Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BALÇİÇEK İlter sordu: "Beyoğlu'nda yapılan Demirören'e ait alışveriş merkezinin iki katının kaçak ve fazla olduğu tespit edildi, yıkım kararı çıktı", ne yapacaksınız? Kültür Bakanı Günay cevap verdi: "Ben dahil herkes bu kararı sorgulamadan uymak zorunda"!

        Sevgili dostlar, 2010 yılına dönelim ve bir habere göz atalım; "...binanın dikkat çekici bir yüksekliğe ulaşmasının önünü açan kararlarda imzası bulunan Yenileme Kurulu, 'Demirören AVM inşaatının 2863 sayılı yasaya aykırı olarak sürdüğünü, onaylanan projeye aykırı unsurlar tespit edildiğini' karara bağladı ve 'gerekli önlemlerin alınması için' Kültür Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve Beyoğlu Belediyesi'ne gönderdi... Kurulun 8 Kasım 2010 tarihli ve 1888 sayılı kararında hayli ağır ifadeler yer alıyor: "346 pafta 13, 14, 15 parselde devam eden inşaatla ilgili onaylı projeye aykırılıklar tespit edilmiştir. ...yapanlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına, ...faaliyetin durdurulmasına, yapının kot kesimi ve kabaresinin projeye aykırı olduğu tespit edildiğinden planların belediyeden istenmesine, onaylı projeye aykırı kat ve cephe kesimlerinin onaylı projeye uygun hale getirilmesine karar verilmiştir"... Beyoğlu Belediyesi yetkilileri, kurul raporunun ellerine ulaştığını doğrulayıp ekledi: "Kurulun raporunu hemen işleme koyduk ve ilgili kişilere ilettik. Projeye aykırı bulunan unsurların yasal süreler içinde projeye uygun hale getirilmesini bekliyoruz"...

        Sevgili dostlar, haber 2010 yılına ait! YIL 2011 hatta 2011 de bitiyor! Kültür Bakanı hâlâ topu taca atıyor! YIKIN BUNU KARDEŞİM! YA YIKIN KANUNUN DEDİĞİNİ UYGULAYIN, ya da o

        koltuklardan KALKIN!

        'Karanlık Odalarda çok şey gizli'!

        TÜRKİYE'de "yerleşik düzenin uzantılarını" analiz ederken sormamız gereken temel sorulardan biri gözümüzün önünde duruyor: "Odatv" adlı internet sitesi görünümlü yapılanma, neden aniden MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a saldırmaya başladı? Dönüm noktası olan bu soruya cevap bulamaz ve özellikle "ULUSALCI" görünen bu yapılanmanın "İsrail-PKK" çizgisinde nerede durduğunu anlayamazsak, Ergenekon dahil iç içe geçmiş birçok "YAPIYI" analiz edemez ve detayları göremeyiz!

        Sevgili dostlar, son günlerde bazı yayın organlarına "gazeteci görüntüsü" altında yerleşen bazı kaynaklardan "Odatv dosyasını" gölgelemeye, gazetecilik algılaması altında "kafaları bulandırmaya" yönelik bir çaba var. Arkadaşlar diyorlar ki: "Yapılan safi gazeteciliktir, muhalif olma hakkını kullanan bir yayın organına yönelik susturma operasyonu yapılmaktadır"! Benim isyan ettiğim işte tam bu nokta, "Odatv yapılanması" gerek içerik, gerekse icra ettiği "psikolojik harekât" dikkate alındığında "gazetecilik kisvesini kullanan profesyonel" bir OPERASYONDUR!

        Bu noktada size bazı sorular sorayım, sonrasını beraber sorgulayalım:

        1- Bu yayın organı neden Hakan Fidan'ı hedefine aldı ve "yıpratma çabasını" uydurma hikâyeler eşliğinde sonuna kadar zorladı! Fidan'ın bu arkadaşları rahatsız eden neyi vardı? Yoksa rahatsız olan bu "arkadaşların" kaynak bağlantıları mıydı?

        2- İsrail'in "Hakan Fidan rahatsızlığı" ile Odatv'nin rahatsızlığı tesadüf mü?

        3- Bu yapılanma içinde olanlar hangi gazete ve TV'lerde görev yaptılar ve hâlâ yapıyorlar?

        4- Bu yapılanma hangi 7 Türk "gazeteci görünen adamını" İsrail'e bir haftalık eğitime gönderdi?

        5- "Ulusalcı görünen" bu yapılanma nasıl oluyor ve "İsrail-PKK çizgisinde" yer tuttu ve bugün bu çizgi üstünde hangi noktada?

        6- Bu yapılanmaya dahil olup şimdi "bağım koptu-kavga ettik" görüntüsü verenler kimler?

        7- Bu arkadaşların hangileri yurtdışına kaçtılar?

        Sonuç: Bir basın mensubu olarak "gazeteci görüntüsü" altında "küresel bir yapılanmanın" psikolojik harekât "merkezini" AKLİLEŞTİRME-LE-GALİZE ETME çabalarına "DUR" deme adına bu yazıyı yazdım! Bu "karanlık oda" basın kuruluşu değildir ve yaptıkları da asla "gazetecilik" diye sınıflandırılamaz! Ne tesadüf değil mi; Hakan Fidan'a ilk günden hatta öncesinden saldıran bu ODAK ile terör örgütü, "Fidan düşmanlığında" ortak bir paydaya sahipler! Payda ilginç, "ulusalcı" etiketli bu arkadaşların "ayrılıkçı terör" ile nasıl aynı "odakta buluştukları" daha da ilginç!

        Son söz: Bu "karanlık odalar" aydınlanmadan, uzantıları "deşifre edilmeden" Ergenekon dahil "karmaşık yapılar" çözülemez! Konuyu tartışmaya devam edeceğiz...

        Diğer Yazılar