Talip ERTÜRK / HABERTURK MAGAZİN
Hırvatistan’ın en büyük ikinci şehri konumundaki Split’in sınırları içinde bulunan eski Osmanlı kalesi Klis, şu sıralar dünyaca ünlü ‘Game of Thrones’ (Taht Oyunları) dizisi tarafından set olarak kullanılıyor. Şehirdeki ünlü Dioklesianus’un Sarayı da dizinin mesken tuttuğu mekânlardan biri
ROMA İmparatorluğu tarihinde emekliye ayrılan tek imparator olarak kayda geçen Dioklesianus, inziva yılları için bir kölenin oğlu olarak doğduğu Salona şehri yakınlarındaki Spalatum’u seçmiş, ömrünün son altı senesini 305’te tamamlanan görkemli sarayında huzur içinde geçirmişti. Tahtı bırakmasının ardından Roma İmparatorluğu’nun kaçınılmaz biçimde yeniden iç savaşa sürüklenmesi üzerine kapısına gelip yeniden imparator olması için yalvaran senatörlere verdiği “Siz olsanız bu güzel bahçeyi bırakıp döner miydiniz?” cevabı meşhurdur.
DÖRT MEVSİM GÖRÜLECEK ŞEHİR
Dioklesianus’un emeklilik sarayının etrafına kurulmuş olan Split, bugün Zagreb’den sonra Hırvatistan’ın en büyük ikinci şehri konumunda. Dalmaçya bölgesinin en büyük limanlarından biri olarak bilhassa yaz mevsiminde turistlerin uğrak noktası olan şehir, son yıllarda ‘Game of Thrones’ dizisi sayesinde elde ettiği popülerliğin keyfini sürüyor. Televizyon dünyasının en popüler dizisi ‘Game of Thrones’, ülkenin bir diğer popüler turizm merkezi Dubrovnik’i ihya ettikten sonra Meereen sahneleri için Split’i mesken edinince, şehir tarihinin en popüler dönemlerinden birine adım atmış. Bugün antik dönemdeki merkezi Salona’yı da içine katarak genişlemiş olan Split, Ortaçağ şehirlerinin tüm özelliklerini barındıran, bakmalara doyulamayan, fotoğraf makinesinin şarjını bitiren bir şehir. Yüzünü İtalya’ya dönmüş vaziyette konuşlanmış ve sırtını Mosor dağlarına yaslayan Split, iklim açısından da oldukça şanslı. (Dağlardan Balkanların soğuğunu getiren Bura esmediği sürece elbet.) Deniz tarafından Brac, Solta ve Hvar adalarıyla çevrili ve bilhassa yaz turizmi için seçenekler zengin. Lakin tarihi Konstantinopolis’ten eskiye giden Split’i deniz, kum, güneş üçgenine hapsetmek en hafif tabirle haksızlık olur. Yalnızca 1710 yaşındaki Dioklesianus’un Sarayı’nın şehirle nasıl iç içe yaşadığını görmek için bile gezilebilecek bu şehir, zengin mutfağı ve sıcakkanlı halkıyla dört mevsim görülebilecek şehirler kategorisinde değerlendirilmeli.
İMPARATOR SARAYINDA DİZİ SETİ
Dioklesianus’un Sarayı’nda gezerken ‘Game of Thrones’un sahnelerini gözünüzde canlandırmakta zorlanmıyorsunuz. Bir kapı Daenerys Targaryen’in ejderhalarını hapsettiği salona, bir diğeri isyancıların katliam yaptığı köşe başına çıkıyor. Yüzyıllar boyu türlü işkenceye maruz kaldıktan sonra nihayet 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilince kaderi değişen sarayın içinden geçen sokaklar, her köşesinde bir sürprizi barındırır vaziyette zamana meydan okumaya devam ediyor. Saray sınırları içindeki Jupiter tapınağından bozma St. Domnius Katedrali ve imparatorun gül cemalini halka gösterdiği Altın Kapı görülmesi elzem bölgeler. Saray bölgesi ayrıca yeme-içme açısından da hayli zengin. Split’i etkileyen birçok kültürün izini şehrin mutfağında sürebiliyorsunuz: Yerel korsanların tercih ettiği deniz mahsullerini sunan mekân da mevcut, Osmanlı usulü kuzu çevirme yapan da. Bölgenin ev yapımı yerel şaraplarının da fevkalade lezzetli olduğunu belirtmeli.
YENİÇERİLERDEN EJDERHALARA
Osmanlı’nın bölgeyi kontrol altında tuttuğu yüz yılı aşkın süre boyunca Kilis Sancağı’nın merkezi olarak hizmet vermiş Klis Kalesi, Instagram’a yönelik manzarasıyla insanın içini açan bir müstahkem Ortaçağ kalesi.
Kalenin içinde Hırvatların inşa ettiği kilisenin üzerine kurulmuş Osmanlı camiinden bozma bir Katolik kilisesi mevcut. Tarihte bölgeye hâkim olmak isteyen her ordunun gözünü diktiği mevki, bugün Dioklesianus’un Sarayı gibi ‘Game of Thrones’ dizisinin set olarak kullandığı mekânlardan biri. Dizinin kahramanı, Daenerys Targaryen’in sarayının bulunduğu yer olarak Klis Kalesi kullanılmış. Kalede dizinin çekimleri sırasında çekilmiş fotoğrafları da görmek mümkün.
En büyük otel yatırımı Türkiye’den
Split’in en önemli turizm yatırımlarından biri olan Grand Hotel Lav&Grand Marina Lav, bir süre önce Saran Group Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran’ın yatırımcı olduğu Odien Hotels şirketi tarafından satın alındı. Grubun Avrupa’daki en en büyük turizm yatırımlarından biri olan otel, üç bin metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. Otelin 800 metrelik özel plajının yanı sıra 75 yatın barınabileceği bir de tam kapasiteli marinası mevcut.