Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Herkesin Gazze'ye dönük bir kara harekatına karşı çıkması gerekir. İsrail'in, Gazze'yi insansız bir toprak parçasına çevirme stratejisi, insan hakları açısından kabul edilemez. Gazzelilerin, Mısır'a sürülmesi gibi bir yaklaşım asla kabul edilemez." dedi.

        Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, günlerdir Gazze'nin bombalanması ve dün hastanenin vurulması sonucu ortaya çıkan vahşet karşısında vatandaşların ve parti teşkilatının, Filistinli mazlumlarla dayanışma için meydanlarda olmasını şükranla karşıladıklarını söyledi.

        Ömer Çelik, İsrail-Filistin çatışmasının durdurulması için Türkiye'nin atabileceği adımlara yönelik vatandaşların tavsiyelerini takip ettiklerini ve değerlendirdiklerini belirtti.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tecrübesi ve insani konudaki hassasiyeti ile çok yönlü, geleceği hesap eden ve politik çözümün bir gün hayata geçmesi perspektifini koruyan diplomasi yürüttüğünü aktaran Çelik, bu kapsamda Türkiye'nin yürüttüğü politikaya zarar verebilecek birtakım eylemlerden sokaklarda kaçınılması gerektiğini ifade etti.

        Çelik, eylemlerde güvenlik güçlerinin zorda kalacağı tabloların ortaya çıkmaması gerektiğinin altını çizerek, "Ülkemizdeki bütün diplomatik misyonlar, hangi devlete ait olursa olsun, bütün konsolosluklar ve büyükelçilikler, ülkemizin güvenilirliğinin teminatı altında misafirimizdirler. O sebeple bu protestoları yaparken herhangi şekilde bir diplomatik misyonun, diplomatik misyon temsilcilerinin, konsoloslukların ya da büyükelçiliklerin fiziki saldırıyla hedef alınmaması gerekir." diye konuştu.

        Gazze'deki insanlık dışı durum ve İsrail bombalamaları karşısında ilk taleplerinin ateşkes ve can kayıplarının önlenmesi olduğunu belirten Çelik, "Arkasından da bir büyük politik çözümün çıkması gerekir. Ateşkes sağlandıktan 2-3 yıl sonra benzer sahnelerin tekrarlanmaması için, her iki taraftan da sivillerin güven içinde yaşayabilmesi için tek yol budur. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Filistin davasıyla ilgili olarak bütün siyasi ömrü boyunca sarf ettiği çaba bu çerçevede olmuştur. Bugün de buna odaklı olarak sürmektedir." ifadelerini kullandı.

        - "Amerika Birleşik Devletleri'nin kuralsızlığa teslim olduğunu görüyoruz"

        Çelik, Amerika Birleşik Devletleri'nin, dünyanın farklı yerlerinde çatışmalar ortaya çıktığında sürekli kurallara dayanan ve işleyen düzen vurgusu yaptığına işaret ederek, şunları kaydetti:

        "Bugünse İsrail saldırganlığı karşısında Amerika Birleşik Devletleri'nin kurallara dayanan ve işleyen düzen mottosunu unuttuğunu ve bu kuralsızlığa teslim olduğunu görüyoruz. Bunun çok vahim sonuçları olabilir. O sebeple herkesin öncelikle Gazze'ye dönük bir kara harekatına karşı çıkması gerekir. İsrail'in, Gazze'yi insansız bir toprak parçasına çevirme stratejisi insan hakları açısından kabul edilemez. Gazzelilerin, Mısır'a sürülmesi gibi bir yaklaşım asla kabul edilemez, insan haklarına aykırıdır, uluslararası hukuka aykırıdır, insani değerlere aykırıdır. Başka birtakım vahim sonuçların ortaya çıkmasına yol açacaktır. O sebeple herkesin, bütün bu meselelerin arkasında aslında modern tarihin en uzun süreli işgalinin olduğunu unutmaması gerekir."

