Gençlik sahada duman!
Bayern-Beşiktaş maç yazısını şöyle bitirmiştim:
Esas uçurum başka: Bayern 5 Alman oyuncuyla, Beşiktaş tek yerliyle sahadaydı. İki ülke futbolunun esas farkı tek tek sahadakiler değil; iyi yerli futbolcu çıkartma ve oynatabilme kapasitesi!
★
O arada “Futbol Gözlemevi” CIES, Avrupa’nın 22 liginden 20 yaş altı futbolculardan 50 kişilik “En çok umut verenler” (biz onu “en çok gelişme gösteren” diye de anlayalım) listesini açıkladı:
İlk on, 5 yıldızlı: Donnaruma (Milan), Lafont (Toulouse), Mbappe (PSG), Pulisic (Dortmund), Malang Sarr (Nice), Upamecano (Leipzig), Tom Davies (Everton), de Ligt (Ajax), Havertz (Leverkusen), R. Sessegnon (Fulham)
50 arasında, “3 yıldızlı”, 47 ve 50’inci sırada iki “Türk futbolcu” da var. Fakat biri Almanya, diğeri İsviçre doğumlu; altyapı eğitimleri oradan. Zaten o liglerdeler.
“Marka değeri”ne bayıldığımız “Süper” ligimizden yerli veya yabancı tek “genç” yok. Cengiz ile Enes de büyüdükten sonra! Futbolumuzun öz, esas, hassas meselesi bu olabilir mi?
★
FIFA sıralamasının “baba” ülkelerinin ligleri “ilk 50’den gençler”le dolu:
Almanya 11, Fransa 8, Hollanda 7, İngiltere, İspanya ve İtalya 5’er, İsviçre 4, Belçika 2 oyuncu.
Yetiştikleri ülkelere göre, Fransa 10 gençle birinci; Hollanda ikinci. Kendileri dışında, üşenmeyip sağa sola da yetiştiriyorlar!
50 içinde ikisi Real Madrid ikinci takımından kiralık gitmiş; biri Barcelona ikinci takımında. Ajax 3 oyuncuyla ilk 50’nin önde gelen kulübü. Milan, Sion, Toulouse, Hoffenheim da listeden ikişer genci oynatıyor.
Birçoğu çifte vatandaş; doğrudan Afrika’dan gelip altyapıda yetiştirilmiş olan da var.
Bize ayıp olmasın ama 3 Ganalı, , ikişer Cezayirli, Gineli, Senegalli gibi. Yahut 3 Hırvat, 2 Norveç kökenli genç gibiler de.
★
Türkiye liginin ilk 50’ye girmek bir yana, birinci olduğu bir sıralama da mevcut:
Avrupa’nın en yaşlı ligi! 29’una merdiven dayamış. İkincisi Kıbrıs Rum Ligi, oradan da anlayın sıralamayı.
Fransa, Almanya, Belçika, İsviçre, Hollanda, Hırvatistan ligleri hep 27 altında.
“En genç 50 takım” arasında tek kulübümüzün olmaması mucize değil tabii! Leipzig, Toulouse, Ajax, Nice, PSV, Leverkusen, Lyon, Milan,Bordeaux, Valencia, Feyenoord, Liverpool, Hoffenheim, Anderlecht oradalar mesela. Futbolcu fabrikası Lille 23 yaş altıyla oynuyor; tamam büyük oynamıyor ama futbolcu büyütüyor.
Biz bunu sevmiyoruz işte.
Biz büyük oynamayı, büyük kulüp tutmayı, daha ziyade kazanmayı seviyoruz.
Oyuncu kazanmanın skora hemen faydası yok; maç kazanmak yetiyor!
Kulübe tutkuda bir sıkıntımız yok ama futbolu hakikaten sevip sevmediğimiz meçhul.
“Gençlik ve Spor” deliye her gün bayram olmuyor işte! Her bakımdan genç kuşakları yiyip bitirmek daha münasip.
Şimdi derbi heyecanları, rekabeti, bazen karşılıklı nefreti varken, bunlar kimin umurunda zaten.
