Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Burcu Esmersoy Habertürk Pazar'a konuştu

        Kalabalık bir restoranda Burcu Esmersoy’u arıyordum. Ama görünürde bir sarışın yoktu! Röportaja geç kaldı diye düşünürken “Merhaba Ece” dedi biri, bir döndüm ki pespembe bir perukla Burcu Esmersoy karşımda... Çok sevimli olmuş, bana biraz da Aysel Gürel’i anımsattı. Bazısı “Burcu Esmersoy’un forsu saçında” derdi ama pembe saç da pek yakışmış. Onun derdi tarz değil, meme kanserine dikkat çekmekti. Kendi ailesinde meme kanseriyle mücadele eden kadınları, başına gelenleri ve erken fark etmenin önemini anlatıp görsel olarak da bir mesaj vermek istiyordu... Şüphesiz akılda kalıcı. Meme Kanserini Kafaya Taktık söyleşisinden önce Esmersoy ile buluştuk; önce sağlıktan, sonra da kendisinden bahsettik. Sohbet hüzünlü başladı, bol kahkahalı bitti. HTDokun’da kahkahalara şahit olabilirsiniz!

        Meme Kanseri ile Mücadele projesi kapsamında “Meme Kanserini Kafaya Taktık” söyleşisi gerçekleştireceksiniz. Meme kanseri sizin ailenizden dolayı önemli değil mi?

        Evet, babaannem ve büyük teyzemi meme kanserinden kaybettim. Bu yüzden duygusal yaklaşıyorum. Gerçekten farkındalık yaratmak gerek, erken teşhis çok önemli. Kadınları uyarmaya çalışıyorum. Türkiye’de 50 yaş altı meme kanserine yakalanma oranı yüzde 50, bu çok yüksek! Belli bir yaştan sonra ortaya çıkan bir rahatsızlık gibi düşünürdük ama öyle değil.

        Siz kontrollerinizi aksatmıyorsunuzdur umarım.

        Ailede olduğu için ablamla birlikte çok erken yaşta başladık kontrollerimize. Hormon içeren ilaçlar hiç sokmadık hayatımıza. Ama başa gelmeden de ilgilenmek gerek. Malum stres dolu bir ülkede yaşıyoruz.

        Bu süreçte ailenizde hastalıklar başladığında ne hissettiniz?

        Babaannem 7 yıl meme kanseriyle savaştı ama bizim son 1 senesinde öğrendik. Aynı evin içinde haberimiz olmadı... Babaannemin kız kardeşi çok acı çektiği için bizi korumak istemişler. Ve büyük teyzem... Ellerini sevdiğim, koynunda uyuduğum insanı daha çok, acılar çekerken hatırlıyorum. Meme kanseri olanlar bilsinler ki Avon ve ben onlara destek vermek için hazırız.

        Kafaya Tak sloganı var projede. Mecazi anlamda kafaya taktığınız 3 şey nedir?

        Meme kanserini, kadına şiddeti ve sporu kafaya taktım.

        ‘20 YILDIR SIKILMADILARSA DAHA DA SIKILMAZLAR’

        Erkekler de kadınlar da sizi beğeniyor, sizi kamuoyu sözcüsü gibi konumlandıranlar da var. Ne hissediyorsunuz?

        Kadınlar tarafından sevilmek, saygı duyulmak, beni kabul etmeleri çok önemli. Evden biri gibiyim. Ünlüler kendilerini dünyadan soyutlar, fanusta yaşar; ben öyle değilim. Diğerlerine de rahat ulaşabilseler, bu yakınlığı onlara da gösterirler. İnsan, tanımadığı, bilmediği şeyden korkar, çekinir... “Bu kız normal hayatında da böyle herhalde” diyorlar, evet öyleyim.

        Aslında olduğun gibi görünmek bu dünyada zor...

        Öbürü daha zor bence. Olmadığın gibi olmak. Ben kolay olanı yapıyorum.

        Dayanamayıp soracağım. Şimdi bir markayla çalışıyorsunuz, ondan önce başka yerde. Reklamlardasınız, afişlerde... Her yerde olmak sizi endişelendirmiyor mu? Yorulmuyor musunuz?

        Hiç yorulmuyorum. Her yerdeyim ama insanların elinde televizyon kumandası var, kanalı değiştirebilirler... (Gülüyor.) Şaka! Açıklayayım, 1997’de güzellik yarışmasına katıldığımdan beri sektördeyim, 20 yıldır benden sıkılmadılarsa daha da sıkılmazlar herhalde.

        Bir yolu vardır bunun belki de...

        Evlenecek miyim, evlenmeyecek miyim soruları var ortada hep ya, belki insanları heyecan içinde bıraktığımdan eskimedim, ne dersin? (Kahkahalar.) Ay şakalarım...

        Neden insanlar sizin evlenip evlenmeyeceğinizle bu kadar ilgileniyor?

        İnsanlar unutuyorlar, ben daha önce evlendim. “Yazık bu kız evde kaldı, çocuk yapamadı” diyorlar ama yok öyle bir şey. Benim tercihim. Hatırlasalar zaten sormazlar bence. Geçenlerde “50 yaşında ne yapacaksın?” diye sordular, ben de “Büyük ihtimalle yine çalışıyor ve bekâr olurum” dedim. Nasıl ‘Dünya sağlığı açısından ‘Hillary Clinton’ derim’ Sen sus, pembe saçlarıyla meme kanserine dikkat çekmeye çalışan Burcu Esmersoy konuşsun! anlaşıldı, neler dendi...

