Seda Zeynep KÖSE / HABERTURK.COM
szk@haberturk.com
instagram/tatildeyimdonucem
7 GÜN 7 ÜLKE "BÜYÜK BALKANLAR &YUNANİSTAN"
Habertürk & Tatilstil.com işbirliğinde başladığımız Balkanlar turumuza Saraybosna ile devam etmek üzere, Sırbistan sınırlarından ayrılarak, yola çıkıyoruz. Sırbistan - Bosna Hersek arasındaki yol boyunca, Drina Nehri harika manzarası ile eşlik edecek sizlere, fotoğraf makinalarınızı hazır tutun, nefis karelere şahit olacaksınız.
DİNAR ALPLERİ
Bosna sınırından geçtikten sonra, rakım yükselmeye başladıkça, bembeyaz bir kar örtüsü ile karşılaşıyorsunuz ve inanın bu çok keyifli. Dinar Alp'lerinde verdiğimiz kısa moladan hepimiz çok mutlu ayrıldık.
SARAYBOSNA
Keyifli bir yolculuk sonrasında Saraybosna'ya varıyoruz. Büyük dramlara sahne olan Bosna, Balkanlar'a kültür başkentliği yapmış, birinci dünya savaşının başladığı yer olarak ayrı öneme sahip bir destinasyon. Başçarşı'dan başlayan turumuza, Hüsrevbey Camii, Katolik Katedrali, Sönmeyen Ateş Anıtı ve Latin Köprüsü ile devam ediyoruz. Bu tur esnasında, dönemin ilk umumi tuvaletini de görüyoruz. Binaların hemen hepsinde savaş izlerini görebilmek mümkün. Hava soğuk olduğundan kendimizi çarşı içindeki kafelerden birine atıyor ve sıcak birşeyler içiyoruz. Burada Türk kahvesi de, demleme çayda içebilirsiniz. Ayrıca Boşnak kahvesi de var. Türk kahvesine benziyor ama ben pek sevmedim.
Hazır karnımızda acıkmışken, Bosna'ya kadar gelip, meşhur kaymaklı köftesinden (cevapi) yememek olmaz diyor ve şehrin en iyi köftecilerinden biri olan Zeljo'da alıyoruz soluğu, boşnak mantısını da deneyebilirsiniz bu arada, biz et tercih ettik. Ardından dayanılmaz tatlı vitrini ile bizi adeta hipnotize eden Cream Shop'a geçtik. Burada trileçe dışında tavsiye edeceğim tat geleneksel bir Boşnak lezzeti “tufahija” olacak.
SAVAŞ TÜNELİ
Bosna'daki otelimizdeki konaklama ve kahvaltının ardından, sabah Savaş Tüneli'ne geçiyoruz. Tüneli gezmeden önce, tünelin yapılış hikayesini anlatan bir video izleyeceksiniz. Duygusal anlara hazır olun.
TREN KÖPRÜSÜ
Saraybosna'ya veda ederken, içimiz burkulmuyor değil. Bir sonraki durağımız Bosna'nın en büyük şehri Mostar olacak. Saraybosna – Mostar arası 125 km. Neretua Nehri'nin eşsiz manzarası ile yol alıyorsunuz. Neretua “Yeşil gözlü kız” anlamına geliyor. Mostar yolunda Tren Köprüsü'nde fotoğraf molası veriyoruz. Bu köprü, Hitler ve ordusu tarafından, Tito ve ordusunun kendilerinin peşinden gelmemeleri için havaya uçurulmuş.
MOSTAR
Mostar'daki ilk durağımız elbette Mostar Köprüsü oluyor. Unesco tarafından dünya mirası listesine alınan tarihi köprü çehresi ile büyülüyor. Neretva Nehri'nden 24 metre yüksekte 30 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğinde olan Mostar Köprüsü, dönemine göre gelişmiş bir teknolojiyle inşa edilmiş. 456 kalıp taş kullanılarak inşa edilen, en az 600 yıllık geçmişe sahip olan Mostar Köprüsü'nün etrafındaki kafelerde kahve için, el yapımı deri çantalardan alın derim.
