Dünya Habertürk'ün görüntülerini konuştu!

Umut TÜTÜNCÜ / HT GAZETE

Fransa’daki koşer market saldırısını düzenleyen Amedy Coulibaly’nin aranan militan imam nikâhlı eşi Hayat Boumeddiene’i 2 Ocak’ta Türkiye’ye giriş yaparken gösteren görüntüleri, belli başlı yabancı televizyon kuruluşları Habertürk logosu ile yayınladı. Boumeddiene’i 2 Ocak tarihinde Mehdi Sabry Belhoucine (23) adlı bir Fransız vatandaşı ile birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan giriş yaparken gösteren görüntüleri, Habertürk muhabiri Umut Tütüncü ele geçirmişti.

Görüntüleri yayınlayan kuruluşlar arasında CNN, BBC, Fransız Le Point Gazetesi, Russia NTV, İngiliz Telegraph Gazetesi ve Fransız Nouvel Observateur Gazetesi bulunuyor.

FRANSA BAYRAK KALDIRIP UYARI YAPMADI, HAYAT SURİYE'YE KAÇTI

Türkiye; 7 Ocak’taki Charlie Hebdo katliamının ardından, 9 Ocak’ta, bir marketi basarak 4 kişiyi öldüren, 14 kişiyi rehin alan Amedy Coulibaly’nin ölü ele geçirildiği polis operasyonu sırasında kaçtığı ileri sürülen imam nikâhlı eşi Hayat Boumeddiene’nin izini, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yabancı savaşçıların Suriye ve Irak’a geçerek radikal terör örgütlerine katılmalarını engellemek için kurulan Risk Analiz Merkezi sayesinde buldu.

Oysa Fransa’nın Paris’teki Charlie Hebdo saldırısının ardından uluslararası istihbarat kuralları çerçevesinde “Bayrak kaldırıp” ilgili tüm ülkeleri, isimler kamuoyuna açıklamadan önce uyarması gerekiyordu. Hebdo baskınını gerçekleştiren zanlıların marketi basan Coulibaly ve imam nikâhlı eşi Hayat Boumeddiene ile ilişkileri kayıtlarda yer aldığı için iki isme de daha önce ulaşılabilirdi. Fransa istihbarat paylaşmadığı için Boumeddiene İstanbul Sabiha Gökçen havalimanı’ndan giriş yaptığı Türkiye’den elini kolunu sallayarak ayrıldı.

2 Ocak’ta 23 yaşındaki Fransız vatandaşı Mehdi Sabry Belhoucine ile birlikte Madrid’den İstanbul’a gelen Boumeddiene, uluslararası anlaşmalar ve istihbarat işleyişi çerçevesinde Türkiye’ye bildirilen “şüpheliler listesinde” ismi bulunmadığı için rahatça Türkiye’ye girdi.

Uzun süredir Fransız istihbaratının takibinde olduğu ortaya çıkan Boumeddiene ile Belhoucıne o gece Cezayir kimlikleri ile kaldıkları Kadıköy’deki otelden 3 Ocak’ta ayrıldı. İkili 9 Ocak tarihli dönüş biletleri olmasına rağmen Madrid uçağına binmedi.

9 Ocak’ta gerçekleştirdiği kanlı market baskını sonrası Coulibaly’nin ve polis operasyonu sırasında markettten kaçtığı ileri sürülen Boumeddiene’in adının açıklanmasının ardından Türkiye de harekete geçti, Emniyet Genel Müdürlüğü inceleme başlattı. Bu arada Fransız istihbaratı bu aşamada da “bayrak” kaldırmadı.

Ancak isimleri inceleyen Risk Analiz Merkezi, girişi sırasında şüphelenerek takibe aldığı Boumeddiene’in Türkiye’de olabileceğini acil koduyla Fransız İstihbaratı’na iletti. Polis Kadıköy’deki otele giderek ikiliye ilişkin tüm bilgi ve görüntüleri topladı. Detaylar Fransa ile de paylaşıldı.

TELEFONU TAKİBE ALINDI

Fransız istihbaratından gelen bilgiler üzerine Boumeddiene’nin telefonu takibe alındı ve baz istasyonu kayıtlarından Boumeddiene’nin 4 Ocak’ta Şanlıurfa’ya gittiği belirlendi. Telefondan 8 Ocak’ta gelen son sinyal ise Akçakale’yi işaret ediyordu. MİT elde edilen bu bilgileri ve ikilinin Türkiye’ye girişlerinde çekilen fotoğraflarını da Fransız istihbaratı ile anında paylaştı.

BAYRAK KALDIRMA

Flagging: İşaret etme, dikkat çekme anlamına geliyor. İstihbaratta bayrak kaldırma olarak kullanılıyor. İlgili ülke, istihbarat ağı üzerinden ikili anlaşmalar çerçevesinde diğer ülkeleri acil uyarıyor.

‘PAYLAŞIMDA SIKINTI VAR’

HABERTÜRK’e konuşan üst düzey bir istihbarat görevlisi, istihbarat paylaşımının zamanlamasına dikkat çekerek şu bilgileri verdi:

“Hayat Boumeddienne ve beraberindeki kişinin isimleri Fransa’da bulunmasına rağmen istihbarat havuzundaki şüpheli kişiler listesinde yer almıyor. Türkiye’ye geldiği ülke İspanya. Fransa’nın İspanya’ya da bilgi vermediği anlaşılıyor. Avrupa ülkelerinin kendi aralarında istihbarat paylaşımında ve bunun Türkiye gibi ilgili ülkelerle de paylaşımında sıkıntı var. Türkiye yabancı savaşçıların geçişi konusunda sürekli olarak Avrupa ülkeleri tarafından suçlanıyor. Ama bunun hiçbir gerçekliliği yok.”

“Saldırıdan sonra isimleri basından öğrendik” diyen istihbarat yetkilisi şöyle konuştu: “Eğer saldırı sonrasında bilgi verilseydi Hayat’ı yakalamış olabilirdik. Burada sınır güvenliği tartışılabilir ama bu da haksız olur. Suriye ile 900 kilometrenin üzerinde bir sınırımız var. ABD bile kendi sınırını koruyamıyor. En önemli olan konu şüpheli kişilerin ülkelerinden çıkışlarına izin verilmemesi ya da bilgi verilmesi.”