Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Asya-Pasifik Arakan nerede, hangi ülkede? Arakan Müslümanları neden katlediliyor? Arakan son durum

        Son zamanlarda Müslümanlar üzerindeki şiddetin arttığı, Burma adıyla da bilinen Myanmar, Güneydoğu Asya'nın en büyük ikinci ülkesidir. Müslümanlar'ın zülme uğradığı Arakan ise, Myanmar'ın 7 eyaletinden biri. Çoğu krallığa ev sahipliği yapan eyalette, zulüm ve sürgünler nedeniyle nüfus da giderek azalmakta... 52 milyonluk ülkenin yüzde 89’u Budistlerden oluşuyor, Müslümanların oranı ise yüzde 4 civarında.

        Harita

        ROHİNGYA MÜSLÜMANLARI KİMDİR?

        Arakan nüfusunun çoğunluğu, Rohingya Müslümanları ile Budist Rakhineler'den oluşmakta... 950 yıl önce Pagan bir Krallık kurulan Myanmar'a, Hindistan ve Çin'e yakın olması nedeniyle Budizm gelmişti. Bengal Körfezi'nde batan bir gemiden kurtulan Müslüman tüccarlar vasıtasıyla islamiyetin yayıldığı bölgede, 1430 yılında Arakan İslam Devleti kurulmuş, ilk sultanı da Süleyman Şah olmuştu. Uzun yıllar Avrupa ülkeleriyle ticaretin sürdürüldüğü Arakan ekonomik bakımdan oldukça güçlenmişti. Daha sonra İngiltere bölgeye girmiş, bir müddet sonra da yönetimi Burma Sultanlığı'na bırakmıştı. Siyasi iktidarı kaybeden Müslümanlar, Budist krallık tarafından yönetildi, bununla birlikte şiddet olayları da artmaya başladı. Budistler, askerlerden aldıkları destekle Müslümanları katliama girişti.

        KATLİAMLAR NASIL BAŞLADI?

        1942 yılında gerçekleşen ilk katliamda 150 bin Müslüman'ın öldüğü tahmin ediliyor.

        1885’ten sonra İngiltere işgal ordusu altında yaşayan, 1948’de bağımsızlığını kazanan Burma, 1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win'in yönetimine geçmesiyle, sosyalist tek partili sivil-askeri yönetim 1989’da ülkenin adını Myanmar Birliği Cumhuriyeti olarak değiştirir. General Ne Win, Arakanlı Müslümanları yok etmek için devletin tüm imkanları kullandı. Başkanlık süresi boyunca, 20 bin kadar Müslüman öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi, evler, camiler, okullar yıkıldı. 1984 yılında da, Arakanlı Müslümanlar'ı tanımadıklarını açıkladılar. 1992 yılında 200 bin kişi Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı. Bundan sonra artarak devam eden şiddet eylemleri, Arakan Müslümanlarını ülkeden kaçarak başka ülkelere sığınmaya itti. Ancak, bu süreçte de deniz yolunda sayıları bile bilinmeyecek kadar çok kayıp verildi, sığındıkları ülkelerin ekonomik durumlarının kötü olması barınma sorununu ortaya çıkardı.

        969 HAREKETİ NEDİR?

        "Buda'nın oğlu" iddiasıyla da destek gören aşırılıkçı Budist rahip Aşin Wirathu önderliğinde kurulan "969 Hareketi", Budist kültürünü korumak için ve Müslümanların kendileri hakkında büyük planları olduğu, bunu engellemek gerektiği iddiasıyla bu hareketi başlattıklarını söylüyorlar. Wirathu dünyadaki terör olaylarının kaynağının da Müslümanlar olduğunu iddia ediyor.

        Bir Müslümanın bir Budiste karşı işlediği her türlü bireysel suç, orantısız bir biçimde bütün Müslümanlara yönelik katliamlara neden oluyor. Ayrıca Müslüman halkın evlilik, iş, okul hayatı gibi konularda da özgürlükleri kısıtlanmış durumda. 135 etnik grubun olduğu Myanmar'da, hükümet Rohingya Müslümanlarını reddederek, hiçbir sosyal hak tanımıyor ve aslında Rohingya Müslümanlarının İngiliz sömürgesi döneminde Bengladeş’ten getirilen Bengalliler oldukları konusunda ısrar ediyor.

        25 Ağustos'tan bu yana Myanmar'da meydana gelen şiddet olaylarında 400 Arakanlı Müslüman hayatını kaybetti.

        ANG SAN SUU Çİİ'NİN MYANMAR'DAKİ ROLÜ NEYDİ?

        Myanmar’ın Nobel Barış Ödülü bulunan lideri Ang San Suu Çii, Arakanlı Müslümanların öldürüldüğü, işkence gördüğü yönündeki iddiaları defalarca reddetmiş, ölü sayısını da 20 civarı olarak açıklamıştı.

