Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Diplomasi Başbakana Davutoğlu Atina'da konuştu

        Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanistan'ın başkenti Atina'daki Hiltoh Otel'de, Batı Trakya Türkleri ile görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenledi.

        Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras'ın daveti ve Türkiye Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı'nı gerçekleştirmek üzere Atina'yı ziyaret ettiğini belirterek, ziyaret kapsamında ilk olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas ile görüştüğünü söyledi.

        Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Papulyas ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Çok samimi, çok tecrübeli bir devlet adamı. Türk-Yunan ilişkilerinin şu anki durumu ve gelecek perspektifi itibarıyla son derece istifade ettiğimiz güzel görüşme oldu" diye konuştu.

        Daha sonra, Yunan mevkidaşı Samaras ile Dışişleri bakanlarının da katıldığı ikili görüşme gerçekleştirdiğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

        "Bu, iki başbakan olarak Bakü'de, TANAP açılış törenindeki görüşme sonrasında yaptığımız ilk yüz yüze görüşmemiz. Telefonda da birkaç kez görüşmemiz olmuştu. Burada bir taraftan yarın yapacağımız YDİK toplantısının ön hazırlıklarını gözden geçirdik. Ayrıca akşam iş formunda beraber olacağız. Ayrıca Ege, Kıbrıs ve diğer iki ülkeyi doğrudan ilgilendiren konularda da çok samimi çok dostane ve kanaatlerimizin açık yüreklilikle paylaşıldığı hususları ele aldık. Tabii burada yaptığımız görüşmede özellikle Batı Trakya’daki azınlık soydaşlarımızın durumları, iki ülkeyi de ilgilendiren dini özgürlükler ve azınlık hakları konularında da dostane ve geniş kapsamlı istişare imkanı oldu."

        Batı Trakya'dan gelen müftüler, milletvekilleri ve dost ve eşitlik Partisi Başkanı ve diğer temsilcilerle de onların konularını ele aldıkları görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Davutoğlu, bu gece ayrıca Türkiye’den göç etmiş olan Rumlar ile bir araya geleceğini kaydetti.

        "PSİKOLOJİK EŞİK, BÜYÜK ÖLÇÜDE AŞILMIŞ DURUMDA"

        Daha önceki Yunanistan ziyaretinde, Türkiye'den göç etmiş Rumların yaşadığı mahalleyi ziyaret ettiğini anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

        "Güzel hatıralarla ayrılmıştık. Onlarla da yine bütün bu topluluklar gerek Batı Trakya'daki soydaşlarımız, Rodos'daki soydaşlarımız gerekse Türkiye'den göç etmiş Rumlar, hepsi bizim için Türkiye ile Yunanistan arasında dostluk köprüleridir. O anlamda da hatıraları paylaşıyoruz ve iki ülke arasındaki insani ilişkiler bağlamında da bir anlamda insani diplomasiye katkıda bulanan süreçlerdir, bunlar. Güzel olan şu, daha önce belki 10 sene, 15 sene görülmeyecek ortamda, her iki tarafta komşuluk ilişkiler ve ortak kültür değerleri etrafında çok yakın bir ilişki içinde her konuyu ele alabiliyorlar. Psikolojik eşik, büyük ölçüde aşılmış durumda. Bunlar, bizim için gerçekten büyük kazanç. İnşallah biraz sonra iş forumunu gerçekleştireceğiz. Yarın da YDİK toplantısı yaptıktan sonra ülkemize döneceğiz."

        "HEDEFİMİZ MÜZAKERELERİN TEKRAR BAŞLAMASINI SAĞLAMAK"

        Başbakan Davutoğlu, "Samaras ile yaptığınız görüşmede, Kıbrıs'ta müzakerelerinin tekrar başlaması yolunda ileriye doğru bir adım atıldı mı? Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin gerek Mısır gerekse İsrail ile ilişkileri gündeme geldi mi?" sorusu üzerine de Kıbrıs sorununu her zaman olduğu gibi kapsamlı şekilde ele aldıklarını söyledi.