        - "İşgalin sona ermesinden başka bir çare yoktur"

        İsrail'in işgali devam ettiği sürece bu sorunun çözülmeyeceğini vurgulayan Çelik, "İşgalin sona ermesi ve politik çözümün, politik çerçevenin ortaya çıkmasından, bölge ülkelerinin ve başka ülkelerin garantör olmasından başka bir çare yoktur. Uluslararası toplumun bunu sadece bir bölge meselesi değil bütün dünyayı etkileyecek bir mesele olduğunu iyi fark etmesi gerekir." dedi.

        Çelik, İsrail'in Gazze'de sınır kapısı ve hastaneleri bombalayarak insanlara ölümden başka seçenek bırakmadığına dikkati çekerek, "'Kendini savunma hakkı' denilen şeyin çocukları, yaşlıları, sivilleri katleden bir perspektiften başka bir anlamı var mıdır, bunun dışında bir anlam ifade etmekte midir, işgalin sürmesinden başka politik çözüm sunmakta mıdır? Hayır. Dolayısıyla uluslararası toplumun, uluslararası kurallar, insanlık değerleri ve insan hakları çerçevesinde bir irade ortaya koyması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

        - "Nazi bülteni gibi yayın propagandası yapmaktadırlar"

        İsrail'in yaptıklarının "meşru müdafaa hakkı" ile herhangi bir ilgisinin olmadığını ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Yine utanç verici bir konu: Çok prestijli gözüken birtakım Batılı basın yayın organlarının son günlerde yayınladığı, güya bazı hukukçulara sorduğu çalışmalar... 'Ne yapılırsa sivillerin öldürülmesi suç anlamına gelir, hangi müdahale suçtur, hangisi değildir?' gibisinden aslında arka planında İsrail'in sivilleri öldürmesini ve Gazze'yi günlerdir bombalamasını meşrulaştırmaya çalışan maalesef 'Nazi bülteni' gibi yayın propagandası yapmaktadırlar. Bu insanların öldürülmesini meşrulaştırmaya çalışan beyanatların, yayın politikasının 3-4 tane çok önemli, prestijli bilinen yayın organından gelmesi ise maalesef bu zihniyetin nasıl dibe vurduğunu göstermesi bakımından önemlidir."

        Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk andan itibaren Filistinli ve İsrailli sivillerin yaşama hakkını savunan ve tarafları savaş suçları işlememeleri konusunda uyaran yaklaşım içinde olduğunu hatırlatarak, "Cumhurbaşkanımız, ilk andan itibaren devletlere ve İsrail Devleti'ne 'Örgüt gibi hareket etmeyin, devlet aklıyla hareket edin' demişti. Maalesef bu planlı katliamlarla, hastanelerin hedef alınmasıyla kelimelerin bittiği yerde ne devletten ne hukuktan bahsedilmeyecek birtakım yapılar olarak hareket edildiğini görmekteyiz. Orta Doğu'da kalıcı barışın ve istikrarın sağlanması bu meselenin çözümünden geçmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

        - "Modern tarihin en büyük katliamlarından biri olarak tarihe geçmiştir"

        Herkesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya koyduğu barış ve hakkaniyetli çözüm perspektifine destek vermeye davet eden Çelik, saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.

        Çelik, Türkiye'nin ilan edeceği 3 günlük yas ile dayanışmasını en yüksek ve en içten şekilde göstereceğini dile getirerek, "Hangi taraftan olursa olsun tüm sivillerin ölümüne karşıyız ve bu konuda herkesi devlet aklıyla hareket etmeye bir kere daha davet ediyoruz. Dün ortaya konulan bu vahşi eylem modern tarihin en büyük katliamlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Bir kere daha lanetliyoruz." şeklinde konuştu.

        - Sorular

        Ömer Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerinin sorularını da yanıtladı.

