Öldürülen Gazeteciler Günü
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne muhalif yazılarıyla tanınan dönemin Serbesti Gazetesi çalışanı Hasan Fehmi Bey’in 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü’nde öldürülmesinin ardından, Türkiye’de 1997’den beri
6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak anılıyor.
Yarın da anma törenleri yapılacak.
*
Gazeteci Hasan Fehmi İstanbul’da Mülkiye’yi bitirmiş, Paris’e gitmiş, ardından İstanbul’a dönerek Serbesti Gazetesi’nde yazmaya başlamıştı.
İttihat ve Terakki’ye mesafeli duran Hasan Fehmi özgürlükleri savunacak ve kimseye taraf olmayacak bir gazete arzusundaydı.
Ancak, 6 Nisan 1909 gecesi arkadaşı Ertuğrul Şakir Bey ile Beyoğlu’ndan Sirkeci’ye giderken kurşunlanarak öldürüldü.
Ülkemizde faili meçhul cinayete kurban giden ilk gazeteci oldu.
Cenazesine binlerce kişinin katıldığı Hasan Fehmi’nin cinayeti aydınlatılamadı.
*
Hasan Fehmi Bey ile başlayan gazeteci cinayetlerinin ardı arkası o günden bugüne hız kesmedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin verilerine göre, Türkiye’de 78 gazeteci öldürüldü.
Ancak, bu sayılarda meslek örgütleri arasında bir mutabakat yok.
Bazıları daha fazla, bazıları biraz daha az öldürülen gazeteci ismi verebiliyor.
Kesin rakamları tam olarak bilemiyoruz ne yazık ki..
************
Bu saldırılar ifade özgürlüğüne
Öldürülen gazetecilerin listeleri neden önemli peki..
Önemli çünkü..
Bu isimler, aslında “ifade özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yapılmış saldırıların” özetidir.
Ayrıca..
Faili meçhul cinayetler ile gözaltında kaybetmelerle daha fazla gazeteci öldürülmesin diye, bu listelere sahip çıkmak gerekiyor.
Maalesef, Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde, gazeteciler yaptıkları haberler, çektikleri görüntüler nedeniyle hala “ölüm tehdidi” altında yaşıyorlar.
Gazetecilerin “can güvenliklerinin” sağlanması, hiçbir “baskı ve tahdit” altında kalmadan çalışabilmeleri en büyük arzularımızdan biridir.
Bu vesileyle..
Meslekleri uğruna hayatlarını veren tüm meslekdaşlarımı saygıyla anıyorum.
************
Manisa Büyükşehir’e minik tavsiyeler
Manisalılar futbolda bu sezon farklı duygular yaşıyorlar.
Bir takımları küme düşerken, diğer takımları şampiyon oldu.
Manisaspor 1. Lig’den 2. Lig’e inerken..
Manisa Büyükşehir Belediyespor 3. Lig’den 2. Lig’e yükseldi.
Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün yönettiği Belediyespor’un geleceğinden ümitliyim.
Doğru çalışmalarla kısa sürede amatör liglerden 2. Lig’e kadar çıktılar.
Hedefin Süper Lig olduğunu da biliyorum.
Umarım bundan sonraki günlerde de..
*
- İstikrardan..
- Devamlılıktan..
- Az ve öz transferden..
- Güçlü altyapı felsefesinden..
- Uzun vadeli planlardan..
- Uzun vadeli teknik adam seçiminden..
Vazgeçmezler.
Başarının sırrı bu ölçülerde saklı çünkü..
************
Okumadan sallarsan..
Kayseri Valiliği büyük heveslerle “Kentimi Tanıtmaya Gönüllüyüm” projesi başlattı.
Proje kapsamında liselilere Abdullah Ayata’nın “Bohçadaki Sırlar” isimli kitabı dağıtıldı.
Fakat, kitapta erotik ifadeler çıkınca toplatıldı.
Peşinden, yine aynı yazarın “Düş Önüme Yalnızlığım” adlı kitabı dağıtıldı.
Gel gör ki, bu kitapta da benzer ifadeler vardı.
Üstelik Vali Bey kitaplara “akıcı üslupla yazılıp, her birindeki olaylardan ders çıkarılacak” diye önsöz yazmıştı.
İki başarısız girişimden sonra proje kökünden iptal edildi.
*
Ancak, benim bu olayda merak ettiğim bazı noktalar var.
- Bir.. Vali Bey ya kitapları okumadan, okumuş gibi yapıp bir önsöz yazısı salladı.
- İki.. Ya da okudu, ama ona göre ifadeler erotik değildi.
- Üç.. Ya da vali adına önsözü yazan kişi de kitapları hiç okumadan okumuş gibi palavra sıktı.
Acaba hangisi oldu!..
************
Burada bir terslik var
Kanadalı araştırmacılar, “Her gün bir tabak kuru fasulye, nohut, bezelye yiyenlerde kalp hastalığı az görülür” demiş.
Bence palavra.. Çünkü doğru olsaydı, bizim kadar koyu fasulyeci millet, kalp hastalıklarında birinci çıkmazdı!..
************
Evlilik yararlı da..
İngilizler’in araştırmasına göre, evlilik en fazla erkeklere yarıyormuş.
Eğer “yarardan” kasıt kilo almak, belin genişlemesi, fiziğin bozulması anlaşılıyorsa, o zaman araştırma sonucu doğrudur!..
************
Bizden sana tam destek
Tasarımcılığa soyunan manken Özge Ulusoy, “Bu yaz herkes benim şortumu giyecek” demiş.
Valla hiç itirazımız yok, yeter ki şortu giyenler de sana benzesinler!..
