Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AYNI şeyi defalarca yapıp farklı sonuç bekleyene ne dendiğini bilirsiniz.

        Türkiye işte böyle bir ülke.

        Ayın şeyi defalarca yapıp her seferinde farklı sonuç almayı umanların ülkesi.

        Tabii bir güzel söz daha vardır.

        "Akıllı adam hatalarından ders alır. Çok akıllı adam başkalarının hatalarından ders alır."

        Türkiye versiyonu ise farklı. Kendi hatalarından bile ders almaz.

        Yıllar önce yazdığım bir hikâye vardır. Fıkradır belki de.

        Ağa ile marabası ağanın çift atlı arabasıyla kasabaya gitmektedir. Uzun yolda ağanın canı sıkılır. Maraba ile dalga geçmek için yoldaki manda pisliğini gösterir.

        "Bunu yersen atla arabayı sana vericem" der.

        Maraba bir manda bokuna bakar, bir de atlarla arabaya.

        Yumulur. Yer bitirir.

        Geçer arabaya, ağa düşer yola.

        Kasabada işleri bitirirler, dönüş yolundadırlar.

        Ağa güzelim atları ve arabayı kaptırdığı için dertlidir. Maraba ise dolmuşa gelip ağanın oyuncağı durumuna düşerek manda boku yediği için içi içini yemededir.

        Yolda yine bir manda boku görürler. Maraba, ağaya seslenir.

        "Ağam şu boku ye, atları ve arabayı geri al."

        Ağa bir anlık gırgır uğruna kaybettiği atları ve arabayı geri almak için yumulur manda bokuna. Siler süpürür.

        Ağa arabaya biner, maraba yine yola düşer.

        Ağa marabaya bakar, "Ula Hüso" der, "At yine benim, araba yine benim. Sen yine yayan. Peki biz bu boku niye yedik!"

        Ben bu fıkrayı YSK'ya armağan ediyorum.

        Adaylar yine aynı aday. Hukuk eğilip bükülüp yine başladığımız yere döndük.

        Olan iki gün boyunca çıkan olaylara, kaybedilen bir cana oldu.

        Bu olayın tek kazananı şiddet ve şiddete güvenenler.

        Bir tek onlar, "Bak zorla nasıl dize getirdik" diyorlar.

        Biz ise ağanın ve marabanın yerindeyiz.

        Süper proje

        BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan "süper proje" açıklayacak ya, hepimiz heyecanla Nisan'ın 27'sini bekliyoruz.

        Herkes süper projenin ne olacağını konuşup duruyor.

        Aylar önce bizim gündeme getirdiğimiz "Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacak kanal" projesi vardı. Sonra İstanbul'un iki ucuna yapılacak iki yeni yerleşim merkezinin süper proje olduğu düşünüldü.

        Başbakan iki yeni yerleşim bölgesini açıkladı ve süper projenin bunlar olmadığı kesinleşti.

        Şimdi kala kala bir bizim duyurduğumuz kanal kaldı.

        Ama dün yabancı bankacılarla toplantıdayken bir bankacı ilginç bir dedikodu aktardı.

        Türkiye, bir süre önce uluslararası finans piyasalarında ciddi bir arayışa girmiş.

        Bir proje için finansman aranıyormuş. Birkaç milyar dolarlık bir proje.

        Bankacıya bu projenin ne olduğunu sordum.

        Biraz mırın kırın edip anlattı.

        Proje şu:

        İstanbul açıklarında bir yapay ada.

        Ön projesi bile hazırlanmış.

        Dubai'de yapılan palmiye ada benzeri, deniz doldurulmak suretiyle yapılacak ay yıldız şeklinde bir ada.

        Karadeniz'de mi, Marmara'da mı bilemiyorum.

        Ancak bankacının söylediğine göre bunun için finansman arayışı sürüyormuş.

        Bence güzel proje.

        Artık yeni dönem zenginlerinin hepsine birer villa yapılır o adada.

        Aya Adalet, yıldıza da Kalkınma adası derler.

        Sen bahar olsan

        ÖNCEKİ gün eşimle kalktık.

        Ben işe gitmek için hazırlanıyorum. O spora.

        Dışarıda berbat, karanlık bir hava.

        Eskiden severdim kışı ama yaş ilerleyince ve insanın önünde sayılı yaz kalınca yazı özlüyor herhalde.

        İçim sıkıldı.

        "Bahar gelmeyecek galiba bu sene" diye söylendim.

        Hande yanıtladı.

        "Sen bahar olsan bu memlekete gelir miydin?"

        Düşündüm. Karar veremedim.

        "İyi ki bahar değilim" dedim kendi kendime.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Düşünmeden yapılan yasanın ayağımıza dolanabileceğini unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar