Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İkinci hafta Kasımpaşa-Beşiktaş maçını yazmıştım. Gözüm onda kalmış: “Merakım, bir ara Galatasaray’ın da ilgilendiği Trezeguet’ydi... İlk 11 dakika 3 faulle durdurulduğunda, sezonun en iyi açıklarından biriyle tanışmıştık bile!” (O yazıda “Bu sezon çok göreceğimiz Beşiktaş yorgunluğu başlamıştı” cümlesi de var. Daha 2. hafta, ne yorgunluğu? Lakin sezona o yorgunluk damga vurdu!)

        *

        O sıra “makul kiralık” olan Trezeguet’ye bugün 25 milyon Euro biçiliyor. O ayrı. Bu yazının meselesi şu: Trezeguet, Mısır’ın ünlü kulübü Al Ahli akademesinde yetişti; 20 yaşında gitti Belçika’da başka şeyler de öğrendi. Muhammed Salah gibi. Mısır’da El Mokavlon altyapısından 20 yaşında İsviçre’ye, Basel’e.

        Belçika ve İsviçre; az nüfuslu, lig düzeyi parlak gelmeyen, geçmişte “defalarca yendiğimiz” iki milli takımın ülkesi.

        FIFA sıralamasında Belçika dünya 3’üncüsü, İsviçre de 6’ıncı. Türkiye 37’inci!

        *

        Biz Buca-Altınordu ürünü Çağlar, Cengiz ve biraz da Bursa’nın üretken altyapısından Enes’i yetiştirirken onlar hem iki milli takım yarattı, “yerliler ile göçmenler”i kaynaştırıp birlikte büyüterek; bir de Salah’ı, Trezeguet’yi bulup yeteneklerini çoğalttılar.

        İsviçre’nin Arnavutluk, Kosova, Makedonya milli takım yıldızlarını yetiştirmesi de pek konuşulmayan bir üretim zinciri!

        *

        Vole uygulamasında Fransa ve Belçika milli takımlarının iki dönem fotoğraflarını kullandım. Fransa 1976’da Afrika, Arap, Müslüman kökenli oyuncu yoktu. Fransa 2018’de fotoğraftaki 11’de 7’si öyleydi.

        İlkinde belki eski İtalyan göçmen çocukları vardı ama “Beyaz” takımdı işte! İkinci ise milli düzeye gelecek şekilde o “kara” çocukları yetiştirmiş, bir çoğunu da ihraç etmişti.

        İzleyenler “sömürgecilik”le açıkladı hemen. Doğru, önemli kısmının kökeni eski sömürgelerdi; ama millilerin hemen hepsi Fransa’da (Belçika, İsviçre’de) doğmuş yahut çok küçükken aileleri bir ekmek, bir umut, bir hayat için gelmişti.

        Çocuklar o umudu futbolda bulabildi muhtemelen. Ne ki “sömürgeci” altyapısı da çocukları buldu, yetiştirdi.

        Almanya’da, hem de “ırkçılık tarihi zengin, saf kanlık tutkusu derin” Almanya’da sömürgecilikle açıklayabilir misiniz? Fransa, Belçika ve İsviçre’de onca Türkiye göçmeninden zor futbolcu çıkıyor ama Almanya kendine de bize de yetiştiriyor işte.

        Türkiye altyapısının yerini de Almanya dolduruyor; pek olgunlaşmadan gelenlerin çoğu burada yok oluyor!

        *

        Tartışmamız gereken, nerede bizim zenginliğimiz? Neden futbolcu yetişmiyor 80 milyondan? Neden ülkenin yüzde 80’i top oynuyor ama iyi futbolcu çıkaramıyor? Büyük kulüpler ne yapıyor? Hangi bölgeler kurumuş? Onca mülteciden bir futbolcu yetiştirebilecek miyiz? Bir zamanlar Milli Takım kaptanı olmuş Lefterler nerede?

        Diğer Yazılar