Twitter
16 Nisan 2018 Pazartesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Global Girişimcilik Kongresi'nde gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, "Ülkemizin içinde ve yurtdışında sayısız defa elinde bir çantayla yola çıkıp 5-10 yıl içinde çok ciddi ciro ve varlıklara sahip işletmeler kurmuş ticaret ağları oluşturmuş insanlara rastladık. Her biri bir başarı hikayesi olan bu örnekler istisna değil oldukça yaygındır. İnsanlarımızın ruhunda zaten var olan bu girişimcilik mayasını doğru yöntemler ve yönlendirmelerle çok daha büyük başarılara dönüştürmemiz gerekiyor. Tabii biz aynı zamanda maalesef her işimizi el yordamıyla yapma, her şeyi sıfırdan inşa etme alışkanlığı olan da bir milletiz. Halbuki dünyada ve ülkemizde her konuda olduğu gibi girişimcilik hususunda da çok ciddi bir birikim var. Bu birikimi değerlendirmeyi öğrenmek mecburiyetindeyiz" sözleriyle başladı.

"DEMOKRASİDE VE EKONOMİDE ADETA SINIF ATLADIK"

"15 yılda yaptığımız reformlarla ülkemizi demokraside ve ekonomide adeta sınıf atlattık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Bu sayede Türkiye sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar, yaklaşık 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir. Bu tabii her şeyden önce bir güvendir. Eğer bu güven olmamış olsa bu 180 milyar dolarlık yatırımı, küresel sermayeyi siz ülkenize çekemezsiniz. Bu başarının 2008 küresel finans krizine, Irak ve Suriye'de yaşanan hadiselere, 2013 yılından bu yana neredeyse kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılara, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen, elde edildiğinin unutulmaması lazım. 

Şayet daha stabil bir gündemle bu dönemi geçirebilmiş olsaydık, inanıyorum ki uluslararası yatırım rakamlarını 2-3'e katlayabilirdik. Yaptığımız yatırımların bir başka önemli yanı var. O da şu; yatırımlar, dünyadaki tüm yatırımlar içerisinde örneklemede ilk 10'a giren yatırımlar var. Bunlardan en önemlisi, bu yıl sonuna doğru açılışını yapacağımız havalimanımız, İstanbul'da dünyanın bir numarası veya iki numarası olacak. İlk açılışı itibarıyla yıllık yolcu potansiyeli buranın 90 milyon olacak. 2. etap 2023'te orası bitecek. O bittiği zaman bu 150 milyon, hatta hatta 250 milyona kadar bir yolcu kapasitesine yıllık olarak ulaşabilecek. Herhalde dünyada bu şekilde bizim havalimanımızla birlikte 3 tane var. Peki bunu biz mi yaptık? Hayır. Biz ufuk açtık ama girişimcilik ruhunu verdiğimiz, girişimciliğini teşvik ettiğimiz, onlara adımı attırdığımız 5 tane girişimcimizi bir araya getirmek suretiyle onlar yaptı."

"İLK DEFA 1 TRİLYON LİRAYI AŞACAK"

Erdoğan, geçen yıl elde edilen yüzde 7,4 büyüme oranıyla Türkiye'nin G20'de birinci, OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldığına işaret ederek, "Türkiye geçmişte G20 ülkeleri arasında yer alan bir ülke değildi. Ama şimdi biz G20 ülkeleri arasında yer alıyoruz. AB ortalamasının yüzde 2,4 olduğu dikkate alındığında Türkiye'nin büyüme başarısı daha da iyi anlaşılacaktır. 2003-2017 yılları arasında da yüzde 5,8 büyüme oranını elde ettik. Bu yıl kamu ve özel sektör yatırımlarının tutarı, tarihimizde ilk defa 1 trilyon lirayı aşacak. Bu da 2002 yılına göre yaklaşık 4 katlık bir artışı ifade ediyor. Milli gelirimizde 4 kata yakın bir artışla, 236 milyar dolardan 860 milyar dolara çıktı. Bu, nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok önemli. Bugün Türkiye, gayri safi milli hasıla bakımından dünyanın 17'inci, bunu bir de satın alma paritesine göre değerlendirirsek 13'üncü sırada yer alan büyük bir ekonomi. Burada güven var, istikrar var. Eğer bu istikrar, bu güven olmamış olsa küresel sermayenin de Türkiye'ye girmesi mümkün değil. Kendi girişimcilerimizin de bu alanlarda adım atması mümkün değil. Şimdi küresel sermaye de buraya giriyor, kendi girişimcimiz de rahatlıkla adımlarını atabiliyor" diye konuştu.

Erdoğan, ihracatın 36 milyar dolardan 160 milyar dolara, istihdamın da 19,6 milyon kişiden 28,3 milyon kişiye yükseldiğini söyledi.

