"Fethullahçı terör örgütü" iddianamesi kabul edildi

HT GAZETE

Anayasaya Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun, aralarında 4 eski Emniyet mensubu ile Turgut Özal Üniversitesi’nde görevli bir doktorun da bulunduğu 7 kişi hakkında “Fetullahçı Terör Örgütü” üyesi oldukları iddiasıyla dava açtı. Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın iddianamesinde, şüphelilerden Seyyit Akşit, Cihan Tümbül, Ömer Aydın ve İbrahim Şimşek’in Emniyet mensubu oldukları, Durak Yiğit’in geçen yıl Emniyet’ten ihraç edildiği, Nebil Ark’ın Turgut Özal Üniversitesi’nde Kulak Burun Boğaz uzmanı olduğu, Kadir İnan’ın ise suç örgütü lideri olduğu belirtildi. İddianamede, İnan dışındaki sanıklar, “silahlı terör örgütü kurup yönetmek ve üyesi olmak”la suçlandı.

‘ZAFİYET ALGISI İÇİN BELGE SIZDIRDILAR’

İddianamede, yapılan bir ihbar sonucunda, Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Bürosu’nda görevli polis Bilal Okumuş’un evinin önündeki sivil otomobilin içerisindeki çelik yelek, çelik levhalar, polis yeleği, şapka, biber gazı, araç içi kamera ve hafıza kartı, navigasyon cihazı gibi malzemelerle birlikte çalındığının anlaşıldığı ifade edildi. Şüphelilerin bu önemli malzemelerin yanı sıra, suç örgütleriyle ilgili gizli belgeleri, kuruma ait telsiz kodlarını, personel bilgilerini, siyasi amaçlar için ve devletin zafiyet içerisinde olduğu algısı yaratmak amacıyla örgüte verdikleri ileri sürüldü.

Savcı Coşkun hazırladığı iddianamede, evindeki aramada “Fetullah Gülen”e ait 2 CD bulunan şüphelilerden Emniyet Müdürü Seyyit Akşit’in, suçunu itiraf ettiği aktarılarak, “Bu iddianamede anlatılan suçların siyasi maksatları hasıl etmek üzere terör amaçlı, örgütlü bir yapı tarafından işlenmiş planlı ve organize bir suçlar bütünü olduğu anlaşılmıştır” denildi.

‘CEMAAT MENSUPLARI DA ALDATILARAK...’

Savcı Coşkun, bu hiyerarşik yapılanmanın, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’ndan gelen raporların incelenmesi sonucunda “Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması” tespitini doğruladığını belirterek şöyle dedi: “Türkiye Cumhuriyeti devletine paralel bir ‘Cemaat Devleti’ oluşturulduğu ve bu örgütün devlet egemenliğini fiilen ele geçirmek için gizli faaliyet yürüttüğü iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada, böyle bir terör örgütünün varlığına ve amacına ilişkin somut deliller elde edilmiştir. Anlatılan suçların uğruna işlendiği, paralel devlet yapılanması olarak kamuoyunda bilinen, terör örgütü olarak değerlendirilen, dini bir cemaatin mensuplarını da aldatarak amacına göre kullanıp yöneten örgütle ilgili genel bir soruşturma yürütülmektedir. Bu terör örgütünün yapılanması, amacı, ideolojik yapısı, hiyerarşik düzeni, mali kaynakları, insan kaynakları ve işlediği suçlar ile ilgili teferruatlı değerlendirme, soruşturmalar bitirilip sorumluları hakkında dava açıldığı zaman yapılacaktır.”

‘HÜKÜMETTEN İNTİKAM ALMA AMAÇLI’

İddianamede, elde edilen bilgi ve belgeler ile şüpheli anlatımlarından, şüphelilerin “Fetullahçı Terör Örgütü’nün hükümeti devirmek üzere giriştiği organize, sistematik, dış destekli, yargı ve Emniyet üzerinden yürütülen operasyonlarının içerisinde olduklarının anlaşıldığı” belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin 61. Hükümeti’nin aldığı kararlarla örgütün etkinliğine yönelik devlet içindeki kadroları pasifize etmek üzere harekete geçtiği, önce İstanbul ve daha sonra da bütün ülke çapında paralel yapının kontrolündeki kadroları pasif görevlere çekerek tedbir aldığı bir ortamda, şüphelilerin mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti paralel yapının mensuplarına mahkûm ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, devlet görevlilerine ders vermek, hükümetten intikam almak, yeni atanan kamu görevlilerinin suç örgütleri karşısında yeterli mücadele veremeyeceğini ortaya koymak, devletin acz ve zayıflığını ispat etmek üzere planlama yaparak harekete geçtikleri anlaşılmıştır.”