Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Çavuşoğlu: PKK neyse PYD, YPG ve DEAŞ da odur

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8'inci Büyükelçiler Konferansı'nın açılış konuşmasını yaptı. Çavuşoğlu, "DEAŞ'ı Türkiye'ye, bölgeye ve insanlığa karşı bir tehdit olarak görüyoruz. Terörizmle mücadele konusundaki kararlı tutumumuzu sürdürüyoruz. Bizim için iyi terörist kötü terörist yoktur. PKK, DHKP-C, El Kaide ve El Nusra neyse PYD, YPG ve DEAŞ da odur" dedi.

        Dışişleri Bakanlığı'nın merkez teşkilatında ve yurt dışında görev yapan büyükelçilerin katılımıyla Ankara JW Marriott Otel'de 8'incisi düzenlenen Büyükelçiler Konferansı, Bakan Çavuşoğlu'nun açılış konuşmasıyla başladı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun başkanlığında yapılan ve 'Kriz Yönetimi: İnsani Çözümler' temalı konferansa Dışişleri Bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun yanı sıra Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, AK Parti Erzurum Milletvekili Recep Akdağ, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile Musul eski Başkonsolosu ve CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz da katıldı.

        Büyükelçiler Konferansı'nın açılış konuşmasında uluslararası göç ve mülteci sorununa değinen Çavuşoğlu, "Bugün Suriye'de yaşanan olaylar 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana karşılaştığımız belki de en büyük felakettir. Ne yazık ki uluslararası toplum göç krizi konusundaki uyarılarımızı çok geç duydu. Pek çok ülke Aylan bebeğin minik bedeninin sahillerimize vurmasından ve göçmenlerin dalga dalga kendi kapılarına dayanmasından sonra işin ciddiyetini anladı. Biz Suriye'deki zulümden kaçan herkese hiçbir dini ve etnik ayrımcılık yapmaksızın kapılarımızı açtık" diye konuştu.

        "ESAD BİZİ DİNLEMEDİ"

        Türkiye'nin Suriye politikasına yönelik eleştirilere yanıt veren Çavuşoğlu, yapıcı eleştirilere her zaman açık olduklarını anlatırken, şöyle konuştu:

        "Bazı hususların iyi bilinmesi gerekiyor. Biz ilk günden itibaren Suriye rejimine gerekli telkinleri her düzeyde yaptık. Reform yapması gerektiğini anlattık kendisine ancak Esad bizi dinlemedi. Kendi halkını ağır silahlarla katletmeye başladı. Biz de hassas olan her ülke gibi tavrımızı açıkça ortaya koyduk. Başka ne yapacaktık? Oturup yaşananlara seyirci mi kalsaydık? Katliamları, kimyasal silah kullanılmasını, varil bombalarını görmezden mi gelseydik? Vicdanlara sığmayan bu vahşet karşısında sabrımızın da elbette bir sınırı olacaktı. Komşumuzda başlayan bir yangının ülkemizin istikrar ve huzuruna zarar vermemesi mümkün mü? Bu çerçevede inisiyatif ve sorumluluk aldık."

        "ESAD'IN SURİYE'NİN GELECEĞİNDE YERİ OLMADIĞINI ARTIK HERKES GÖRMELİ"

        Suriye'nin geleceğinde muhalefetin söz sahibi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Suriye halkının çoğunluğunu temsil eden muhalefetin yanında olduk. Bu bir sır değildir. Bugün bu muhalefet Suriye'nin geleceğinde söz sahibidir. Viyana süreci muhalefetin merkezinde yer aldığı siyasi çabalara ivme kazandırdı. Biz de bu çerçevede yapılan toplantılara katkı sağlamaya devam edeceğiz. Tüm toplantılarda muhalefete kulak verilmesi gerektiğini, ateşkes ilan edilecekse bunun siyasi bir perspektife bağlanması gerektiğini vurguluyoruz. Kendi halkı nezdinde hiçbir meşruiyeti kalmayan Esad'ın Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığını artık herkes görmelidir" açıklamasında bulundu.