"TURİST SAYISINDA 36 MİLYON YAKALANABİLİR"

Erdoğan, bu yıl turizm alanındaki beklentilerinin yüksek olduğunu, turist sayısında 36 milyonun yakalanabileceğini söyledi. Şu anda özellikle ciddi manada başka işaretlerin de geldiğini, 40 milyonu bulabileceğinin belirtildiğini anlatan Erdoğan, şimdilik 36 milyona kilitlendiklerini ifade etti. Döviz rezervlerinin 17,5 milyar dolardan bir ara 130 milyar dolara kadar çıktığını ancak son dönemde bu rakamın 110 milyar dolar seviyesine, özellikle darbe girişimi ertesinde indiğini belirten Erdoğan, "Bunu tekrar çıkarmaya muktediriz, o gücümüz var" dedi.

"SİYASETİN VE TİCARETİN ODAK NOKTALARI DEĞİŞİYOR"

Erdoğan, vergi muafiyetlerinden arsa hibesine kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu teşviklerin iş dünyasına ve girişimcilere hayırlı olmasını diledi. Yatırım ortamının iyileştirilmesi konusundaki düzenlemelerle de şirket kuruluşundan banka ipoteklerine kadar pek çok alanda yatırımcılara yeni kolaylıklar sağladıklarını ifade eden Erdoğan, bu çalışmanın devamının da olduğunu, tamamlandığında süratle uygulamaya geçirileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada hem siyasetin hem de ticaretin odak noktalarının değiştiğini, geçmişte küresel politikalar, küresel şirketler ve küresel üretimin ön planda olduğunu, ancak dünyanın tek bir merkezden tek bir yaklaşımla yönetilemeyecek kadar büyük olduğunun yavaş yavaş anlaşılmaya başladığını kaydetti. Bugün artık giderek belirginleşen bir şekilde bölgesel ve yerel odaklı yaklaşımlarla hareket edildiğini dile getiren Erdoğan, eski sistemin ekonomiyle siyasetin birbiriyle çok fazla karıştırılması olduğunu, ekonomide elde edilen gücün siyasi müdahalelere kadar varan sıkıntılara yol açmasının devletleri ve toplumları çeşitli tedbirler almaya ittiğini anlattı.

"BU ÜLKELERE BOMBALAR YAĞDIRMAYALIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda Suriye'de yaşananlar. Suriye'de yaşananları ne ile izah edeceğiz. Suriye'de 7 yıldır bir süreç var. Bu 7 yıllık süreç içerisinde bu emperyal güçler acaba Suriye'den ne kadar insanı kendi ülkelerine çekip aldılar. Almadılar; ama Türkiye 3,5 milyon insanı kendi ülkesinde barındırıyor, onlara misafirperverliğini gösteriyor. Peki onlar ne yaptı? Onlar geldiler kimyasal silah dediler, vurdular. O çocuklar bize geliyor. O çocukların ne halde olduğunu ben görüyorum; ama diğerleri bunu görmüyor. Ve tutturdukları tek şey var; 'kimyasal silah kullanıldığı için vurduk'. Ben de diyorum ki niye sadece kimyasal silahı değerlendiriyorsunuz, konvansiyonel silahı niye değerlendirmiyorsunuz? Kimyasal silah ile 1 kişi öldüyse konvansiyonel ile 10 kişi öldü. Dolayısıyla konvansiyonel silahlarla ölenleri bir kenara koy sadece kimyasal silahlarla öldürülenlere bak. Böyle adalet olur mu? Ve bunu uluslararası toplantılarla birçok kez gündeme getirdiğimiz halde kimsenin umurunda değil. Diğeri basit çünkü. Biz diyoruz ki; gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım ve böyle rastgele bu ülkelere bombalar yağdırmayalım. Varil bombalarını yağdırmayalım" açıklamasını yaptı.

"TÜRKİYE'NİN KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜ YOKTUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında ayrıca şunları kaydetti:

Avrupa'nın mülteci göçü karşısında yaşadığı panik ve aldığı insanlık dışı önlemleri unutamayız. Bizim Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. İlk vurdukları yer biz oluyoruz, kimse bize 'sus' diyemez. Peki 12 bin kilometre mesafeden buraya niye gelinir? Avrupa'dan buraya niye gelinir? Bunların hepsi düşündürücü. Ve kimseyi zalimlerin insafına veya denizlerde boğulmaya terk etmeden herkese kapımızı ve soframızı açtık. Ülkemize verilen sözlerin tutulmamasına rağmen bu insani tutumumuzdan asla taviz vermedik. Bununla kalmadık. Ülkemize gelen mültecilerin sebebi olan, aynı zamanda Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditlerin kaynağı durumundaki terör örgütlerinin üzerine de kararlılıkla gittik. Burada bir kez daha ifade ediyorum; Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye'de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır." (AA-DHA)