Pelin Akil-Anıl Altan çiftinden mutlu aile pozu
Oyuncu Anıl Altan, kızları ve eşi Pelin Akil ile karesini sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaştı. Oyuncunun, "Zamanı durdurabilirsiniz, başka bir isteğim yok" notunu düştüğü paylaşım kısa sürede çok sayıda yorum ve beğeni aldı
Anıl Altan, kendisi gibi oyuncu olan Pelin Akil ile 3 yıllık birlikteliğin ardından 2016 yılında nikah masasına oturmuştu.
Ünlü çiftin ikiz bebekleri Alin ve Lina, geçtiğimiz nisan ayında dünyaya gelmişti.
Annelik ve babalık deneyimlerini takipçileriyle paylaşan çift, sosyal medya hesaplarından ailece çekilen karelerini yayınlamayı da ihmal etmiyor.
Anıl Altan, kızları ve eşi ile bu karesini sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaştı. Oyuncunun, "Zamanı durdurabilirsiniz, başka bir isteğim yok" notunu düştüğü bu paylaşım kısa sürede çok sayıda yorum ve beğeni aldı.
Geçtiğimiz günlerde Altan, babalık deneyimlerini ve baba olmanın sorumluluklarını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile ifade etmişti.
"Bana göre baba olmak, yavrunuzun anne karnına düştüğü haberini aldığınız ilk andan itibaren başlıyor" ifadelerini kullanan Altan, takipçilerine şu tavsiyelerde bulunmuştu:
"BABA OLARAK DÜŞÜNCEMİ PAYLAŞMAK İSTEDİM"
Hamilelikten itibaren bebek büyütme sürecinde aktif rol alan bir baba olarak düşüncemi paylaşmak istedim. Her şeyden önce 'Bebek bakımı anneye aittir', 'Büyüyüp bir ele avuca gelsin o zaman severim', 'Bebek doğuyor, ben artık salonda yatarım' gibi baba yaklaşımlarının doğal karşılanması, her şeyin annenin üstüne yıkılması beni çok şaşırtıyor ve de üzüyor.
"ANNE İÇİN YIPRATICI OLUYOR"
Bunlara diğer annelerden eklenen 'Emiyor mu?', 'Hep ağlıyor, aç o çocuk aç', 'Sütün yetmiyor', 'Mama mı veriyorsun?', 'Bu ne biçim annelik!' yorumları anneyi hem üzüyor hem de annelik yolculuğunu baltalıyor. Özellikle lohusalık döneminde babaların daha çok desteğine, ilgisine, sevgisine, sarıp sarmalamasına ihtiyaç duyan anne için daha da yıpratıcı oluyor her kafadan çıkan asılsız çatlak sesler.
Babanın ebeveynlik yolculuğunda anneyi yalnız bırakması tüm sorumluluğu annenin omuzlarına yüklüyor. 9 ay karnında bebek taşıyan anne yalnız kalıyor, oysa doğumla beraber o da anne olarak doğuyor. Belki bir sürü endişesi ortaya çıkıyor, belki gelen yorumlar strese sokuyor, belki sütü yetmiyor diye üzülüyor.
"HEPSİ GEÇECEK, BEN DE BURADAYIM' DİYEBİLİRİZ"
Tam da bu noktada biz babalar eşlerimizin uyuması, duş alması, yemek yemesi, dinlenmesi veya temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için boşluk yaratabiliriz. Hormonlarının etkisiyle alt üst olan duygularına sarılabiliriz ve 'Hepsi geçecek, ben de buradayım' diyebiliriz.
Şunun altını çizmek isterim; bebeğin gazını çıkartarak, oyun oynayarak, annenin kucağından alıp besleyerek, altını değiştirerek, anneye yardım etmiş olmuyoruz 'babalık' yapmış oluyoruz. Bana göre baba olmak, yavrunuzun anne karnına düştüğü haberini aldığınız ilk andan itibaren başlıyor.
"KENDİNİ SORGULAMAN GEREKİR"
Sizin sonsuza kadar 'evet' dediğiniz aşık olduğunuz, onsuz yapamayacağınız hayat arkadaşınız aracılığıyla sizden bir parça taşıyan bir can geliyor dünyaya. Sevdiğiniz insanı bunca emeğinin arasında umutsuzca yorgun ve yalnız görmekten rahatsızlık duymuyorsan ya da sayende 1 saat daha fazla uyuyabileceğini görmezden geliyorsan ve bir de üstüne ona yöneltilen eleştirilere kalkan olamıyorsan kendini sorgulaman gerekir.