        Peki ya yaşlılıkla ilgili bir endişeniz var mı?

        Yoo... Genç kızken, ay ne diyorum! (Gülüyor.) Aman öyle tabii, genç kızken hep 35 yaşın yolun yarısı olduğunu söylerlerdi ama benim kendimce bir hesabım vardı. Eğer öyle olsa 70 yaşımda ölürüm. Nasıl matematik ama! O kafa bana iyi gelmedi. Ben de o hesabı 80’e çektim ve yolun yarısını da 40’a, 45’e.

        Şu an hangi dönemdesiniz peki?

        Yolun yarısına doğru gidiyorum. Kafamda perukla bunu deyince komik olmadı mı? Yaşımı saklamaya çalışır gibi!

        Açıkçası biraz Aysel Gürel gibisiniz.

        (Kahkahalar.) Şarkılar yazacağım, Sezen Aksu ile görüşeceğim bundan sonra...

        Klasik sorularımdan size de sorayım, aldığınız en kötü tavsiye ne oldu?

        Çok yakın bir arkadaşım bana “Burcu, saçını kısalt, perma yaptır ve kahverengi lens tak” diyor. İşte bu berbat bir öneri. (Gülüyor.) Sorunun cevabını biliyorum, “Güzellik yarışmasına katıl” tavsiyesi. O benim mankenlik yaptığımla ilgili bir algı yarattı ama ben mankenlik yapmadım. Yanlış anlaşılmasın ama spor spikerliği yaparken bile manken olduğum yazılırdı. Gerçi tanındım, bugünlere geldim. Pişmanlık değil bu.

        Magazinsel figür olmak sizi rahatsız ediyor mu?

        Olmadığım biri gibi gösterilince rahatsız oluyorum. Arkadaşımın düğününde dans ederken çekilmiş bir fotoğrafımı yıllar sonra yayımlayıp “Gece kulübünde dağıttı” diye yazılınca rahatsız oluyorum. Onlara kızmıyorum ama bana zarar veriyor bunlar. Sadece bizde değil, dünyanın her yerinde kötü şeyler haber olur. Makyajsız bir fotoğrafımı koyup “Makyajsız haliyle görenleri şaşırttı” yazmışlar haberde. Algıyla oynamak bu. Bir başka gazete aynı fotoğrafı “Makyajsız hali göz kamaştırdı” diye yayımladı. Çözemedim.

        'PARA ORTADAN KAYBOLSA SANKİ HERKES TATLI OLACAK'

        Nobel Edebiyat Ödülü’nü Bob Dylan’ın alması konuşuluyor. Siz ne diyorsunuz?

        Neden olmasın canım. Ben çok severim, usta bir isim. Türkiye’ye geldiğinde izleyememiştim ya... Geçen yıla kadar o kadar yoğun tempoyla çalışıyordum ki etkinliklerde aktif olamadım. Şimdi kaçırmak istemiyorum, her şeye yetişmeye çalışıyorum.

        Dünyadaki gerginlik ve yargılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

        İnsanları ya da toplumları para başka yollara sokuyor. Sanki para ortadan kaybolsa herkes dünyanın en tatlı insanı olacak. Öyle hissediyorum.

        Gündemi takip ettiğinizi biliyorum. ABD seçimlerini de... Hilary Clinton’u nasıl buluyorsunuz?

        Karşıma Donald Trump ve Hilary Clinton’ı getirdiğinizde çekinmeden “Clinton” derim. Hem kendi hem de genel dünya sağlığı açısından Clinton daha iyi olur. Ayrıca bir kadının süper güç Amerika’da buralara kadar gelmiş olması kadınlık gururumu okşuyor.

        TÜRKİYE MEME KANSERİ ARAŞTIRILMASINA GÖRE...

        -Türkiye’de her 3 kadından 1’inin ailesinde meme kanseri geçirmiş bir kişi var. Yani her 3 kadından 1’i doğrudan ya da dolaylı olarak bu hastalıktan etkilenmiş.

        -Kadınlar, meme kanserinin ilk ve en önemli bulgularının elle muayene sırasında tespit edileceğini biliyorlar ve bu bilinirlik her yıl artıyor.

        -Her 30 kadından 1’i meme kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor.

        -Özellikle 18-24 yaş aralığındaki genç kadınların meme kanseri konusunda doktor muayenesine gitmesi geçen yıla göre fark edilir derecede artış göstermiş.

        -Türkiye’de her geçen gün daha fazla genç yaşta kadın bu hastalığa yakalanıyor. 50 yaş altı kadınların meme kanserine yakalanma oranı yüzde 50. Avrupa ve ABD’de ise bu oran yüzde 15.

        -Son yıllarda meme kanserinde erken tanı bilincinin artması ve düzenli taramalar sayesinde, ölüm oranları yarı yarıya azalmış.

        Ece ULUSUM - HABERTÜRK PAZAR

        eulusum@htgazete.com.tr

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