Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik 1500 kadar esere söz yazmıştı

        "Baharı bekleyen kumrular gibi, sen de beni bekle sakın unutma... Bir tanrıyı bir de beni sakın unutma...” Bülent Ersoy’u meşhur eden bu şarkının sözlerini henüz 17 yaşında yazmış bir şairdi Ali Tekintüre. 15 Aralık Cuma günü, o da gitti. Akciğer kanseriydi. Kanser olduğunu 2 sene boyunca kimseye söylemedi. Yalnız bırakılmış olmaktan, telif sorununda yol alamamaktan yakınıyordu ama unutulmaktan korktuğu vaki değil... HT Pazar'dan Alihan Mestci'nin haberi...

        1953’te Adıyaman’da başlayan hikâyesinden dizeler çıkarmaya 11 yaşında başladı. 2015’te Evrensel’den Hakan Güngör’e “Son yapılan pop müziklerden film çıkaramazsınız. Ama bizim şarkılarımızdan çok fazla film de çekildi. Romanın küçültülmüş şeklidir arabesk” diyordu. 1500 şiir yazdı. 10 şiir albümü çıkardı. 300 eseri sinema filminde yer aldı. Bunların 25’inin adı, o filmlerin kendisine kondu ya da zaten o filmlerin çekilmesinin bizzat sebebiydiler.

        REKLAM

        ASKERDEN SONRA İMÇ’YE

        İlk başta şiirlerini gazetelere yolluyordu. Hayatının dönüm noktaları nadiren gazetelere konu oldu. Radikal’den Timur Soykan 2000’de yazmıştı: 1973’te askerdeyken Emel Sayın’ın “Tanrım Beni Baştan Yarat”ı söylediğini, şiirlerini ara sıra okuduğu bir asker arkadaşından öğrendi. Şarkı sözü kısmı boş bırakılmıştı. Tekintüre, “Gülmeyecek bu yüzü neden verdin bana ya Rab! Ya birazcık neşe ver, ya beni baştan yarat. Baştan yarat ellerimi, baştan yarat gözlerimi, baştan yaz şu kaderimi, ya Rab beni baştan yarat!” dediğinde 20’sinden küçüktü.

        Askerden sonra İstanbul’a geldi, Kapalıçarşı’da bir kuyumcuda gümüş ve altın işlemeler yaptı. Muhteşem Candan’la İMÇ Plakçılar Çarşısı’nda tanıştı, Elenor Müzik’le ölümüne dek çalıştı. Tanrım Beni Baştan Yarat’ın en mükemmel yorumu Gönül Akkor’undu.

        REKLAM

        İlkokul mezunuydu. 14 sene şampiyon olamayan Galatasaray’ın taraftarıydı. Cebinden bir dolu kâğıt parçası çıkardıktan sonra “Bu kâğıtlardaki kelimeler, konular zaman içinde benim kafamda bitecek. Ben diyeyim 2, sen de 3 yıl sonra” diyordu. “O duyguları yakalamak”tı önemlisi. Duyguları kimse Tekintüre gibi yakalayamadı. Tekintüre’ye göre de kimse Müslüm Gürses gibi söyleyemedi.

        ‘HERKESİN ACISI SEVGİSİ KADAR’

        “Hangimiz düşmedik kara sevdaya, hangimiz sevmedi çılgınlar gibi” patladığında ötekinin derdine, onu öteleyen kitleyi de paydaş etti Tekintüre. “Herkesin acısı, sevgisi kadar”, Spinoza tadındaydı. Bu cümleyi kayda düştüğü ânı unutmamış olsa gerek, “O şarkıdaki o dize benim olduğu için seviniyorum” demişti. Arabeski asilleştiren Ali Tekintüre’ydi, ama o asillerden değildi.

        Müslüm Gürses’in “Aşk Tesadüfleri Sever” albümü, arabesk şarkılarının yerini tutamazdı. Halbuki “baba”nın milyonlarca seveni vardı. Müslüm Gürses, “20-30 bin insan için, kendine daha elit bir çevre bulabilmek için, sosyetik kesime hitap etmek için” bu albümü yapmıştı. Arabesk bu değildi. Tekintüre’ye göre arabeskin kendisinden de adından da kaçılamazdı. Hakan Güngör’e vermişti tarifini: “Bazı şeylere karşı çıkmak için de yazılmış olabilir ama daha çok halin arzıdır arabesk... Hepsinde senaryo var, bir hikâye, bir yaşanmışlık var. Yeni çıkan pop şarkıları dinliyorum; birkaç haftalık, birkaç aylık şarkılar yapılıyor. Bizim şarkılarımız öyle değil, yıllara meydan okuyor...”