        "ESAD'IN SAHNEDEN ÇEKİLMESİ GEREK"

        Suriye'de geçiş hükümetinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın olmayacağı bir yönetimi işaret etti. Çavuşoğlu, bütün muhataplarını uyardıklarını anlatırken, "Muhalefet üzerine düşeni yapmış, kendisini göstermiştir. Şimdi gözler rejimdedir. Viyana sürecine göre rejimin de bir an evvel müzakere heyetini belirlemesi gerekiyor. Suriye'de barış ve istikrarın temini ancak halkın iradesini doğrudan ortaya koyabileceği hür ve adil seçimlerin yapılmasıyla mümkündür. Bunun için de tam yetkili bir geçiş hükümetinin hayata geçirilmesi ve muhalefetin de vurguladığı gibi Esad'ın sahneden çekilmesi gerekiyor" dedi.

        "DEAŞ'I TÜRKİYE'YE KARŞI BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜYORUZ"

        Son dönemde artan terör olaylarına değinen Çavuşoğlu, terör örgütlerine yönelik eleştiriler getirdiği konuşmasında şunları kaydetti:

        "Terörün yarattığı acıyı ve tahribatı en iyi biz anlarız. DEAŞ'ı Türkiye'ye, bölgeye ve insanlığa karşı bir tehdit olarak görüyoruz. İnsanlığın düşmanı olarak görüyoruz. Bu terör örgütüyle kararlı şekilde mücadele ediyoruz. Suriye ve Irak'taki terörist gruplara katılmayı planlayan yabancıların geçişlerini engellemek amacıyla gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Terörizmle mücadele konusundaki kararlı tutumumuzu sürdürüyoruz. Bizim için iyi terörist kötü terörist yoktur. PKK, DHKP-C, El Kaide ve El Nusra neyse PYD, YPG ve DEAŞ da odur. Hiç farkı yoktur."

        "SÜNNİ KESİM IRAK GÜVENLİK GÜÇLERİNE GÜVENMİYOR"

        Türk askerinin Musul'daki varlığına ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

        "Başika Kampı'ndaki varlığımız da terörle mücadele çabalarımız kapsamında attığımız adımlardan biridir. Irak'ta DEAŞ'a karşı mücadele etmek isteyen bu iradeye sahip kesimlerin askeri ve siyasi bakımdan yeterince destek almadığı açıktır. Yapılan askeri yardımların önemli bir bölümü ne yazık ki bir başka ülkenin güdümündeki Şii milislere gidiyor. Önceki Irak hükümetinin mezhepçi uygulamaları sonucunda özellikle Sünni kesim Irak güvenlik güçlerine güvenmiyor. Hatta onları işgalci güç olarak görüyor. Bunun için 2015 Mart ayından itibaren Musul yakınlarındaki Başika Bölgesi'nde ulusal muhafızları eğitmeye başladık. Bu projeyi Musul Valisi'nin talebi ve Irak makamlarının bilgisi dahilinde gerçekleştirdiğimizi hatırlatmak isterim."

        Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, son dönemde Başika kampının güvenliğinin ciddi bir risk altına girdiğini, bu tehdide karşı Aralık ayı başında Başika'da eğitim için bulunan askerlerimizi korumak amacıyla bir intikal gerçekleştirdiklerini söyledi. Dışişleri Bakanı, "Bir Musul olayı daha yaşamayı göze alamazdık. Araziden aldığımız istihbari ve net bilgiler bu yöndeydi. DEAŞ'ın bu kampa saldıracağı yönündeydi. Bu sevkiyat üçüncü ülkelerin kışkırttığı abartılı haberlerin de etkisiyle Bağdat'ta hassasiyet yarattı. Irak bizim en önemli komşularımızdan birisidir. Biz Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyuyoruz" diye konuştu.

        "RUSYA YÖNETİMİNİ AKLISELİME DAVET ETMEYİ SÜRDÜRÜYORUZ"

        Rusya ile 24 Kasım 2015 tarihinde Rus uçağının düşürülmesinin ardından yaşanan jet krizine değinen Çavuşoğlu, Rusya'yı aklıselime davet etti. Çavuşoğlu, "Bu olayda hava sahamızın ihlal edilmesi nedeniyle angajman kurallarımız uygulanmıştır. Gelinen noktada Rus makamlarının aşırı tepkilerine rağmen gerilimi artıran taraf olmadık. Soğukkanlı ve itidalli bir tutum izledik. Rusya yönetimini aklıselime davet etmeyi sürdürüyoruz. Diğer taraftan Rusya'nın aldığı kararlar sebebiyle zarara uğrayan şirketlerimizin ve vatandaşlarımızın durumuyla çok yakından ilgileniyoruz. Karşı tedbirlerimizi alıyoruz" ifadelerini kullandı.