        "ABD Hazine Bakanlığının, İsrail-Filistin çatışması sonrası Hamas bağlantılı Gazze, Sudan, Türkiye, Cezayir ve Katar'daki bazı kişileri yaptırım listesine aldığı" hatırlatılan Çelik, şunları kaydetti:

        "Barış mesajları vermesi gerekenlerin her gün savaş ve tehdit mesajları vermesi gördüğünüz gibi, dışımızdaki ülkelerde 70 yaşındaki birinin gidip Filistinli bir çocuğu bıçaklamasına ya da Amerika'da sokaklarda birtakım insanların Filistinlilere saldırmasına yol açan, aslında kendi toplumlarını da zehirleyen bir maalesef zehirli iklim ortaya çıkarmaktadır. Bu tehdit dilinin, sürekli olarak bu katliamlar karşısında sessiz kalma tavrının o ülkelerin kendi iç barışını da zedeleyeceğini açık bir şekilde ifade etmek isterim."

        - "Cumhuriyet kutlamalarının ertelenmesi gibi bir şey söz konusu olmaz"

        Çelik, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, Cumhuriyet'in 100'üncü yılı kutlamaları kapsamında tüm yurtta organize ettiği etkinliklerin ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin soru üzerine Cumhuriyet'in bilhassa kimsesizlerin kimsesi olduğunu söyledi.

        Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılının şan ve şerefle anılacağını belirten Çelik, "Cumhuriyet kutlamalarının ertelenmesi gibi bir şey tabii ki söz konusu olmaz. Nitekim cumhuriyet.gov.tr diye bir internet adresi vardır. Oraya girdiğiniz zaman bütün bu etkinliklerin topluca bir listesi var. Tabii ki bütün faaliyetlerimizi içinde bulunduğumuz ve her gün ekranlardan izlediğimiz insanlık trajedisinin ve durumun hassasiyetlerine göre ayarlıyoruz." diye konuştu.

        Çelik, "Bütün bu olaylara baktığımızda bir kere daha görülmüştür ki iyi ki insanlığın vicdanının sesi olarak Türkiye Cumhuriyeti var. İyi ki Türkiye Cumhuriyeti barışın temsilcisi, barış perspektifinin temsilcisi olarak bu bölgede güçlü bir istikrar adası olarak yoluna devam ediyor. Hep söylüyoruz, 'Cumhuriyet, ilelebet payidar kalacaktır' diye. Bu aynı zamanda insanlığın umudunun ayakta kalması demektir." ifadelerini kullandı.

        - "Kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti, egemen bir devlet olarak atacağı adımları planlıyor"

        İsrail'in, Filistin'e yönelik gün geçtikçe artan saldırıları karşısında, ABD'nin İsrail'i korumak için kullandığı Kürecik radar üssünün kapatılmasının gündeme gelip gelmeyeceğine dair soru üzerine Çelik, "Tabii bir eylem planımız var. Ama dediğim gibi biz birtakım tepkilerin ortaya koyulmasını, ateşkesin sağlanması, politik çözüm çerçevesinin sağlanması çerçevesinde yürütüyoruz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu diplomatik çizgiyi bütün herkesin sahiplenmesi gerektiğini söylüyoruz. Şu anda bahsettiğiniz konularla ilgili sıcak bir gündem söz konusu değil. Biz burada bu mesele çözülsün, ateşkes sağlansın ve hep beraber bu politik çözüme ulaşalım diye uğraşıyoruz. Kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti, egemen bir devlet olarak atacağı adımları planlıyor. Bunların içinde neler vardır? Bu adımlar zaten ortaya çıktığı zaman hep beraber göreceğiz." yanıtını verdi.

        Çelik, "Gazze'deki katliam, normalleşme sürecindeki Türkiye-İsrail ilişkilerinin seyrini nasıl etkiler?" sorusunu "Tabii bir şekilde normalleşme süreci destek verdiğimiz, özen gösterdiğimiz, bölge çıkarları açısından da önemli bulduğumuz bir süreçti. Şimdi tabii önce İsrail'in bir normalleşmesi gerekiyor. Bir an evvel bu ateşkesin sağlanması gerekiyor. Bu ateşkes sağlandıktan sonra bu insanlık dışı eylemlerin hemen durması gerekiyor. O sürece ondan sonrasında bakılır." şeklinde cevapladı.