        REKLAM

        300’E YAKIN ESERİ ‘HİT OLDU’

        “Seni yakacaklar benim yerime, seni Allah bile affetmeyecek” diye yazmadan evvel Yenikapı Gar Gazinosu’na gidiyordu. İbo’nun sesiyle akıllara kazınan o şiiri yolda bitirmişti. Diğer yüzlercesi gibi... İstanbul’a geldikten sonra İMÇ’nin içindeki banklarda, sözlerinin birçoğunu çok düşük paralara satmıştı. İçinde “dilek taşı” geçmesi kaydıyla gelen bir ısmarlama neticesinde yazmıştı Gülden Karaböcek’in sesinden çıktıktan sonra onu da ayrı bir kıdeme taşıyan o meşhur şarkıyı... Ama ısmarlama yazdığı çok nadirdi.

        Gülden Karaböcek’le hayatımıza katılan “Sürünüyorum”, Bergen’le efsaneleşen “Benim için üzülme”, İbrahim Tatlıses’in 82’de döktürdüğü “Hepsi Geçer”, yine Gönül Akkor’un sesinden bir başka çıkan “İçiyorsam Sebebi Var”, Zeki Müren’in de seslendirdiği “Kaderi Ben mi Yarattım”, pür Ali Tekintüre’ydi. Yavuz Taner’in bestelediği “Gitme”, Müslüm Gürses’in yorumuyla 1987 kışından önce patlamıştı.

        REKLAM

        Sessiz ve içine kapanıktı. Mutlu bir evliliği oldu. 1996’da en yakın dostu, şair Vural Şahin’le 6’ncı blok, 6’ncı katta küçük bir yer açtı. Altı ay sonra dükkândan ayrıldı, çünkü Vural Şahin’in deyimiyle “Ali Tekintüre tek bir mesken tutamazdı”. Yine de İMÇ’den ayrılmadı.

        Tekintüre, nadir röportajlarından birinde “Bundan sonra kolay kolay ne böyle yazanlar gelir, ne de öyle okuyanlar” diyordu. “Artık duygu dünyası değişti; bazı şeyler çok kolay elde edilir oldu. Kolay elde edilen şeylerin kıymeti olmaz...” Kendi deyimiyle bugüne dek 300’e yakın eseri “hit oldu”. Arabeski kültleştiren, baskın kesime dokunduransa o... En son, iki kitap yazmak istediğini söylüyordu: “100 hit eser” ve “100 yeni şiir”... “Vakit ayırıp bir türlü derleme işine girişemedim. Birinin onları bir araya getirmesi gerekecek. Böyle ben de yapmazsam, kalacak...”

        ‘Rock, arabeskin acısını vurguluyor’

        Fairuz Derin Bulut, 2008’de tamamı Ali Tekintüre sözlerinden oluşan “Ali Tekintüre-Arabesk” isimli bir albüm çıkarmıştı. 1996’da müzik hayatına başlayan rock grubunun üyeleri, bu albüm öncesinde Ali Tekintüre’yle beraber çalıştı. Demir Kerem Atay’a göre Tekintüre “18 yaşındaki bir gençten daha açık fikirliydi”. Grubun sert müziğini arabeske uygun bulan Tekintüre “Arabeskte acı vardır, bu sound bu acıyı vurgulamış” demiş.

        REKLAM

        Fazıl Say’a cevabı

        Fazıl Say, 2010’da “Arabesk müzik, arabesk yaşam tarzının betimlemesidir. Aydınlığın, çağdaşlığın ve öncülüğün, sanatçılığın sırtına külfettir. Emek karşıtıdır, duyarsızlıktır ve yaratamamaktır... Ortadoğu işi, 3. sınıf, acındırmaca, tembellik, yeteneksizlik, rant, çamur, muallaklıklar üzerinden yaşar” diyerek bir süre ülke gündemini meşgul etmişti. Bu hakaretamiz yorumları Tekintüre gülümseyerek karşılamıştı, “O iyi bir sanatçı ama dili biraz sert. Böyle konuşmasa daha iyi olur. İyi bir sanatçı olarak kötü işlere karşı olabilir ama bütün arabesk şarkılar kötü değildir” demişti ve eklemişti: “Fazıl Say da eserlerinde hatalar yapabilir ama bu onu kötü sanatçı yapmaz...”

        Bazı eserleri

        ‘Duyar mısın Feryadımı’

        'Kırılsın Ellerim’

        ‘Ağlıyorsam Yaşıyorum’

        Kadehi Şişeyi Kırarım’

        ‘Gidecek Bir Gün’

        'Senden Vazgeçmem’

        ‘Birisi’

        ‘Benim İçin Üzülme’

        'Güldür Yüzümü’

        'Unutamazsın’

        'Bir Kadın Tanıdım’

        ‘Bir Avuç Gökyüzü’

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