        Türkiye ve Yunanistan'ın Kıbrıs'ın garantör ülkeleri ve Kıbrıs'taki iki toplumla anavatan ilişkisine sahip ülkeler olduğunu belirten Davutoğlu, dolayısıyla Türkiye ile Yunanistan'ın Kıbrıs konusunda ortak perspektife sahip olması, çözüm iradesi göstermesinin, adadaki müzakereleri olumlu etkileyeceğini ifade etti.

        Aksine görüş ayrılıkları bulunduğunda ise bunun da bir yansıması olacağını dile getiren Davutoğlu, "O bakımdan zaten telefon görüşmemde Sayın Samaras ile bütün bu konuları 'yüz yüze görüşelim' derken, özellikle son dönemde Kıbrıs bağlamında ve doğalgaz araştırmaları konusunda ortaya çıkan yeni durumla ilgili bir istişare ihtiyacı vardı" diye konuştu.

        Bunları çok açık yüreklilikle paylaştıklarını belirten Davutoğlu, "Şunu ifade edebilirim: Her iki tarafta da Kıbrıs'ta müzakerenin tekrar çözüm odaklı şekilde başlaması yönünde güçlü bir iradeye sahip. Yine her iki tarafın da ortak görüşü, Kıbrıs etrafındaki doğalgaz kaynakları Kıbrıslıların bütüne aittir ve bu aynı zamanda, bir anlamda Kıbrıs'taki kapsamlı çözüm sürecine de katkı sağlayacak bir imkandır" değerlendirmesinde bulundu.

        Şu aşamada hedeflerinin bu konudaki görüş ayrılıklarını giderip, müzakerelerin tekrar başlamasını sağlamak olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Türkiye olarak bizim kanaatimizi ifade etmek gerekirse ilkesel olarak biz tek taraflı her türlü adımın karşısındayız. Birlikte görüşmek suretiyle her meseleyi çözebiliriz ama sanki Kıbrıs Rum Yönetimi bütün adayı temsil ediyormuş gibi. Yapılacak tek taraflı adımların sürece katkı getireceğini düşünmüyoruz" dedi.

        Yarın görüşmelere devam edeceklerini, bu konuda Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarını görevlendirdiklerini bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

        "Bu gece, yarın da görüşmeler sürecek. Ancak son derece olumlu bir atmosfer olduğunu ifade edebilirim ve bunun bir imkan olduğunu kendisine de söyledim. Öyle bir ortak pozisyon belirleriz ki bundan herkes kazançlı çıkar. Bir taraf, iki taraf, üç taraf, dört taraf değil, bütün taraflar kazançlı çıkar. Ortak olarak çıkarılacak bir doğalgaz Türkiye ile Kıbrıs ve Yunanistan arasında bir barış köprüsü olur. Sayın Samaras ile biz Bakü'de beraberdik ve Hazar'dan, Azerbaycan'dan, Türkiye üzerinden, Yunanistan üzerinden Adriyatik'e uzanacak olan doğalgaz boru hattının büyük bir barış köprüsü olacağını söylemişti. Şimdi aynı şey aslında Doğu Akdeniz için geçerlidir. Kıbrıs'ta iki tarafın da ortak çabalarıyla doğalgazın işletilmesi, birlikte bu konuda karar verilmesi bu kaynakların Türkiye üzerinden zaten interconnecte olan sisteme katılarak, Yunanistan'a bir köprü oluşturur, barış köprüsü oluşturur. O bakımdan bunları pozitif gündemle değerlendirme ihtiyacı var."

        "YUNANİSTAN'IN DA BÖYLE BİR AMACI GÜTMEDİĞİNİ İFADE EDİYOR"

        "Yunanistan'ın Mısır ile ve İsrail ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile değişik düzeylerde yürüttüğü temaslara" ilişkin olarak da Davutoğlu, şu görüşleri bildirdi:

        "Değişik vesilelerle onlar da zikrettiler. Tekrar bu konuyu bir daha ifade ettiler, 'Bunlar Türkiye'ye karşı bir tutum değildir' dediler. Açıkçası biz de her zaman söylediğimiz görüşü teyiden söyledik, Doğu Akdeniz'de kimse dominasyon, bir tek taraflı, iki taraflı, üç taraflı bir egemenlik hattı oluşturma hülyasını, rüyasını taşımamalıdır. Zaten Yunanistan'ın da böyle bir amacı gütmediğini ifade ediyor her vesileyle bugün de ifade ettiler."

        Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'de en uzun sınıra sahip ülke olarak bütün bu konularda her türlü işbirliğine hazır olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ancak tek taraflı, herhangi bir tarafı dışlayan iki, üç taraflı angajmanların da Doğu Akdeniz'de barış getirmeyeceği kanaatinde olduğunu çok dostane, iyi niyetli şekilde paylaştıklarını bildirdi.

        Davutoğlu, bütün görüşmelerinin son derece verimli, gelecek perspektifi olacak şekilde ve samimi şekilde cereyan ettiğini, karşılıklı latifelerle de güzel bir atmosfer olduğunu sözlerine ekledi.

        "9 BAKAN BURADAYIZ"

        Başbakan Davutoğlu, Atina'daki Hilton Otel'de düzenlenen Türk-Yunan İş Forumu'nun kapanışında da konuştu.

        Davutoğlu, konuşmasında, iş forumunun başarılı olması temennisinde bulundu ve Yunan mevkidaşı Samaras’a gösterdiği misafirperverlik dolasıyla teşekkür etti.

        Davutoğlu, şunları kaydetti:

        “Şu anda Atina’da 9 Türk bakan bulunuyor. Ankara’da bu kadar sayıda bakan yok. Atina’daki bakan sayısı Ankara’dan daha fazla. Dolayısıyla burada bir Bakanlar Kurulu toplantısı ayrıca yapabiliriz. Biz 4 sene önce Yunanistan ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizması kurduğumuzda bunu geçici ve bir hevesle başlayan bir süreç gibi görmedik. Türkiye için bu stratejik karardı. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman yine Atina’da dönemin başbakanı Papondreo ile bu süreci başlattıklarında çok açık net stratejik hedef peşindeydik. Bir vizyonumuz vardı. Bu vizyon, iki ülke arasında tarihi köklü ilişkileri, kalıcı dostluk ilişkisine döndürmek, Türkiye ve Yunanistan’ın gerek Doğu Akdeniz’de gerek Ege’de gerekse Balkanlar’da bir barış örneği teşkil edecek en üst düzey ilişkiler seviyesine getirmek, Avrupa’da birlikte çalışmak, dünyada birlikte çalışmak. O sebeple ortak kabine şeklinde gerçekleştirdiğimiz bu sürecin 3. toplantısı dolayısıyla Yunanistan’dayım.”

        Atina ziyaretinin, Başbakanlık görevini üstlendikten sonra yaptığı ilk ziyaretlerden olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

        “Sayın Samaras ile telefon görüşmemizde 'bir an önce görüşelim' dedik. Bakü’de görüştüğümüzde de bu sürecin gecikmemesi konusunda prensip kararı almıştık. Ayrıca G20 Dönem Başkanlığını, 1 Aralık’ta üstlendikten sonra yurt dışına yaptığımız ilk ziyaret. Dolayısıyla Sayın Samaras ile sadece ikili ilişkilerimizin ekonomik boyutunu değil, bölgesel sorunları diğer ikili konuları değil aynı zamanda dünya ekonomisiyle ilgili de intibalarımızı paylaşma imkanı bulduk. 2010 yılında bu süreç başladığından bu yana gelişmelere baktığımızda aslında Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliği konseyinin anlamın daha arttı ve ona duyduğumuz ihtiyaç daha arttı, daha da artarak çeşitlendi çünkü 2010’da, 2008 krizinin hemen üzerinden kısa süre geçmişti ve Dünya ekonomisinde ciddi bir kriz vardı. Hepimizi etkileyen kriz ardı. Şimdi bu kriz, Avrupa bağlamında daha da derinleşerek sürüyor. Türkiye’de Gümrük Birliği üyesi olarak, Avrupa ekonomisinin piyasa anlamında parçası olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyor.”

        "TÜRKİYE-YUNANİSTAN ELE ELE..."

