. Ve bu da öyle ya da böyle Millet İttifakı çatısı altındaki diğer partilerin seçmenlerinin bir kısmında etki yapacaktır!” tezim çöp!

        Mesela İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin diyor ki; “Zinhar katılmıyorum sana. Çünkü konjonktür çok değişti artık. Zaten CHP seçmeninin sosyolojik farklılıklara bağlı olarak oy kullanması gibi bir durumu yok. Millet İttifakı çatısı altında bulunan diğer partilerin seçmenlerinin de algısı ve yaklaşımı dediğin gibi olmayacak!”

        Bir diğer isim ise partinin oy durumuna dair saha araştırmalarını yapan Avrasya Araştırma’nın sahibi Kemal Özkiraz.

        İddiasına göre önümüzdeki seçimde oy kullanacak yeni kuşak seçmen o eski kuşak seçmenin kafasındaki algıyla kesinlikle hareket etmeyecek!

        Ve eski kuşak sandıkta sosyolojik farklılıkları değerleri göze alarak tercih yapacak bile olsa seçimin sonucunu; “Z kuşağı” olarak adlandırılan genç seçmenler belirleyecek!

        Ve yaptığı araştırma sonuçlarına göre de Z kuşağının Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı büyük sempatisi var.

        Umarım dedikleri gibi olur.

        Zira daha önce de yazdığım gibi ben de çok memnun ya da mutlu değilim bu durumdan.

        Bu arada Gürsel Tekin tezimi çürütmek için öne sürdüğü anti tezinde Londra Belediye Başkanlığı seçimini örnek veriyor.

        Diyor ki; “Kimin aklına gelirdi ki bir gün bir Pakistanlı Londra’nın belediye başkanı olacak!”

        Doğru… Bir 40 yıl önce kimsenin aklına gelmezdi böyle bir şey.

        Peki ama Türkiye seçmeni o noktada mı?

        Sandıkta tercih yapma biçimi, anlayışı İngiltere halkı ile aynı seviyede mi?

        Benim gözlemlerime göre değil.

        Aksine çok çok gerisinde.

        Neyse…

        Geçelim bu konuyu çünkü dikkat çekeceğim ana husus bambaşka.

        Yine yazdığım o yazılara bağlı olarak gelen kulislere göre; Kılıçdaroğlu’nun son dönemde aday olacağı yönünde sergilediği tavır ve yakın çevresindeki bazı isimlerin yaptıkları açıklamalar Millet İttifakı’nın diğer ortaklarında bayağı bir rahatsızlığa sebep olmuş.

        İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, aday olacağını neredeyse ilan eden Kılıçdaroğlu’nun bu erken çıkışlarına pek anlam veremedikleri ve hatta kendi aralarında da bu durum üzerine bir telefon trafiğinin gerçekleştiği iddia ediliyor.

        Tabii bu bir iddia ve liderlerin bizzat kendilerinden teyidi çok mümkün değil ama böyle bir rahatsızlık olduğunu öne süren kaynaklarımdan biri ispat için önemli bir noktaya dikkat çekti.

        İzlememiştim.

        Kaçırmışım.

        Akşener geçen Perşembe sabahı İsmail Küçükkaya’nın FOX TV’deki programının konuğu olduğunda “Millet İttifakı” adaylığı ile ilgili aynen şu ifadeleri kullanmış;

        Ben mesela kendimle ilgili çok net bir şey söyleyeyim. Şahsi bir hedefe adım atmıyorum, atmayacağım. Ortak bir adayla gidilmesinde fayda var ama bugünden bunları konuşmanın aradaki birlikteliğe zarar verebileceğini düşündüğüm için, yani seçim zamanı bunun oturulup konuşulması lazım. Daha erken, yeni kurulmuş siyasi partiler var, o partilerin adımlarını nasıl atacaklarını görmemiz lazım. Ama ben Meral Akşener olarak, İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener olarak bu birlikteliğe zarar verecek, bunu bozmaya yönelik hiçbir adım atmayacağım. Bunu da sizin aracılığınız ile söyleyeyim!”

        Çok açık söylüyorum…

        O kaynağım söyleyince haberdar oldum…

        Fakat eğer o an izlemiş olsaydım da yine bu yazıyı yazardım.

        Çünkü Meral Akşener, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere ve tabii “gazcı” ekibe…

        “Bu ne acele beyler! Biraz sakin olun! En nihayetinde adayı beraber belirleyeceğiz değil mi?” dercesine…

        Son dönemde adaylıkla ilgili yaptıkları açıklamalarından, çıkışlarından rahatsız olduğunun bariz biçimde mesajını veriyor.

        Yanılıyor muyum?

        Diğer Yazılar