        1989 yılında İngiltere ve Amerika arasında gidip gelen Suu Çii'nin ev hapsinden sonra 1988 yılında Myanmara'a giriş yapmasına izin verilir. 1989'da ise “yabancı ülkeler adına casusluk faaliyeti ve ülkede birliği sağlamak yerine yabancı çıkarlar uğruna siyasi fitne çıkarmak” suçlamasıyla ev hapsine alınır, suçlamaları ise kabul etmez. 1995’te ev hapsinden çıkarılan Lady Suu Çii'nin2000’de tekrar ev hapsine mahkûm edilir. 2002'de yeniden serbest bırakılır. Bundan sonra Myanmar sokaklarında hükümet yanlıları ile Lady Suu Çii’nin taraftarları arasında şiddetli çatışmalar yaşanır, yeniden ev hapsine alınır. Yabancı vatandaşla evli, hapis cezası almış kişilerin seçimlere katılımı yasakken, 2012 yılında seçimlere katılmasına izin verilir. Batılı devletlerin desteğini alan Suu Çii, 2015 yılında 'Devlet Şansölyesi ünvanını elde eder.

        SON DÖNEMDE ARAKAN'DA NELER YAŞANIYOR?

        En az 17 yerleşim yerinde 2 bin 625 ev yakıldı. Kaçan Müslümanlardan büyük bölümü dağlarda ve Bangladeş sınırındaki çamurlu arazide yaşam savaşı veriyor. Bangladeş'e 87 bin Arakanlı ulaştı. Avrupa Rohingya Konseyi (ERC), Arakanlı Müslümanların ordu tarafından dağlık bölgelere sürüldüğünü duyurdu. Ordunun engellemesi yüzünden Arakanlı Müslümanlar, 3 gündür dağlarda sıkışıp kaldı. Teknelerin batması sonucu son 3 günde ölenlerin sayısının 46’ya ulaştığı bildiriliyor. Ölenlerden 19’u çocuk, 18’i ise kadın... Birleşmiş Milletler verilerine göre, son 1 haftada sınırı geçenlerin sayısı 58 bin 600’e ulaştı. Sınırdan alınmayanlar ise Naf Nehri ile sınır arasındaki dar bölgede bekliyor. Aşırı yağış nedeniyle bu bölge çamur içinde ve insani yardım ulaştırılamıyor. Arakanlı Müslümanların boşalttığı köylerde resmi rakamlara göre, 25 Ağustos’tan beri 2 bin 625 ev yakıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Arakan’ın Rathidaung kentine bağlı Chein Khar Li adlı Müslüman köyünün yüzde 99’unun yakıldığını, kalanının ise yerle bir edildiğini anlattı.

        Arakan'ın Maungdaw kentine bağlı Maung Na Ma, Waprang, Mazawr Fara, Shil Khali köylerinin ordu ve Budist milliyetçilerce dün akşam saatlerinde ateşe verildiğine dair görüntü ve fotoğraflar sosyal medya üzerinden yayınlandı.

        BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'İN ARAKAN İÇİN TUTUMU NEDİR?

        BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Myanmar güvenlik güçlerinin uyguladığı “aşırılıktan” derin endişe duyduğunu belirterek, “İnsani felakete karşı itidal çağrısında” bulundu. Dünya Gıda Programı (WFP) şiddet olaylarının artması üzerine Myanmar’ın Rohingya bölgesine gıda yardımlarını durdurmak zorunda kaldığını açıkladı. Bölgedeki yardım örgütleri, Myanmar yönetimince “Rohingyalı teröristleri beslemek” ile suçlanıyor. Bölgede 120 binden fazla insan, insani yardımlarla ayakta kalıyordu.

        Myanmar hükümetinin uluslararası kuruluşlara bölgeye giriş izni vermemesi nedeniyle ölü sayısı saptanamıyor.

        ARAKAN'A YARDIMLAR ENGELLENİYOR

        Myanmar hükümeti, Arakan eyaletinin kuzeyinde ordu ve Budist milliyetçilerin saldırısı altındaki bölgelerde Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası yardım kuruluşlarının faaliyet göstermesine izin vermiyor.

        Myanmar'daki BM Yerleşik Koordinatörlüğü Ofisince The Guardian'a yapılan açıklamada, söz konusu bölgelerde gıda, su ve tıbbi malzeme gibi hayati yardımların askıya alındığı belirtilerek, "Buradaki güvenlik durumları ve hükümetin saha ziyaretleri bizi yardımları dağıtamaz hale getirdi.BM, en yakında zamanda insani yardım faaliyetlerine yeniden başlamak için yetkililerle iletişim halinde." ifadeleri yer aldı.

        Myanmar'daki BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü Pierre Peron da yaptığı açıklamada, "İnsani yardım kuruluşları, Arakan'ın kuzeyinde devam eden şiddet olaylarından etkilenen binlerce insanın akıbeti hakkında derin endişe duyuyor. İnsani yardım, normalde çaresiz insanlara iyi niyet çerçevesinde ulaştırılıyordu çünkü buradaki insanlar bu yardımlara muhtaç. Arakan'da çaresiz durumdaki tüm sivillerin iyiliği için insani yardımın devam ettirilmesine yönelik bir an önce önlem alınmalıdır." diye konuştu.

        Ayrıca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), BM Nüfus Fonu (UNFPA) ve BM Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF), BM kuruluşlarının yanı sıra Oxfam, Save the Children (Çocukları Kurtarın Vakfı) gibi uluslararası yardım kuruluşları da bir haftadan uzun süredir Arakan'ın kuzeyindeki saha çalışmalarını yapamadığı, bu durumun da bölgedeki insanlar açısından hayati tehlike oluşturduğu ifade edildi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