Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PARİS

        Mesut Özil’in Alman milli takımını bıraktığını açıklaması, Türkiye’de devlet katında “Faşizm virüsüne gol” diye selamlandı, biliyorsunuz.

        Esasında Avrupa’da birçok yayında da bu yorum ile “ırkçılık” meselesine atıf yapıldı; tabii merkez ve sol medyada. Özil ve Gündoğan’ın (iki Alman milli olarak, yoksa orada Cenk Tosun da vardı) Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İngiltere’de çektirdikleri fotoğrafı eleştirmiş olanlar da dahil.

        Çünkü bu “ırkçılık, faşizm” meselesi Avrupa’yı yarıyor.

        Avrupa’da olan bitenler, bitmeyenler de faşoların, ırkçıların, yabancı ve mülteci düşmanlarının işine yarıyor!

        ESAS DÜŞMAN KİM?

        Bizim meselemiz yakın gelecekte şu olacak:

        Bu yarılmada, kimler daha yakın kimler daha uzak kalacak?

        Yani Avrupa’daki Türklere “düşman” diye bakan Alman, Avusturyalı, İtalyan, Hollandalı, Fransız, İngiliz, İskandinav, Macar, Çek, Polonyalı, Slovak “faşolar, aşırı milliyetçiler” ile “faşizme, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına karşı” geleneksel yahut yeni sol, yeşil, merkez sol, merkez sağ siyasi hareketler arasında, diyorum!

        Bu yarılmada, “Neo Amerikan faşizmi”nin Trump’ı da manipüle edebilen temsilcileri gibi, Türkiye’yi “Medeniyetler savaşındaki düşmanımız” diye görenler ile Türkiye’yi ırk, milliyet, etnisite, Avrupa’daki Türklerin varlığı açısından değil; demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü gibi konularda eleştirenler arasında, diyorum!

        Tabii ki ille de “dost” şart değil; ama kim daha “esastan düşmanca” olacak, diyorum!

        Merkel gibi merkezdekileri mi “Nazi” zannedeceğiz yoksa asıl “Nazi’ye Nazi” mi diyeceğiz!

        Avrupa’daki Türkiye vatandaşlarını, çifte vatandaşları, gençleri, çocukları, futbolcuları, işçileri, esnafı kime karşı ve kimlerle birlikte koruyacağız esas; onlara (ve Afrikalılara, Araplara, Müslümanlara ve ötekilere) ırk, etnisite, din, deri rengi üzerinden “nefret ve şiddet dili” kullananları kınarken…

        Allah aşkına kendi kendimize, kendi içimizde ve kendi dışımıza karşı nasıl bir ilke, nasıl bir dil, nasıl bir üslup tutturacağız?

        Mesut faşizm virüsüne gol atarken, gol sevincimiz “onların virüsünün kalesi”ne girmiş olması mı yoksa hakikaten faşizmle, ırkçılıkla, nefret diliyle temelden bir sorunumuz var mı?

        ONLAR BİRLEŞİYOR

        Bu soruları dert ederiz etmeyiz ama müjdeler olsun, “Milli, milliyetçi, içe kapanmacı” filan sanılan “faşizm, faşolar, faşizanlar, faşist adayları” kendi “enternasyonalist” rüzgarlarını şiddetlendiriyor.

        Bir zamanlar “enternasyonalizm” komünistlerin, solcuların dünyaya boca ettiği zehir sanılırken, 20’inci yüzyılın ilk yarısında İtalya – Almanya – İspanya hattında, İspanyol İç Savaşı’nda Guernica’yı bombalayan uçaklarda, Rumen, Litvanyalı, Ukraynalı, Hırvat, Fransız vb. “Nazi işbirlikçileri”nde, “en az onlar kadar katiller”de gördüğümüz gibi, faşoların hayali de “Tek ülkede faşizm”den ziyade… “Faşolardan bir Avrupa!”

        BAŞKALDIRI HOCASI

        Bu yeni “enternasyonalist faşizm” rüzgarını fırtınaya dönüştürmek üzere, Trump’ın has dostu, kampanyasını yürütmüş olan, onun “abuk sabuk” zannedilen sözlerini bir ideolojik temelde yoğurmuş olan, Trump’ın ilk günlerinde açık danışmanı ama şimdi de “gizli ilham kaynağı” sayılan Steve Bannon Avrupa’ya yerleşiyor!

        - Steve Bannon, Fransız aşırı sağ lider Marine Le Pen ile birlikte -

        Bannon, “Le Mouvement” yani “Hareket” adıyla Brüksel’de bir merkez açıyor; “Avrupa’nın tüm faşolarını birleştirmek üzere!”