DUBROVNİK
Dokusu hiç bozulmamış olan Osmanlı Köyü Foçite ve Blagaj Tekkesi ziyaretlerimizin ardından, konaklayacağımız diğer bir lokasyon olan Tribenja'ya varıyoruz. Geceyi buradaki otelimizde geçiriyor ve sabah kahvaltısının ardından, İtalyanca adı Ragusa, şimdiki ve bildiğimiz adıyla Dubrovnik'e gitmek üzere, Hırvatistan'a giriş yapıyoruz.Unesco dünya mirası listesine dahil olan Eski Şehir Meydanı'nda başlıyor Dubrovnik turumuz.Knez Köşkü, St. Vlah Kilisesi, Tarihi çeşme ve Gundulic'in heykeli görülmeye değer yapılar.
İstemeden de olsa Dubrovnik'e veda ederek, Avrupa'nın en genç devleti olan Karadağ'a doğru yola çıkıyoruz. Kotor'a ilerlerken Adriyatik'in olağanüstü manzaralı yollarından geçiyor, haliyle mest oluyoruz. Bu yolu feribotla da geçebilirsiniz. Bu arada Karadağ'ın kendine has 10 kuralı var, rehberiniz size bunları okuyacak, emin olun çok hoşlanacak ve muhtemel kuvvetle Karadağ'da yaşamak isteyeceksiniz :)
KOTOR / KARADAĞ
Kotor'da ilk olarak Eski Şehir'i ziyaret ediyoruz. Aziz Tripun, Tarihi Saat Kulesi ve Nikola Kilisesi şehrin en etkileyici yapıları. Kotor, bence Dubrovnik'in minimalize edilmiş hali. Mevsim nedeniyle çok daha sakin ve dingindi. Yazları adım atacak yer olmadığı düşünüldüğünde, doğru zamanda ziyaret ettiğimizi düşünüyorum.Kotor'da deniz ürünleri yemenizi tavsiye ederim. Balık çorbası ve tüp kalamar şahane.
TİRAN
Kotor'dan ayrılıp, son dönemde Avrupa sosyetesinin gözdesi olan Budva'ya geçiyoruz. Akşam saatleri olduğundan mı bilinmez, ben Budva'yı abartıldığı kadar beğenmedim. Mevsimin de etkisi olabilir, bir de yazın görmek lazım tabii. Budva'dan ayrılırak geceyi geçireceğimiz Bar'a doğru yola çıkıyoruz. Sabah kahvaltısının ardından bu kez Arnavutluk'a geçmek üzere yola çıkıyoruz. Tam 40 yıl boyunca diktatörlükle yönetilmiş olan Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki ilk noktamız olan Ethem Bey Camii'nin ardından, şehirde panoramik bir tur atıyoruz. Tarihi Saat Kulesi, Rahibe Teresa Heykeli, Ulusal Müze, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, İskender Bey Meydanı'nı gördükten sonra, öğle yemeği diyoruz ama aslında trileçe yemek üzere mola veriyoruz.
OHRİ
Tiran'dan ayrılırken, bir sonraki durağımız olan Ohri'ye gideceğim için son derece heyecan doluyum. Balkanlar'da en çok görmek istediğim destinasyonlardan biri olan Ohri'ye tam gün batımında varıyoruz.Zamanlama harika... Ohri Gölü'ndeki tekne turu için en doğru zaman. Muhteşem bir tekne turunun ardından, Ohri Çarşı'sında biraz alışveriş yapıyor, kafelerinde yorgunluk atıyoruz. Ohri incisi ile ünlüdür. İnci alırsanız sertifikasını istemeyi unutmayın. Buradaki turumuz bittikten sonra, otelimize geçiyor, Makedon Gecesi için hazırlanıyoruz.
