Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün sabah tam da Habertürk TV’de, “Para Gündem” adlı programın yayınındayken açıklandı rakamlar…

        TÜİK’in verilerine göre Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) nisan-mayıs-haziran dönemini kapsayan ikinci çeyrekte ülke ekonomisi yüzde 7.6 büyümüş.

        Bir önceki yıla göre finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 26,6…

        Hizmet faaliyetleri yüzde 18,1…

        Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 11,0…

        Sanayi yüzde 7,8…

        Bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 5,3…

        Gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,1 oranında artmış.

        Çok güzel.

        Çok güzel de…

        Peki bu büyümeden vatandaş ne fayda sağlıyor?

        Daha doğrusu sağlıyor mu?

        Tabii ki sağlamıyor.

        Ancak öyle bir lanse ediliyor ki kamuoyuna bu rakamlar…

        Sanki dersiniz bu tablo memleketteki küçük bir azınlığın değil de…

        Bütün halkın refahını yansıtıyor falan!

        REKLAM

        İktidar; ”Oh maşallah yine büyüdük! Beklentinin üstünde bir büyüme kaydettik! Süper büyüdük!” gibi sloganlarla bu büyüme işini halka müjdeliyorlar ama merak ediyorum;

        İşçi sınıfı ve emekçilerin yani toplumun büyük çoğunluğunun refahını gözetmeyen bir büyümenin kime ne getirisi var?

        Büyümüşüz büyümüşüz eyvallah da…

        Ülkedeki pahalılık, enflasyon ve dövizdeki yükseliş durmadığı müddetçe…

        Tek başına bu ekonomik büyüme rakamlarının ne kadar anlamı var?

        Benim için yok mesela!

        Çünkü 1 yıl evvelki maaşımla, bugün yapamadığım bir yığın şeyi yapabiliyorken…

        Artışa yani zamma rağmen bugün çoğunu yapamıyorum!

        Sadece ben değilim tabii bu durumda olan.

        Toplumun büyük çoğunluğu…

        Yüzde 80’i aynı durumda.

        İşte dün bu minvalde konuştum yayında.

        Epey geri dönüş aldım tabii.

        Bunlardan biri kamuda memur olarak görev yapan bir okurumdu.

        Aynen şöyle yazmıştı; "Çok haklısınız Sevilay Hanım! Ülke ekonomisi büyümüş evet de bunun bana yansıması niye tam tersi peki? Benim cephede büyüyen tek şey faturalar! Başka bir şey yok. Aksine küçüldü ekonomim. Misal… Geçen sene daha az gelirle haftada en az 2 defa dışarıda yemek yiyebiliyorduk ailece. Şimdi ayda bir bile ağır geliyor bütçeme. Çocuklar istemese onu bile yapmayacağım çünkü yemek bitiminde gelen hesap bütün bütçemi alt üst ediyor!“

        Peki bu ikilemin sebebi ne?

        Yani memleketin ekonomisi büyürken vatandaşın ekonomisi neden küçülüyor?

        Tanju Özcan'ın sakladığı ziyaretin sebebi ne olabilir?

        Tanju Özcan'ın sakladığı ziyaretin sebebi ne olabilir?
        0:00 / 0:00

        İlginç bir profil...

        Çoğu insan onun yerli yersiz çıkışlar yaptığını yani patavatsız olduğunu düşünüyor ama yanlış bir bakış açısı.

        Çünkü Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ne yapıyorsa bile/isteye yapıyor.

        Gündem olmayı, ismi üzerinden tartışma yapılmasını seviyor.

        Ama tabii bu yüzden de başı beladan kurtulmuyor.

        Mensubu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi ile sürekli ters düşüyor.

        Sonunda da zaten hem Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaptığı açıklamalardan hem de belediye meclis toplantısında AK Partili kadın meclis üyesine yönelik sarf ettiği sözlerden dolayı kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi Tanju Özcan.

        Kulislerde ihraç kararının neredeyse kesinleştiği konuşuluyor.

        Hatta bir iki haftaya kadar da bu kararın kamuoyuna duyurulacağı…

        Partinin aldığı ihraç kararını tersine çevirtmek için mi yoksa ihraç olursa eğer transfer olmayı düşündüğü parti olarak gördüğünden mi bilmiyoruz…

        Dün bir sürpriz yaptı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i genel merkezde ziyaret etti.

        Ve bu ziyaret basına da yansıdı.

        Ancak sonrasında kimsenin bilmediği bir önemli görüşme daha yaptı Bolu Belediye Başkanı.

        Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la da bir araya geldi.

        Ne konuştu iki belediye başkanı bilmiyorum.

        Ancak Akşener’le basına fotoğraf vermiş olmasına rağmen hemen ardından gerçekleştirdiği Yavaş ziyaretini niyeyse gizli tuttu.

        Hatta doğruysa Yavaş’tan da aynı hassasiyeti göstermesini ısrarla rica etmiş.

        Tabii bu durum bana çok tuhaf geldi.

        Aradım kendisini.

        Görüşmeyi doğruladı ancak panikledi ve “Nereden duydunuz? Kim söyledi?” gibi bir gazeteciye sorulmaması gereken sorular sordu.

        Kaynağımı açıklamayacağımı bile bile de ısrar etti o sorulara…

        Ne konuştunuz dedim?

        “Aynı partinin iki belediye başkanı olarak ne konuşabiliriz Sevilay Hanım? Neler yapabiliriz Bolu ve Ankara için onları konuştuk” şeklinde cevap verdi.

        Ben de bunun üzerine haliyle; “Tanju Bey aynı partiden iki belediye başkanının görüşmesinden daha normal, daha doğal bir şey elbette ki olamaz! Zaten ben de buna şaşırdım. Niye gizlediniz ki bu görüşmeyi? Neden Akşener ziyareti gibi açıktan yapmadınız ki?” diye sormaya devam ettim…

        Kem küm etti.

        Baktım ki daha da edecek…

        Kapattım telefonu ama yalan yok aklım da orada kaldı.

        Büyük bir ihtimalle partiden ihraç edilmemek adına Akşener ve Yavaş gibi kritik isimlerin desteğini alabilmek için lobi faaliyeti yürütüyor da...

        Birini açıktan yaparken..

        Diğerini niye sır gibi saklıyor?

        Var bir bit yeniği ama bakalım ne var?

        Diğer Yazılar