Twitter
16 Şubat 2018 Cuma

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'un ziyareti sırasında iki ülke ilişkilerinin yeniden normalleştirilmesi konusunda mutabata varıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı 3 saati aşkın süren görüşmenin ardından bu sabah Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Önce Çavuşoğlu konuştu. Tillerson ile dün akşamdan beri toplantılar yaptıklarını söyledi.

Çavuşoğlu, "İlişkilerimiz kritik bir aşamada. Ya bu ilişkileri tekrar yoluna koyacaktık ya da daha kötüye gidecekti. Dün akşamdan bu yana ortaya koyduğumuz iradeyle ilişkilerimizi tekrar normalleştirme konusunda bir anlayışa vardık. Bunun için atılması gereken adımlar var. Her iki tarafın beklentisi var." diye konuştu.

Türkiye'nin FETÖ hakkında ve ABD'nin PKK/YPG'ye verdiği destek konusunda beklentilerini net şekilde dile getirdiğini aktaran Çavuşoğlu, "Yaşamsal güvenlik kaygılarımızın ciddiye alındığını düşünmek istiyoruz." ifadesini kullandı. Bugüne kadar verilen ve tutulmayan sözler, çözülmeyen konular olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bundan sonra sonuç odaklı adımları nasıl atabiliriz, konuştuğumuz konuların sözde kalmaması için, uygulanabilmesi için birlikte neler yapabiliriz, bunları da konuştuk. Tüm bu konuları kapsayacak ve birlikte değerlendireceğimiz mekanizmalar oluşturma kararı aldık."

Mekanizmalardan birinin konsolosluk gibi genel konular ile "FETÖ konusunda ilave delile ihtiyaç var mı" gibi konuları da içereceğini belirten Çavuşoğlu, bir başka mekanizmanın da Suriye ve terörle mücadele konularını kapsayacağını bildirdi.

 "YPG Menbiç'ten çıkmalı"

Çavuşoğlu, Menbiç'teki YPG'lilerin durumuyla ilgili soru üzerine, terör örgütü mensuplarının buradan çıkarılacağı yönünde ABD'nin söz verdiğini ancak tutulmadığını hatırlattı. Çavuşoğlu, oluşturulacak mekanizmada Suriye konusunda da Menbiç'e öncelik verileceğini belirtti. Çavuşoğlu, şunları ifade etti:

"YPG'nin Fırat'ın doğusuna geçme konusunda emin olmamız lazım, uygulamayı da birlikte görmemiz lazım. Buraların istikrara kavuşması için bu şehirleri kimin yöneteceği, güvenliğini de kimin sağlayacağı önemli. Şimdi Menbiç yüzde 95 Arap şehri ise YPG unsurlarının burayı yönetmesi ve güvenliğini tesis etmesi buranın hiçbir zaman istikrara kavuşmaması demektir. Menbiç ve diğer şehirleri istikrara kavuşturabilmek için bu anlayışla birlirkte çalışacağız, koordine edeceğiz ve bundan emin olacağız. Sadece Menbiç için geçerli değil ama Menbiç'ten başlayacağız. YPG buradan çıktıktan sonra, güven oluştuktan sonra ABD ile bu konularda adım atabiliriz ama YPG'nin bir an önce buradan çıkması lazım. Bu ABD'nin bize vermiş olduğu bir söz. Bu sözün uygulamada nasıl tutulacağını bu çalışmada da ele alacağız."

"Tillerson: Kuzey Suriye'nin tamamı üzerinde çalışacağız" 

Türkiye'nin birçok terör örgütünün tehditleriyle karşı karşıya olduğunu belirten konuk Bakan Tilleson ise bu anlamda Suriye'de işbirliği, DEAŞ'la ilgili konular, bağımsız ve birleşik bir Suriye'nin kurulması için iki ülkenin birlikte çalışması gerektiğini kaydetti. Tillerson, şöyle devam etti: 

"Suriye halkı için Cenevre konferanslarının bir çözüm getirmesini diliyoruz. Türk halkı ve Türk hükümeti şimdiye kadar gösterdikleri misafirperverlikle hepimize örnek oldular. 3 milyon mülteciyi ağırlıyorlar. Türkiye'nin güvenlik endişelerini ciddiye alıyoruz. Bu anlamda sivil halka zarar gelmemesi için Türkiye'den bazı ricalarımız var. Suriye'deki hedeflerimiz konusunda Türkiye'ye son derece net davrandık. Her zaman SDG'ye sağladığımız desteğin sınırlı olacağı ve zaman sınırı olacağını, askeri hedeflerin ileriye taşınmasını engelleyecek bir destek olacağını ilettik. Türkiye'yi hukukun üstünlüğü, basının özgürlüğü konusunda destekliyoruz. 2016 yılındaki darbe girişimini gerçekleştiren suçluların adil ve şeffaf bir şekilde yargılanması gerekiyor. OHAL çerçevesinde tutuklu sayısının fazla olduğunu dile getirdik. Konsolosluk çalışanlarıyla ilgili ciddi kaygılarımızı ilettik. Serkan Gölge ile ilgili itiraz süresinin sürdüğünü biliyoruz. Burada da yargılamanın adil yapılmasını diliyoruz. Göstermiş oldukları işbirliğinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. ABD, Türkiye ile ilişkileri çok önemsiyor ve daha da ileri taşınabileceğini düşünüyor"

"Türkiye ile hedeflerimiz aynı"