Sabah kahvaltının hemen ardından, St. Naum Manastırı'na doğru yola çıkıyoruz.16 yy. sonlarında inşa edilen ve o dönem özellikle zihinsel problemi olan hastalara şifa dağıtan manastırın bir bölümü halen konaklama için kullanılıyor. Manastırın içindeki kilisede St. Naum'un mezarı var.Rivayete göre, St. Naum'un mezarının üstüne kulağınızı dayadığınızda, eğer iyi bir insansanız kalp atışını duyabiliyormuşsunuz.Ben denemedim, siz deneyebilirsiniz.Ardından gölette muhteşem bir tekne turu yapıyoruz. Burası saklı bir cennet gibi, inanın orada kalabilirdim, o derece huzurlu. Tekne ücreti kişi başı 2 euro. Şiddetle tavsiye ediyorum.
BİTOLA / MANASTIR
St. Naum'dan sonraki durağımız, Bitola yani Manastır oluyor. Burayı belki Elveda Rumeli dizisinden hatırlarsınız, bazı çekimleri burada yapılmıştı. Bitola'daki şehir turunda Ulu Önder Atatürk'ün okuduğu Askeri Okul İdadi'yi, Kapalı Çarşı ve Saat Kulesi'ni gördükten sonra, Şirok Sokak'ta serbest zamanı değerlendiriyoruz. Bitola'nın şarapları ünlü, aklınızda bulunsun. Manastır'dan sonra uzun bir yol bizi bekliyor. Neopolis yani Yenişehir Kavala'ya doğru hareket ediyoruz.Yine sınır kapılarında bekletildiğimiz için biraz gecikmeli de olsa, Kavala'ya varıyoruz. Kavala'da zengin deniz ürünlerinden oluşan akşam yemeğinin ardından, dönüş yoluna geçiyoruz. Yunan Free Shop'un da yaptığımız alışveriş sonrasında, Türkiye sınırlarına giriyor ve konuklarımızı katılım noktalarında bırakarak, Tatilstil.com ile çıktığımız turumuzun sonuna gelmiş oluyoruz. Bir sonraki seyahat durağımız Orta Avrupa'nın en güzel 3 şehri olacak. Takipte kalın.
Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayın
NEDEN BALKANLAR TURUNA KATILMALISINIZ?
* Ulu Önder Atatürk'ün doğduğu toprakları ve evi görmek için,
* Osmanlı döneminde verilen mücadelenin izlerini görebilmek, tarihimizi çok daha iyi anlayabilmek için,
* Birbirinden lezzetli yöresel tatlar deneyebilmek için,
* Tarihi dokusuyla hayranlık uyandıran, doğal güzellikleri ile büyüleyen destinasyonlar keşfedebilmek için,
TAVSİYELER
* Saraybosna'da Boşnak Kahvesi tadın. Ve önemli bir hatırlatma, Sırbistan'da turistik eşya olarak satılan Çetnik şapkalarından alırsanız, aman bu şapkalarla Bosna sınırlarına girmeyin, ciddi sorun yaşayabilirsiniz.
* Tüm destinasyonlarda euro ile alışveriş yapabileceğiniz noktalar var, eğer 2 gün konaklama yapmayacaksınız, para üstünü o ülkenin para birimi olarak almayın, elinizde kalır.Olabildiğince, bozuk para bulundurun.
* Dubrovnik'ten almanız gerekenlerin başında, girişteki tezgahlarda satılan peynir ve el yapımı reçeller geliyor. Ayrıca, her yerde lavanta satan insanlar göreceksiniz. Es geçmeyin kokusu bir harika. Bu arada Dubrovnik'ten bir lezzet önerisi. Mlinar'ın peynirli strudelini tatmadan dönmeyin.
* Tiran'da Arnavut böreğinin tadına bakın. St. Naum'dan içinde taze fındık ve badem olan ballardan alın.Bazı noktalar Türk lirası bile kabul ediyor.
* Kavala'dan Kavala kurabiyesi alırsanız,limonlu olanı şiddetle tavsiye diyorum, bu arada limon çiçeği reçeli de tavsiyelerimin başında geliyor.
