Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rumelihisarı, İstanbul'da en sevdiğim semtlerden biridir. Yıllardır, sık sık oradaki mekânlara giderim. Son dönemde birbiri ardına açılan kahvaltı mekânlarıyla birlerce kişinin geldiği bir yer oldu. Sahil şeridi zaten kalabalık, bir de üstüne pazar günleri kahvaltıya gelenler eklenince araba koyacak yer kalmıyor. İlk zamanlar sürekli yazdığım Rumelihisarı mekânlarını artık yazmasam mı diye düşünür oldum. Ancak burada mekân sahiplerinin suçu yok. Kendini bilmez valeler, Rumelihisarı'nın ara sokaklarında terör estiriyor neredeyse. Araçları park etmek için yapmadıklarını bırakmayan valeler, herkesi isyan ettirecek boyuta getirdi.

        Uzun yıllardır Hisar'da yaşayan biri olarak bu manzaralar karşısında diyecek bir şey bulamıyorum. Havalar ısındıkça yoğunlaşan Hisar'a insanlar çoğunlukla otomobilleriyle geliyor. Otopark olmadığı için de valeler arabaları ara sokaklarda buldukları her yere park ediyorlar. En son gördüğüm bir manzara beni şoke etti: Hisar'da bir mekânın valesi, almış son model bir aracı, park edeceğiz diye anasını ağlatıyor. Çünkü arabayı kaldırıma çıkarmak istiyor. Kaldırım da yüksek olduğu için zorladıkça zorluyor. En sonunda istediğini yaptı ama otomobilin ne hale geldiğini siz düşünün.

        Valelere dikkat edin

        Boğaziçi'nden Hisar'a inen yolu da kendi inisiyatifleriyle kapatmışlar. Gidiş- geliş olan yol sadece bir şeride düşürülmüş. Bunu yapan kimler, tabii ki mekânların valeleri. Peki trafik polisi uyuyor mu? Bunlara "Kardeşim dur, ne yapıyorsun?" diyen biri de mi yok? Trafik Şube Müdürü Mesut Gezer, kış uykusunda sanırım. Yoksa üç-beş vale bunları yapmaya cesaret eder mi? Rumelihisarı'ndaki kahvaltıcılarla yaptığım röportajda mekân sahiplerinin en dikkat etmesi gereken şeyleri yazmıştım. Sanırım, bu uyarılarımı çok ciddiye almadılar.

        Ters yönden gelen mi dersiniz, diğer şeritten geri geri gelip terör estiren mi; ne arasanız var. Tüm bunların üstüne hafta sonu 10 bin kişinin geldiği Rumelihisarı'nda bir tane trafik polisinin olmaması çok enteresan. Valeler düzeni kendileri kuruyor. Umarım en kısa zamanda bütün mekân sahipleri bir araya gelip duruma bir çözüm bulurlar. O yüzden Rumelihisarı'na gidenlere tavsiyem taksi kullanmaları yönünde olacak. Çünkü vale, otomobilinizi acımasızca park etmeye çalışıyor. Benden söylemesi...

        Salaş ama sosyetikler kuyrukta

        Rumelihisar'ı bence İstanbul'un en güzel yerlerinden biri. Yunusların dans ettiği manzarada kahvaltı yapmak tam bir ayrılacak. Son dönemlerde birçok mekân açılsa da benim değişmeyen favorim, Rumeli Kale Cafe Pastane. Özellikle yazıyorum. Çünkü Hisar'da bir sürü 'Kale' adında mekân var. Benim severek gittiğim Kale Cafe Pastane, hemen otobüs durağının yanında, kendi halinde bir yer, ama lezzetler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu kadar lezzetli kahvaltıyı çocukken bir annem hazırlardı. Sonrasında o lezzeti Kale'de buldum. İlk oturdunuz anda soğuk soğuk karışık meyve suyu geliyor. Hemen arkasından elinde tepsiyle gezen garson maslara tek tek çay bırakıyor. Kahvaltı ortaya serpme geliyor; ne isterseniz ona göre hesap ödüyorsunuz. Benim tercihlerim arasında ilk sırada hellim, bal, kaymak, zeytin, gözleme, menemen var. Tereyağından yapılan ve özel olarak hazırlanan kızartılmış gerçekten çok lezzetli. "Şimdiye kadar daha lezzetlisini yemedim" diyebilirim.

        Hellim'in memleketi Kıbrıs'ta bile bu kadar lezzetli hellim yemedim. Çaylar bir biri ardına masalara servis edilirken oturan bir daha kalkmak istemiyor. Salaş ama sıcak bir ortam var. Mekânın sahibi Cansın Akoral, elinde telsizle gelenleri bekletmeden oturtmaya çalışıyor. Diğer kahraman Celal Ataman ise sanki ilk defa işlemiş gibi hizmet veriyor. Öyle salaş olduğuna bakmayın, kimi arasanız orada. Cem yılmaz, Kenan Doğulu, Eda Taşpınar, Bora Kozanoğlu, Nazlı Tolga gibi isimler Kale'nin müdavimleri arasında. Bu kadar lezzet, bu kadar keyfin tabii ki bir bedeli var, ama korkmayın Kale Cafe Pastene'de çaylar şirketten. Sadece yediğinizi ödüyorsunuz. Hesap ise ortalama kişi başı 20 TL ancak tutuyor. Ama kapının önu Reina gibi. Kuyrukta bekleyenler ve lüks araçla gelenleri görünce Reina aklıma geliyor...

        Diğer Yazılar