        Daha yeni, Trump İngiltere’deyken, o da lüks bir otelde “Avrupa faşizminin yeni parlak temsilcileri” ile bir dizi görüşme yaptı.

        “Alt right” yani “Alternatif sağ” denen yeni bir faşizm ideolojisinin ve onun yanını Breitbart’ın ağır topu Bannon size diyor ki, “Çin, İran ve Türkiye, bu üç eski medeniyet Hıristiyan Batı’ya karşı bir ittifak kurdu. Ortada bir Medeniyetler Savaşı var. Türkiye sözde müttefikimiz. ABD ve asıl müttefikleri bu ittifakı alt etmek zorunda!”

        AMERİKAN AVRUPA YAPIMI

        Bannon ve bu konuda çok aktif olan ABD’nin Berlin Büyükelçisi Grenell, “Faşist enternasyonal” için kolları sıvadılar; ilham kaynakları İtalya ve iktidar ortağı olan “faşist” Salvini.

        Avrupa’da sıradan insanların içindeki “olağan faşist”i uyandıracak meseleler ise, “mülteci krizi, barbarlar, İslami terör ve tüm Müslümanlar, İran tehlikesi, Türkiye, Türkler, yabancılar, Afrikalılar, Araplar” işte! Nitekim uyanıyor da. Salvini, “Sol bize küfrettikçe, desteğimiz artıyor” diyor. Öyle de oluyor.

        Bannon, “İtalya, modern politikaların kalbinin attığı yer. Orada oluyorsa, her yerde olur” diyor. Öyle ya, komünistlerin, sosyalistlerin, Gramsci’nin ülkesinde, Mussolini ile olmadı mı önce?

        Büyükelçi’den ziyade “Avrupa’da faşizm misyonerliği”ne soyunmuş Grenell, “Bu muhafazakar harekete güç vermek istiyorum. Avrupa’da birçokları benimle temasa geçti. Bir başkaldırının başladığını söylediler. Bu beni çok heyecanlandırıyor. Trump’ın gelişi bu süreci hızlandırdı ve bu hareketlerin özgüvenini artırdı. Sıradan insanların, sessiz çoğunluğun hayatını iyileştiren politikalara odaklanmalı. Göç meselesi, vergi indirimi gibi” diyor. Avusturya’nın, kendi sağındaki iktidar ortağı faşolarına baka baka kararan yahut kahveringileşen başbakanı Kurz’a hayranlığını ifade ediyor.

        Salvini, partisi Lega’nın bir “Avrupa hareketi” olacağını söyleyip bu yeni faşist enternasyonalizmin kibar adını koyuyor: “Özgür Avrupa.”

        Kime karşı, kimden özgürleştirmek üzere? Biliyorsun sen onu!

        TOP YUVARLAK, FAŞİZM SİVRİ

        Yepyeni bir anket ortaya koydu ki, “çok renkli” milli takımın şampiyonluğuna rağmen, Fransa vatandaşları arasında dahi “birlikte yaşamanın daha mümkün olduğuna inananlar”ın oranı düşüyor.

        Kamerunlu, Gineli, Senegalli, Kongolu o çocuklara rağmen!

        Siz bir de Hırvatları düşünün; belki finalde de onları tuttunuz ya: Eski yıldız, Federasyon Başkanı Suker’in bir videosu yine gündemde: Real Madrid’e transfer olduğu 1996’da, Madrid’de “Hitler’in yakın çalışma arkadaşı, Hırvat faşizminin babası, Nazi, Ustaşi hareketi kurucusu”, ülkeden kaçmak zorunda kalınca Franko faşizmine sığınmış Ante Paviliç’in mezarını ziyaret.

        - Thompson lakaplı Nazi hayranı şarkıcı Marko Perkoviç -

        Ya da final sonrası kahramanlar gibi dönüşlerinde, Hırvat futbolcuların otobüsündeki “Nazi hayranı, Ustaşi” şarkıcı, Avrupa’da çok yerde yasaklı olan Marko Perkoviç (Thompson) ve kısmi Ustaşi selamlarına bayılan Madridli Modriç ile Barcenolalı Rakitiç’in onunla poz poz fotoğrafları. Hani Franko faşizmine karşı savaşmış, Barcelona şehri ile anti faşist kulübünde oynayan Rakitiç!

        - Hırvatistan milli takımından Modriç -

        GOLÜN GOL OLMASI İÇİN

        O yüzden, Mesut hakikaten faşizm virüsüne gol atmışsa, faşizmi, virüsü, kaleyi, golü ve onların topçularını, doğrulmuş ve doldurulmuş toplarını; ha bir de kendi kendimizi, kendi halimizi iyi bilelim!

        Neye karşıydık?

        Faşizme, değil mi?

        Tamam.

        Diğer Yazılar