        “En başından şunu ifade etmek isterim: Türkiye ve komşu bir ülke olarak Yunanistan’ın en güçlü ekonomiye sahip olmasına ve Yunanistan istikrarına çok büyük önem vermektedir ve kendi istikrarı, kendi refahı gibi görmektedir. Kesinlikle...” ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

        “Bu işbirliği konseyi vesilesiyle bir kez daha hem dost ve komşu halklar olarak Türk ve Yunan halkına hem de bütün dünyaya şunu ifade etmek isterim: Türkiye-Yunanistan, el ele güçlü bir bölgesel ekonomik alan oluşturmak niyetindedir, güçlü bir Yunanistan istemektedir. Hem iki ülkenin geleceğe dönük perspektifini hem de Avrupa içindeki konumunu güçlendireceğine inanıyoruz. Ekonomilerimiz, Sayın Samaras’ın dediği gibi tamamlayıcılık ilişkisine sahiptir ve Birbirimize yapacağımız katkı ve desteklerle her iki ülke ekonomisinin kalkınması ve refaha erişmesi mümkündür. Bu perspektifle bakıyoruz. 9 bakan arkadaşımız yarın muhataplarıyla daha önce ele aldığımız konuları gözden geçirecekler ve birlikte Sayın Samaras ile eş başkanlık yapacağımız YDİK toplantısında da bunları tek tek ele alacağız.

        Şunu özellikle iş dünyasının temsilcisi siz değerli işadamlarıyla paylaşmak istiyorum; iki ülke arasında ilişkinin gelişmesinin bir doğası vardır. Bu doğa, temelde halklar arasındaki kültürel ilişkilere dayanır, zemin odur. O halkların birbirine hissettiği yakınlıktır, kültürel ilişkilerdir. Üstte ise yöneticilerin vizyonu ve siyasi iradesi vardı arayı dolduracak olan husus ise iş dünyanın performansıdır. Bazı halklar vardır ki çok yakın hissederler birbirine, Türkiye ve Yunanistan gibi. Biraz önce yine kahvelerimizi içerken yaptığımız sohbette ortak birçok kültürel unsuru hemen keşfettik. Altta bu kültürel zemin var. Buraya gelmeden önce yani bu toplantıya hem Batı Trakya’dan Yunanistan’daki Türk kökenli soydaşlarımızla görüştük hem de Türkiye’den Yunanistan’a gerek mübadele gerek daha sonra İstanbul’dan göç ederek gelmiş Rum dostlarımızla görüştük. Orada zikrettim. Şimdi burada da zikretmek istiyorum, eğer iki heyet karşılıklı oturmuyor olsalardı, karışmış olsalardı ve bunları 'Türk ve Yunan diye ayırın' denmiş olsaydı, ayırmak mümkün olmazdı. Bu ortak geçmiş tarihi tecrübe üzerinde yükselen bir ilişkidir. Buradan düşmanlık çıkarmak isteyenler olabilir ama biz Türkiye ve Yunan hükümetleri dokuzar bakanla yarın yapacağımız toplantıda dünyaya bu vesileyle ilan etmiş etiğimiz şey, artık bu iki ülke arasında gerilim ve çıkar çatışması değil işbirliği ve dostluk ilişkisi vardır. Bu siyasi irade yukarıda bizim hükümetler olarak size sunmak durumunda olduğumuz bir çerçevedir.”

        "KİMSE BİR GERİLİM BEKLENTİSİ İÇİNDE OLMASIN"

        Başbakan Davutoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkilerin gelişmesi için iş dünyasına sağlayabilecekleri üç husus bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

        “İki ülke arasında siyasiler ve devlet adamları olarak güven ve istikrarı teyit etmek, birinci şart bu. Büyük bir açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki biraz önce yaptığımız verimli toplantıda da birbirimize o kadar açık, dürüstçe her konuyu paylaştık ki siz iş adamları hiçbir tereddüt göstermeden kısa, orta ve uzun vadede her türlü yatırımı karşılıklı iki ülke olarak yapabilirsiniz. Hiçbir şekilde Türkiye-Yunanistan arasında kimse bir gerilim beklentisi içinde olmasın.

        Orada da Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmede zikrettim, hiç merak etmeyin Atina’da da Ankara’da da artık vizyoner ve barışçıl yönetimler var. Bunlar geleceği birlikte inşa edecekler. Bu çerçevede iş dünyamızın kendilerini rahat hissetmesi, yatırımları ticareti, hele hele turizme karşılıklı gidiş gelişi en üst düzeye getirmesi lazım.”

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