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tillerson, Türkiye ile yaşanan gerginliklere çözüm önerileri ve Menbiç'ten askerlerin çekilmesi konusuna ilişkin, "Erdoğan ile yaptığımız görüşmelerde bu kritik öneme sahip konuların çözümüne ilişkin tekliflerimizi sunduk. Bunların bir kısmı toplantıdan sonra yayınlanacak olan belgede belirtilecek. Bizim aramızda sorun olan konularda çalışmayı taahhüt ettik. Suriye'deki hedeflerimiz tamamen örtüşüyor. Hiçbir farklılık yok. Suriye'de bölünme olmadan çözüme ulaşmak istiyoruz, Suriye halkının kendi liderini kendisinin seçmesini istiyoruz. Çalışma gruplarında öncelikle Menbiç konusunu ele alacağız. Ayrıca kuzey Suriye'nin tamamı üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Cenevre sürecini destekleyeceğiz" dedi. 

Tillerson, Ankara-Washington hattındaki normalleşme çalışmalarına ilişkin, "Bu ilişki çok önemli. NATO müttefiki olarak, ABD-Türk halkları için son derece önemli bir ilişkiden bahsediyoruz. İlerleyebileceğimiz bir noktadan başlamak istiyoruz. Yapılacak çok detaylı çalışmalar var. Türkiye ve ABD şu aşamadan sonra birlikte hareket edecek. Amerika bir şey, Türkiye başka bir şey yapmayacak artık. Suriye'deki terörist gruplarla ilgili birlikte hareket edeceğiz" diye konuştu. 

"DEAŞ'la mücadele haricinde bütçe ayrılmadı"

Tillerson, bir gazetecinin YPG'ye silah desteği olup olmayacağına ilişkin sorusuna, "Savunma Bakanlığımızın bütçesiyle ilgili olarak, DEAŞ'la mücadelenin gerçekleştirilebilmesi haricinde bütçe ayrılmadı. Gerekenin üstünde herhangi bir ilave kaynak ayrılmadı" cevabını verdi. 
ABD'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlardan dolayı Türkiye'nin S-400 hava sistemi alımında bir sorun yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin de değerlendirmede bulunan Tillerson, "Biz bu çerçevede kongrenin geçtiğimiz aylarda kabul ettiği kanunu değerlendirdik bu Rus askeri aletlerinin alınmasıyla ilgili. Bu aslında belirlediğimiz ilk konulardan birisi, uzmanları bir araya getireceğiz. Bizim dostluğumuzu zarara uğratmak çerçevesinde aldığımız bir karar değil, tabii ki Rusya'ya karşı bir karar. Dünyada bu tür satın almalar konusunda endişelerimizi dile getiriyoruz. Birçok ülke değerlendirmeleri yaptıktan sonra kararını veriyoruz" diye konuştu. 

Türkiye ve ABD stratejik ortaklığı hakkında ortak açıklama

Basın toplantısının ardından ortak açıklama yayınlandı. Açıklamada, Türkiye ve ABD'nin müttefik ve stratejik ortak olarak güvenliklerine ve savunmalarına karşılıklı ve tartışmasız bağlılıkları teyit edildi. Tarafların 65 yıldır NATO müttefiki ve stratejik ortak olduğu vurgulanan açıklamada, "iki halk, ilişkilerini, paylaştıkları hedeflerin ve çıkarların ilerletilmesi, ayrıca dünya genelinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bireysel özgürlüklerin teşviki için hayati görmektedir." denildi.

ABD'nin Türkiye'de 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen hain darbe girişimini kınadığı belirtilen açıklamada, Türkiye'nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetiyle ve Türk halkıyla tam dayanışma içerisinde olduğu kaydedildi.

Açıklamada iki devletin, uzun süreli müttefikliği ışığında, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözme konusundaki vaadini teyit ettiği, bu amaca yönelik olarak sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması konusunda anlaşmaya vardığı, bu mekanizmanın en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirileceği ifade edildi.

Ortak gündemin küresel bir gündem olduğu belirtilen açıklamada, bunun terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı koyma, Suriye ve Irak dahil Ortadoğu'ya kalıcı barış ve istikrar getirme, enerji güvenliğini sağlama, radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele gibi birçok konuyu kapsadığı teyit edildi.

Ortak açıklamada, Türkiye ile ABD'nin uzun süreli müttefikler olarak terörizmin her türü ve biçimiyle ortak mücadeleye olan kararlılıklarını teyit ettikleri, DEAŞ, PKK, El-Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ​ile bu terör örgütlerinin uzantılarıyla mücadele konusundaki kararlılıkları yinelendi. Tarafların, iki ülke halklarını doğrudan hedef alan terör tehditlerine karşı meşru müdafaa haklarını tanıdıkları bildirildi.

Türkiye ve ABD'nin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin muhafazasına bağlılıklarının teyit edildiği açıklamada, "Suriye içinde oldu bittiler yaratılmasına ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere karşı kararlıklıkla dururlar." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, Suriye'nin dönüşümü ve istikrara kavuşturulması konusunda eş güdüm içinde olunmaya devam edileceği vurgulanarak, iki ülkenin Suriye krizi için sadece siyasi bir çözümün sözkonusu olabileceği ve bunun yaşayabilir bir siyasi dönüşümü gerektirdiğini kabul ettiği kaydedildi.

Tarafların, BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararında belirtilen yerleşik parlamenter ve Cenevre Süreci çerçevesinde bu sonucun elde edilmesi için işbirliklerini yoğunlaştırmayı kararlaştırdığı vurgulandı. (AA-İHA)