        - "Türkiye, antisemitizmin olduğu bir ülke değil"

        "İsrail Güvenlik Konseyi, güvenlik riski gerekçesiyle Türkiye'deki vatandaşlarına 'acil dönün' çağrısında bulundu. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, "Türkiye, herhangi bir şekilde antisemitizmin olduğu bir ülke değildir. Biz İsrail'in vahşet eylemlerine nasıl karşı çıkıyorsak, antisemitizme de aynı şekilde karşı çıkıyoruz. Hangi dinden olursa olsun hiçbir insanın burada güvenlik tehlikesi eğer herhangi bir şekilde şüpheli bir durum varsa bunun derhal güvenlik güçlerimizle paylaşılması gerekir. Ama bu son olaylarda da görüldüğü gibi Türkiye, her türlü çatışmadan, şiddetten kaçan, uzak durmaya çalışan insanlar için güvenli bir liman olarak bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.

        Çelik, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Mısır'da düzenlemesi beklenen "Liderler Zirvesi"ne Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılıp katılmayacağına ilişkin soru üzerine, Erdoğan'ın söz konusu toplantıya katılımla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğini söyledi.

        Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Gazze'de hastane gemi ve sahra hastanesi kurulması yönündeki açıklamalarına ilişkin somut gelişmeler olup olmadığıyla ilgili soruya Çelik, "Sağlık Bakanlığımız, Refah Sınır Kapısının yanında birtakım sahra hastaneleri kurulabileceğini ifade etti. Yani Türkiye, bu garanti sağlandıktan sonra bölgeye insani yardım ve sağlık yardımı hizmeti verilmesi konusunda hazırdır. Her türlü insani yardıma hazırdır." cevabını verdi.

        Türkiye'nin bölgeye üç insani yardım uçağı gönderdiğini anımsatan Çelik, bunun daha fazlasını yapmaya da hazır olduklarını kaydetti.

        Çelik, "Sağlık Bakanlığı'mız bu çerçevede bu hastanenin kurulmasından sonra sağlık hizmeti verilmesi için Refah Sınır Kapısı'na yakın bölgelerde, Mısır tarafında sahra hastaneleri kurulması için de hazırlıklarını tamamladı. Önemli olan bunun hayata geçmesi için karşımızdaki muhataplarımızın siyasi iradesinin ortaya çıkması. Türkiye olarak biz hazırız." diye konuştu.

        - "İnsani koridor meselesine öncelikli yer verilmesi gerek"

        "İnsani koridora ilişkin Türkiye'nin çabaları ne durumda?" sorusuna ise Çelik, şu yanıtı verdi:

        "İnsani koridor konusunda güçlü bir şekilde çalışıyoruz. Amerika tarafından da belki de yapılan yegane sağ duyulu açıklama, eğer bunun hala arkasındalarsa, 'Gazze'ye kara harekatı, insani koridor olmadan olmasın' diyorlar. Biz tabii Gazze'ye kara harekatının hiç olmaması gerektiğini değerlendiriyoruz. Ama her halükarda insani koridor meselesine öncelikli olarak yer verilmesi gerekir. Tabii insani koridorun işe yaraması için de bombalamalar devam ederken orayı insansızlaştırma için sadece bir tahliye mekanizması olarak değil, tam tersine bombalamaların sona ermesi, ateşkesin sağlanması ve bununla beraber insani yardımların doğru bir şekilde ulaştırılması için kullanılması gerekir. Çünkü İsrail tarafındaki bazı değerlendirmeler de insani koridoru Gazze'nin insanlardan arındırılması için bir çıkış kapısı olarak değerlendirme şeklinde. Bu da doğru bir yaklaşım olmaz."

        (Bitti)

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler