Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Spor medyasında bir 'kör dövüşü'dür alıp başını gidiyor. Sistem garip ve aynen şu şekilde:

        Bir muhabir haberi duyar, kaynaklarını aramaya başlar. Bilgi veren perde arkasından konuşur, haber doğrulatılır, yayınlanır. Ertesi gün Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş resmi sitelerinden konuya ilişkin yalanma yayınlar!

        Bu yüzdendir ki kulüplerin internet sitelerine baktığınızda faaliyetlerinden çok gazeteleri yalanlama yazılarıyla dolu olduğunu görürsünüz. Hatta muhabirlerin müdürlerine "Bu haber kesin doğru, ama yayınlandığında yalanlayacaklar haberiniz olsun" dediğine onlarca kere şahit oldum. "Muhabir yalanladığınız haberle ilgili birkaç soru sormak istiyor..." dediğinizde ise bir tek muhatap bulamazsınız karşınızda.

        "Yalan dedikse yalandır, o kadar" durumu anlayacağınız... Bu memlekette Cumhurbaşkanına, Başbakana, bakanlara onlarca soru sorma imkânı var iken, bırakın kulüp başkanlarını yöneticilerin bile yanına yaklaşmak deveye hendek atlatmak kadar zor.

        İstediğin yere hatta MİT'e bile 'Bilgi Edindirme Yasası'ndan faydalanarak soru sorup cevap alma hakkın var. Ama açın gazete sayfalarını bir bakın. İddia ettiğiniz konuya ilişkin kaç başkan ya da yönetici aranmalarına rağmen size dönüp görüş bildiriyor!

        Neden bu korku ya da kendini bu denli üstün görme merakı!

        Böyle bir halde spor gazeteciliği yapılıyor işte. Haberler yayınlandıktan sonra da kızılca kıyamet kopuyor. Bir yığın aforoz edilen muhabir ya da gazete çıkıyor ortaya. 'Kulübün kapısından giremeyenler', 'antrenmanları izleyemeyecekler' gibi 'fişleme' listeleri çıkıyor karşınıza. Bunun duyurusu ise yine 'resmi' internet sitelerinde boy gösteriyor.

        Kulüplerin medyaya bakışı ve beklentisi 'Yönetim zafiyeti' olarak ortaya çıkabilecek unsurların hiçbir şekilde yayınlanmaması yönünde. Yapılan bir hatanın tüm camiayı bağlamayacağını, hatalardan ders alınabileceğini ve eleştirilerle ilerlenebileceğini anlayacak insanlara ihtiyaç var.

        Bu kör dövüşü nasıl bitecek peki? Cevabı net; kesinlikle başkanların vizyonel olmasıyla... Medya ile ilişkiler konusunda yanında tecrübeli isimler bulundurmasıyla.

        En önemlisi de sonucu ne olursa olsun 'açık' olmasıyla.

        Çünkü o kulüpler kimsenin babasının malı değil ve milyonlarca taraftar gönül verdikleri takımların haberlerini isteseler de istemeseler de bu medyadan takip ediyor.

        LİG TV gaza bastı

        Lig TV'yi habercilik konusunda çok eleştirdim. Artık yayınlarının gazetelerde başka kanallarda haber olamadığını söylüyordum. Bu eleştirilerim onlara iyi geldi. Önce Aziz Yıldırım'ı canlı yayına çıkarttılar. Sonra Adnan Polat geldi. Emre Belözoğlu ve Alex de kendini LİG TV'de gösterdi. Ve bu yayınların hemen hemen tamamı diğer medya organlarında haber oldu.

        İşte budur...

        Gaza bastılar ve şu anda NTV Spor'un bir hayli önünde gidiyorlar.

        NTV Spor demişken, siz Arda'nın ağlamasından sonra 'çarpıcı' bir haber gördünüz mü bu kanalda?

        'Yok Böyle bir Dans' hariç!

        Diğer Yazılar