Dayanışmanın, iyiliğin, birliğin ve güzelliğin birleştiği güzel bir gün.
Yani 1 Mayıs İşçi ve Emekçilerin Bayramı; çalışan, üreten, emek veren, birliğe ve iyiliğe önderlik eden herkesin bayramı kutlu olsun. Özellikle kadınlarımızın, ki öyle zor şartlar ve koşullarda çalışan, zor sektörlerde emek veren, gecesini, gündüzüne katıp evini de ihmal etmeyen, çocuğunu okutan, büyüten, vatanına, milletine hayırlı birer evlat yetiştiren tüm emekçi kadınlarımızın gününü de ayrıca kutluyorum.
Gerçekten bu kadınların hakkı ödenmez. Ki ülkemizde özellikle kadınlarımızın daha da zorlandığı sektörler olduğu malum. Yaşadıkları sıkıntılar aşikar. İşte tüm bu zorlukları aşarak başarılı olan, alın teri ile para kazanan, hatta tek başına çocuk yetiştirmek zorunda kalıp evin hem erkeği, hem kadını olan tüm kadınlarımızın da günü bugün.
Fakat üreten insanların yanı sıra, bir de üretmeden çalışmadan, birilerini tanıyor diye, üstelik başarılı olmadığı halde ile bir yerlere gelmiş ve başkasının ekmek parası ile oynayıp, fitre fesat karıştıran hiç kimsenin de gününü kutlamıyorum. Onların bu bayramı kutlamaya hiç ama hiç hakkı yok. Ki meslek hayatımda çok fazla gördüm bu tiplerden. Eminim her sektörde var ve bitmiyorlar. Onlar yüzünden gerçekten çalışmak zorunda kalan, ihtiyacı olan çok kişi de işsiz. Ve maalesef iş dünyasında bu tiplerden çok fazla. İşte onların hak etmediği bugünü hak edenlerin günü daha da bir kutlu olsun...
***
Yapma Kibariye artık yapma
Bakın tam da bugün çalışan, üreten kadınlardan bahsetmişken yine Kibariye'nin saçma bir açıklaması gündemde. Ne diyor Kibariye eşi Ali Küçükbalçık'ın adının ihanet dedikodularına karışması hakkında; "Her erkek yapar, yapmayan yok. Önemli olan benim düzgün durmam, bana annem böyle öğretti. Ben kocasını, çocuklarını, torununu çok seven bir kadınım!!!"
Pes Kibariye, pes!!!
Yahu senin bu durumlara düşmeye ihtiyacın mı var Allah aşkına. Üstelik küçük yaşlarda çalışmış, üretmiş bir kadınsın.
Kibariye'nin sırf bu mantığı, bu düşüncesi ile ilk eşinden ihanet üstüne ihanete uğradı ve dolandırıldı. İkinci eşinde de ihaneti yaşıyor ve kabulleniyor. Bunu da yıllardır yaptığı açıklamalar ile kendini örnek alanlara duyuruyor.
Pes Kibariye pes ve sus artık...
Kötü, çirkin düşünceni lütfen kendi içinde yaşa. Artık bu çirkin, ilkel, bağnaz düşünceleri duymak istemiyoruz. Ne demek "Erkek aldatır ben susayım bari!"
Yahu sen yıllardır çalışıyorsun, kazanıyorsun, sahnelerde ter döküyorsun. Neden çekmek zorundasın ki!!!
Asla anlamıyorum, anlamakta da zorluk çekiyorum kusura bakmayın...
Zor olan başarmak.
Bakın öyle kadınlar ki, var ki gerçekten zor durumda oldukları için çekiyorlar. Neden;
-Çalışmıyorlar.
-Üretemiyorlar.
-Başka çareleri yok.
Tamam onları anlayabiliyorum. Fakat elinde mesleği olan, kendi ayakları üzerinde duran, sırf "Başımda bir erkek olsun, yalnız olmayayım" mantığı ile erkeğin yaptığı her türlü ihanet, şiddet gibi dayatmalara boyun eğen kadınları anlamıyorum. Allah aşkına yapmayın. Bunu kendinize yapmayın...
***
Maalesef
-Bu ülkede sırf "Sevgilim var", sırf "Kocam var" demek için çekilmez erkeklere tahammül eden.
-Dayak yediği halde susan.
-Şiddet gördüğü halde "Ama beni kıskanıyor çünkü seviyor" diyen.
-Üzerine kuma getirildiği halde susan.
-Aldatıldığını bildiği halde kabul eden.
-"Döver de, sever de" diyen kadın var.
Üzgünüm ama var... Allah onların yar ve yardımcısı olsun... Çünkü işleri çok zor.
***
Sertab'ı anlamak gerek
Hatırlayın yıllar yıllar önce "kök hücre" yaptırdığını ilan edip yüzünün değişimi ile yıllardır gündem ona bir Sertab Erener var. Ve maalesef de yıllardır sırf yüzünün değişimi, estetikleri, yaptırdığı müdahaleleri konuşuyoruz. Ne üzücü ne üzücü.
Oysa ki, biz Sertab Erener'in yıllardır sesini, yorumunu, şarkılarını, Türkiye'ye getirdiği Eurovision birinciliğini, Ricky Martin ile yaptığı düeti konuştuk. Ve keşke de böyle başarılarını konuşmaya devam etseydik.
Yok yıllardır estetiklerini ve yüzünün değişimini konuşuyoruz. Üzülüyorum elbet!!! O muhteşem ses ve yorumdan bahsedemediğimiz için. Onu da anlamaya çalışıyorum ama bence artık güzel bir şarkı yapma zamanı Sertab. Hadi artık...