        "HENÜZ BİR MUTABAKATA VARILMIŞ DEĞİL"

        Türkiye-İsrail görüşmelerine ilişkin konuşan Çavuşoğlu, İsrail'le henüz bir mutabakata varılmadığını söyledi. Çavuşoğlu, "İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesi için görüşmeler devam ediyor. Bunu saklamıyoruz. Bizim İsrail'den 3 talebimiz vardı. Türkiye'den özür dilenmesi talebi karşılandı. Tazminat ödenmesi ve Gazze'deki ambargonun kaldırılması yerine getirilmesini beklediğimiz diğer 2 talebimizdir. Bu konularda henüz bir mutabakata varılmış değildir" dedi.

        "BÖLGENİN YENİ ÇATIŞMALARA DEĞİL UZLAŞIYA İHTİYACI VAR"

        Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan gerilime değinen Çavuşoğlu, bölgenin yeni çatışmalara değil uzlaşmaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, "Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde yaşanan gerilim bölgemizdeki mevcut sorunları daha da derinleştirecek bir potansiyel taşıyor. Bunun için sağduyuyla hareket edilmesi, diplomatik kanalların sonuna kadar açık olması gerekiyor. Bölgenin yeni çatışmalara değil uzlaşı ve işbirliğine ihtiyacı var. Ülkemiz iki ülke arasındaki sorunların giderilmesi için her türlü gayreti göstermeye hazırdır" açıklamasında bulundu.

        "BAZI ADAYLARIN AÇIKLAMALARINDAN RAHATSIZLIK DUYUYORUZ"

        ABD'de Kasım 2016'da gerçekleşecek başkanlık seçimini hatırlatan Çavuşoğlu, isim vermeden ABD'nin cumhuriyetçi başkan aday adayı Donald Trump'ın seçim konuşmalarındaki İslam karşıtı söylemlerini eleştirdi. Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "2016 ABD için seçim yılı olacak. Bazı adayların İslam karşıtlığını körükleyen ve Müslümanları hedef alan açıklamalarından rahatsızlık duyuyoruz. İslamofobi, İslam karşıtlığı illetinin Avrupa'dan ABD'ye sıçramasını istemiyoruz. Bu vesileyle bu partilere ve hükümetlere seslenmek istiyorum. Terör, ırkçılık, ayrımcılık ve her türlü hoşgörüsüzlükle mücadele için Avrupa'nın temel değerlerini her zamankinden daha güçlü savunmalısınız. Aksi takdirde 2'nci Dünya Savaşı öncesi tabloya dönebiliriz."

        Türkiye-AB ilişkilerinin önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, konuşmasında şöyle unları kaydetti: "Türkiye-AB ilişkileri kısa vadeli, acil planlarla değil; sağlam, tutarlı ve uzun vadeli bir vizyonla yürütülmelidir. AB'nin Türkiye'ye dün de ihtiyacı vardı. Bugün de ihtiyacı var, yarın da olacak. AB'nin bizimle olan ilişkisine günü birlik bakmaması lazım. Brüksel'de gerçekleştirdiğimiz Türkiye-AB Zirvesi ilişkilerimizin canlandırılması bakımından önemli bir dönüm noktası oldu. 17'nci fasıl açıldı, diğer fasıllarda da çalışmalar başlatıldı. Vize serbestisini Ekim 2016'da hayata geçirmek için hep birlikte gayret sarf ediyoruz."

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yurt dışında Türkiye aleyhindeki deşifre ettikleri her kirli planın arkasında sürekli paralel yapıyı gördüklerini anlatırken sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de kaos çıkarmaya çalışan paralel yapıya özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Milli Güvenlik Kurulumuz bu örgütü legal görünümlü illegal yapı olarak tanımladı. Milletimizin samimi duygularını istismar ederek, parasını ve inancını sömürmeye çalışan bu yapı ülkemizin birliğine dirliğine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu yapının hedef aldığı önemli alanlardan birisi de dış politikamız olmuştur. Yurt dışında ülkemiz aleyhine hangi kirli planı deşifre etsek arkasında hep paralel yapıyı gördük. Bakanlık olarak paralel yapıyla mücadelede çok önemli adımlar attık, atmayı da sürdüreceğiz. Bu konudaki tavrımız, talimatımız açık ve nettir."

        DHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