'Serbest bırakırsanız bu otomobil çok daha fazlasını verir'

Fatih ALTAYLI-HT GAZETE

Ekonomi müdürüm Yavuz Barlas yazdıklarımı beğenince “Yine yaz abi” dedi. “Ne yazayım” diye sordum. “Otomobil motomobil, saat maat. Ne seviyorsan onu yaz” dedi. Yavuz Barlas istediği sürece, ben de burada otomobil motomobil ne seviyorsam yazacağım. Şansa bakın ki, bir süre önce Mercedes’in yeni Coupe’sini denemiştim. Bari onunla başlayayım. Herhalde duymuşsunuzdur, Mercedes Benz en büyük coupe otomobili olan CL serisini sonlandırmaya ve bundan böyle büyük coupe otomobillerini Klasse Coupe olarak isimlendirmeye karar verdi. Yıllar önce SEC, son yıllarda ise CL diye piyasaya çıkan bu otomobiller artık Coupe olarak satılacak. Sağolsunlar bana da bir tane 500 Coupe yolladılar “Bir dene bakalım” diye. Şunu söyleyerek başlayayım, benim sevdiğim her otomobile “Bu ne be!” anlamında bir bakış fırlatan ve tiksinti dolu bir yüz ifadesi takınan eşim belki de ilk kez “Ooo, ne güzelmiş” dedi Coupe’yi görünce. Doğrusu çok şaşırdım. “Hasta mısın?” diye sordum. “Asıl sen hastasın. O eğri büğrü, acayip gürültülü otomobillerden sonra bu gayet şık” dedi.

Ben de 500’ün direksiyonuna işte bu önyargı ileoturdum. “Bana göre değil” önyargısı ile. Tam otoparktan çıkacakken, otomobil meraklısı komşum önümü kesti, “Bunun için dünyanın en iyi otomobili diyorlar, doğru mu?” diye sordu. “İzin verirsen, doğru olup olmadığına karar vermeye gidiyorum” dedim. Ve benim evi TEM yoluna bağlayan 10 kilometrelik 3 şeritli düzlükte kararımı verdim: “Bu otomobil şahane.” Motor 8 silindirli 4.7 litrelik bir Mercedes. Çift turbo ile ürettiği güç 450 beygir. Aslında serbest bıraksanız çok daha fazlasını verebilir gibi duruyor. Zaten 700 nm’lik tork da bunun kanıtı. Gaza dokunduğunuz anda otomobil fırlıyor ve sıfırdan yüz kms’ye 4.6 saniyede ulaşıyor. Daha kötüsü 250 kilometreye de çok hızlı ulaşıyor ve siz bunu fark etmiyorsunuz bile. Otomobilin içinde hız algısı yok.

Dururken de, 200 kms ile giderken de otomobilin içinde ne ses var, ne de bir sıkıntı. Tehlikesi şu, 200’den 100’e inince durdum zannedip otomobilden inme riskiniz var. 4 çekerli spor otomobilleri hiç sevmem. Ama Mercedes iki çeker hissini kaybettirmeden 4 çeker yapmayı nasılsa başarmış ama yine de500 Coupe yola amele sümüğü gibi yapışıyor. Virajlı bir yolda o çok gürültülü, çok görüntülü spor otomobillerin tozunu attıracak bir yol tutuşa sahip olmuş. Gaza yüklendiğiniz anda kimseyi rahatsız etmeyecek ve dışarıdan da “Görgüsüz ayıya bak” dedirtmeyecek tatlı bir 8 silindir hırıltısı çıkıyor ama sadece hırıltı. Sportif sürüşü hissettiriyor ama bağırmıyor. Frenler de muhteşem.

Bu dev otomobili hiçbir sıkıntı olmadan gerektiği şekilde durduruyorlar. İçindeki konfor ise sınıfı ile aynı. Zaten belki de tek kusuru bu. Özellikle gösterge tablosununile hemen hemen aynı olması, sportif duyguyu biraz köreltiyor. Bunun dışında içi de kusursuz. Benim kullanmayı hâlâ öğrenemediğim her türlü teknoloji mevcut. Özellikle de “entertainement” dedikleri eğlence ve müzik teknolojisi. Otomobilin standart donanımını buraya yazmaya kalksam, bu sayfa belki yeter ama ekstra donanım için yan sayfayı da almak gerek. Bu müthiş otomobili büyük bir keyifle kullanırken düşündüğüm tek şey “Mercedes keşke bunun üzeri açılanını da yapsa” oldu. 4 kişinin rahatça oturacağı bir coupe cabriolet hiç fena olmaz hani. Komşum büyük ihtimalle sorusunun yanıtını merak ediyordur. Dünyanın en iyisi olmayabilir ama yaşı hafiften kemale erip, spor otomobil duygusu kemale ermeyenler için şahane bir otomobil. Tabii bir kenarda bu işe yatıracak 1 milyon 100 bin TL’si var ise!

BİRİ KIRMIZI BİRİ SİYAH İKİ ANAHTARI VAR

Egzotik spor otomobillerin fiyatlarının geçen hafta söylediğim gibi “uçmuş” olması Amerikan spor otomobillerinin Türkiye pazarındaki şansını artıracak gibi duruyor. Ford'un yeni Avrupalı Mustang'ı getirmesi bunun ilk adımı. Ancak Türkiye'ye getirilmeye değer çok güzel iki başka otomobil var. Dodge'un Charger ve Challenger'ın kasaları altında ürettiği “SRT Hellcat”ler. Biri 2 kapılı, biri 4 kapılı bu otomobillerde de Chrysler'in 6.2 litrelik motoru var.

Ancak asıl ilginç olan bu değil. Bu iki otomobilden birini alırsanız size 2 anahtar veriyorlar. Biri siyah diğeri kırmızı. Eğer otomobili kırmızı anahtarla çalıştırırsanız motor 707 beygir güç üretiyor ve otomobilin son hızı 340 kilometre saate kadar ulaşıyor. Yok eğer otomobili siyah anahtarlaçalıştırırsanız otomobil anahtarı tanıyor ve gücü 500 beygirle, hızı ise 250 kms ile sınırlıyor. Yani otomobili kendiniz kullanacaksanız kırmızı, sürücülüğüne kendiniz kadar güvenmediniz birine emanet edecekseniz siyah anahtarı veriyorsunuz. Bence iyi fikir. Tabii sürücülüğüne güvenmediğiniz birine 500 beygir emanet etmek ne kadar güvenli onu da Dodge'a sorun.